Hakikaten acı içinde okuduğum entry' dir. Evet öğretmen maaşını haketmiyor, çünkü daha fazlasını hakediyor. Derdimiz para değil, en azından saygıyı hakediyoruz. Öğrencimiz olan, yeri gelen omzumuzda ağlayan, bazen tek gülümsemesi ile bizi bizden alan, yıllar sonra karşımıza çıktığında, onun bir yerlere geldiğini görerek gurur duyan biz öğretmenler, utanmadan, saygısızca eleştirildiğimizde emin olun, gerçekten o mum gibi eriyoruz. Ancak ışık vermekten değil, verdiğimiz ışığın karanlığa dönüşmesinden...
günümüz türkiye'sinde sen saygın meslek olan öğretmenliğin bile taşeron bir meslek grubuna dönüştüğü görünce insan gerçekten çok üzülüyor.700 tl alan bir öğretmen kendi hayatına yön veremezken nasıl cocuklarımıza yön verebilecek diye düşünür oldum.
geleceğini emanet ettiğin insanların bu kadar değersiz ve parayla ölçüldüğü daha neresi var. evet alıyoruz 1700 alıyoruz. ama giderleri ve bir öğretmenin kendisini ne kadar geliştirmesi gerektiği ve refahı düşünülmüyor.
Genellikle söylenilen şudur; Öğretmenlerin hak ettiği maaşı almadığıdır. Fakat aldıkları parayı hak etmeyen kısmın ise 100de80 leri aştığı gerçeği görüldüğü halde lanse edilememektedir.
bu doktor aldığı maaşı haketmiyor diyen insanla aynı hisse sahip olan insandır. sen de okusaydın o okullarda da sen de alsaydın o paraları dedirtir adama. kendisi kazanamamıştır, bu durumu kapris yapar ve uzanamadığı ete mundar der.
baş öğretmenin bir sözü bu başlığı tamamen anlamamıza yardımcı olacağı kanısındayım.
Atatürk'e sormuşlar vekil maaşları ne kadar olsun diye.
Atatürk:öğretmen maaşlarından fazla olmasın cevabını veriyor.
yani şu an ülkemizde vekil maaşları 10.500 lira maaş birde bunun yanında süper emeklilik ile ayda 5.000tl ve hala türkiye şartlarına göre öğretmen maaşları çok iyi falan diyip zırvalayabileyenler var maalesef.Kezaa bu maaş ile canım öğretmenin toplumun aynası olarak üstü başı görünümü kılık kıyafeti derken zaten bunun nerede ise maaşın bir kısmını bunlara gidiyor.eee tabi buna istinaden atamaları olduğu için ev kirası.yani elinde yalayacak tuz bile kalmıyor siz hala toplumsal koşullardan bahsedin.*
küfrediyorum bunu söyleyen zihniyete. bunu söyleyen ana babalar veli toplantısında gelip "hocaam öğle aralarında serbest bırakmayın, sonra bizim çocuklar tostçu da simitçi de sevgilisiyle fingirdeşiyor" diyor. (oysa yönetmelik öğle arası serbesttir diyor.) sonra da biz onların başında öğle aralarında bekçilik yapıyoruz. okul bahçesinin dört bir köşesinde duvardan atlayarak kaçanları tutuyoruz. neden "ahlaksızlık" yapmasınlar diye. evde 2 tane çocuğa eğitim veremeyen anne baba öğretmenden eğitimin yanısıra bekçilik beklerken maaşına mı laf söylüyor. sizin zihniyetinizi seviym.
adam olamamış insanın edeceği laftır. bir bakıyorum ilkokul öğretmenime, düşünüyorum, çok saçmasapan yanlış yollara gidebilirdim o olmasaydı. şimdi okulumu okuyorum en azından. on maaş yüz maaş hakeder onlar, kutsallar gerçekten.
öğretmen olmadığım halde şöyle bir öngörüm vardır, kardeşim anasının babasının zaptedemediği nice piç vardır ayıptır söylemes, (sayılı da olsa vardır efendim her okulda) bunladır öğretmenin tüm mesaisi, buyrun bakalım, hadi siz uğraşın. maaşları azdır efendim.
bu ülkede yüzbinlerce insan yılda 30 bin verip çocuğunu koleje yolluyor. ne alaka demeyin eğitim bu kadar önemli işte. öğretmen ya da eğitimci çocuğun hayatını şekillendiren insandır. o insanın mutlu olup olmaması doğrudan işine ve çocuğunuzun hayatına yansır. adam sonuçta dosya memuru değil. bu sebeple gelişmiş avrupa ülkelerinde öğretmen maaşı 5000 avro civarındadır.
bu sistemde futbolcular artisler trilyonlar kazanırken , milletvekilleri maaşlarının yanında ihaleleri götürüp ceplerinin yedi sülalelerine yetecek şekilde doldururken , büyük şehirlerde ortalama bir evin kirası 700 800 lira civarında ekmege her gün zam geldiği şu günlerde bu maaş ne diye battı sana anlamadım denebilecek insan. hangi ülkede yasıyorsun merak ettim. *
ülke kalkınmasında eğitimin önemi diye klasik bir başlangıç yapıp da 40 yıllık kahvehane muhabbetini buraya taşımayacağım. bu muhabbetten daha önemli olan nokta şuan öğretmenlerin tam 4 sınıfa ayrılması. şöyle oluyor:
özel sektörde çalışan: benim de bizzat tecrübe ettiğim bir durumdur ki aldığım maaş 900 tl idi. ve ayrıca yol-yemek parasını kendi cebimden veriyordum. yani aylık kazancım 550-600 arasıydı. günlük 11 saat çalışıyor ve nefes almaya fırsatım olmuyordu. heyecanla başladığım mesleğe bu sömürü düzeni ve yorgunluk devreye girince 2.ayımda yalpalamaya başladım. sonra şansım yüzüme güldü ve devlete atandım şimdi devlet öğretmenlerine bakalım:
ücretli öğretmen: yaptığı iş ve çalışma saatleri normal bir öğretmenle aynı olduğu halde maaşı aldığı para 3/1'i kadardır. bir takım sosyal haklardan yararlanamaz. öğretmenler odasında yeri ayrıdır ve adı konulmasa da öğretmen arasında da ücretli-sözleşmeli-kadrolu ayrımı vardır. öğretmen olduğuna pişman olmak ise yerine başka biri atandığı zaman seni kapı dışına koymalarıyla eşzamanlıdır.
sözleşmeli öğretmen: ücretli ile kadrolu arasında bir imtiyaza sahiptir. aldığı maaş kötü sayılmaz fakat sosyal haklar yönünden gerçekten berbat durumdadır. atandığı görev yerinden ayrılıp tayini çıkması imkansıza yakındır. hele ki bu öğretmen evliyse eşini ve çocuklarını yazdan yaza görmek zorunda kalır.
kadrolu öğretmen:öğretmenler içinde en avantajlı konuma sahiptir. ek derslerle birlikte maaşı 2000-2500 arasında değişebilir. sosyal haklar yönünden avantajlıdır. fakat gerek toplum tarafından gerekse meb'deki yetkililer tarafından öğretmenlere karşı açılan bu savaşa anlam verememekteyim. 3 ay tatil yapıyormuşuz öyle diyor meb bakanı... o da herkes gibi haziranda okullar bitip eylülün ortasında açılıyor sanıyor. ama bilmiyor ki 1 temmuz-1 eylül arasıdır tatillerimiz.
ikinci nokta da şu sanki biz öğretmenler çok kolay bir şekilde öğretmen olduk havası yaratılmakta. 4 sene üniversite oku sonra dur yetmedi desinler üstüne 1 sene de formasyon al. ama o da yetmez! içinde her türlü dalaverenin döndüğü kpss belasını atlat hatta atlatmak için en az 1-2 sene bekle. sonra çok şükür atandım diyip görev yerine git fakat o da ne: bir sene de seminer adı altında eğitim gör ve haftasonun elinden alınsın. çok kolaymış değil mi öğretmen olmak?
her nedense öğretmenlerin maaşına ve mesleğine bok atanlar üniversite nedir bilmeyen hatta lise bile görmemiş tipler. eee boşuna dememişler zenginin malı züğürdün çenesini yorar diye...kim ne derse desin dünyanın en güzel mesleğini yapıyorum, adam yetiştiriyorum. bu kadar!