bugün

tanım:
devletin bir sözleşme dahilinde çalıştırdığı öğretmendir...
657 ye tabi 4-b li devlet çalışanıdır. ancak eş durumuna ve sağlığa bağlı özür durumunda yer değiştirebilir. Sözleşmeli öğretmenler yer değiştirme olağanığının olmamasından dolayı kadrolularla aynı haklara sahip olmak istemektedirler. Fakat maliyenin kadro vermeye yanaşmamasından ve imf nin izin vermemesinden dolayı sözleşmeli öğretmen alımı hala devam etmektedir. Özlük haklarında eksiklikler vardır bazı durumlar için yönetmelikte net açıklamalar yoktur o yüzden sözleşmeli öğretmenler bir çok sorunla karşı karşıya kalmaktadır.
her defasında siz sözleşmeli öğretmensiniz "diken üstündesiniz" laflarına muhatap olan ve her sene kadroya geçirecez deyip öğretmenlerin umutlarına geçirilen bahtsız öğretmen istihdam alanıdır.
yarı paraya öğretmen çalıştırma taktiğidir. madem öğretmen ihtiyacı var, adam gibi kadrolu olarak çalıştırılıp hakkı verilmelidir.
binlerce sözleşmeli öğretmenin eşinden ve çocuklarından ayrı kalmasından dolayı bugün sözleşmeli il emri mağdurları eşleri ve çocuklarıyla birlikte ankara da eylem yapacaktır.
ücretli öğretmenlikle çok kez karıştırılan öğretmenlik türüdür.
kadro bekleyendir.
sözleşmesiz ve öğrencilerine dersleri ,hamiline açık çek yazılmışcasına öğretmeye çalışan ve aldığı üç kuruş maaş ile ev nasıl geçinir öğrenmeye çalışan kutsal emekçiler topluluğudur.
saygıdeğer öğretmen kelimesinin önüne getirilen birkaç tanımdan sadece biri. vekil öğretmen ,ücretli öğretmen, kadrolu öğretmen, sözleşmeli öğretmen , falan öğretmen filan öğretmen...halbuki aynı haklara ve saygınlığa sahip olup sadece öğretmen olmak en güzeli olmalı.
bir daha görmeyeceğiz zaten denilip dersinde her türlü şeyi yapmaya çalışılan öğretmen türü.
öğretmenlik mesleğinin saygınlığı yerin dibine indirilmiştir.sanki sözleşmeli öğretmen eğitim fakültesi okumamıştır.bilgisiz cahil başka bir bölümden mezun olup öğretmenlikl yapıyormuş gibi davranılmaktadır.bu meslekte 5.yılımken yeni atanmış kadrolu öğretmen gibi maddi manevi hiç bir şekilde rahat değilim..emeğim sömürülmekte duygularımla oynanmaktadır..

ülkeyi kalkındıran en önemli şey eğitimken,eğitimi gerçekleştiren öğretmenlerin bu psikolojiyle ne kadar verimli ders vereceklerini düşünürler..
gerçi ülkenin kalkınmasını düşünen kim..

biz yine sözleşmeli öğretmen maaşlarından şu vergi,bu vergi,bu sözleşme bedeli adı altında kesinti yapalım..
tayin istediği halde ne kadar uzak olursa olsun gideceği yer kadrolulardaki gibi yolluk vermek yerine elindeki maaşı da alalım..

ders verdiğimiz o masum yüzler de olmasa çekilecek dert değildir..hevesle başladığımız meslekten soğutmuşlardır..
Otuz günden fazla rapor alınca sözleşmesi feshedilen, öğretmen statüsünde iken bir anda işsiz kalabilen güzel memleketimin güzide öğretmenleridir.
Milliyet gazetesinin haberine göre, sözleşmeli öğretmen elif aybaç ışık, hastalandığının teşhisi için hastane hastane dolaşırken toplam 40 gün rapor alınca sözleşmeli feshedildi.yazıklar olsundur.
(bkz: yaran yanlış okumalar)
(bkz: sevişmeli öğretmen)

olsa da sevişsek dediğim.
(bkz: yirim)
devletin en önem vermesi gereken konuda yani çocuklarından yani yarınlarından bile nasıl kar sağladığının resmi belgesidir.
aynı işi yap aynı emeği ver ve yarı ücret al.
hak mıdır, reva mıdır, ne yapılması gerekir, nasıl aşılması gerekir uzun uzun tartışılabilir ancak,
aynı öğrencilere aynı okulda aynı sınıflarda ders anlattığı halde hakkını alamayan ikinci sınıf öğretmen muamelesine maruz kalan
hmm demek sözleşmelisin bakışları altında (inat edip emekli olmayan kendine bi hayrı dokunmadığı halde hala sınıflarda küçücük çocukları değişen eğitim sistemine rağmen dayakla bağırıp çağırarak yola getirmeye çalışan 70lik ukalaların itici bakışları altında)
sırf saçma sapan düzenin saçma sapan sorularından iki tanesine cevap veremediği için; aslında çok nitelikli, alanında uzman, kendini geliştirmiş ve her şeyden önemlisi işini öğrencilerini seven bir öğretmen olduğu halde
zaten hakettiğinin altında maaş alacakken bunun da ancak yarısını alabilecek gerçekten cefakar insandır.
iyi öğretmendir,
yoksa o da bilir dershaneye özel derse bağlayıp, velilere yağ çekerek parayı kırmayı ama
neden devlet okulunda okuyan benim anne babam gibi insanların çocukları benim gibi iyi bir öğretmenden mahrum olsun fikriyle o çocuklara yardım etmeyi onları sevmeyi kendi yarınını kendi elleriyle kendi emeğiyle kurmayı amaç edinmiş kişidir.
emeğinden dolayı takdir edilmesi gereken kişidir. sağolsundur.
kadrolu öğretmenden tek farkı, tayin hakkı olmamasıdır.
sonunun ne olacagını bilmeyen ogretmenlerdir. bazıları islerini 30 yıllık kadrolu ogretmenlerden daha iyi yapmaktadır. tıpkı bir fahise gibi kullanılıp bir kenara atılması beni gercekten uzmektedir.
Sene sonlarını sevmeyen öğretmendir.Her an yeri kadrolu bir vatandaş tarafından doldurulabilir.
yeri kadrolu öğretmen kadar sağlamdır. götümüzden uydurmayalım.

bir okulda herhangi bir branşa ait sözleşmeli bir öğretmen varsa o kadroya norm kadro açığı gösterilmez, yerine de herhangi bir kadrolu öğretmenin gelmesi söz konusu değildir.

bunu hem sözleşmeli hem de kadrolu olarak görev yapan bir öğretmen olarak söylüyorum.

yerinin kadrolu bir vatandaş tarafından doldurulması için ilgili personelin vekil - ücretli - olarak çalışması gerekir, sözleşmeli olarak değil.

sözleşmeli öğretmenlik konseepti olduğu gibi fiyaskodur ona eyvallah ama sallarken de destekli sallayalım...
(bkz: metin öğretmen)

http://www.tumgazeteler.com/?a=6469938
kaldırıldı denildi, hepsi kadroya geçirilecek denildi ama yeni sözleşmeli öğretmen görevlendirmeleri devam ediyor. az önce il milli eğitim müdürlüğü binasında düzenlenen sade bir törenle milli eğitim bakanlığı saflarına yeni bir sözleşmeli öğretmen daha katıldı. şimdi yanımızda sözleşmeli öğretmen var:

gazeteci: bir yıllık sözleşme imzaladınız neler söyleyeceksiniz?
sözleşmeli öğretmen: çok mutluyum. çocukluğumdan beri hayalini kurduğum yere geldim. dönem sonunda iki taraf da anlaşırsa bir yıllık opsiyon daha kullanacağız.

gazeteci: başka bakanlıklardan da teklifler aldığınız yazıldı, çizildi, konuşuldu. neden milli eğitim bakanlığını seçtiniz?
sözleşmeli öğretmen: ben doğuştan öğretmenim. bileklerimi kesseniz kanım meb biye akar.

gazeteci: milli eğitim bakanı sözleşmeli öğretmenliği tercih etmeyebilirdiniz dedi.
sözleşmeli öğretmen: kadro bekleyip yedek kalmaktansa sözleşmeli olup ilk on birde oynarım daha iyi.

gazeteci: kadrolu olarak atanamadığınız için üzgün müsünüz?
sözleşmeli öğretmen: öğretmenlikte atanmak da var, atanamamak da. önümüzdeki atama dönemlerine bakacağız.

gazeteci: görevlendirildiğiniz okulu nasıl buldunuz?
sözleşmeli öğretmen: bahardan kalma bir hava var. zemin ders anlatmaya son derece uygun. ilk ders saatini beklemeye başladık.

gazeteci: hangi mevkide görev yapacaksınız?
sözleşmeli öğretmen: benim asıl mevkiim türkçe öğretmenliği ama ingilizce öğretmeni arkadaşımız doğum iznine ayrıldığından onun boşalttığı kanatta da ben görev alacağım.

gazeteci: buradan öğrencilerinize vermek istediğniz bir mesaj var mı?
sözleşmeli öğretmen: bizden maddî, manevî desteklerini esirgemesinler, her ders sınıfları doldursunlar, bize güvensinler, onlarla başarıdan başarıya koşacağız.

gazeteci: teşekkürler sözleşmeli öğretmen. atatürk'ün öğretmenler yeni nesil sizlerin eseri olacaktır sözünün önünde bir fotoğrafını çekebilir miyiz?
sözleşmeli öğretmen: ben teşekkür ederim. buyrun.
bundan daha beter olmak üzere bir de, ücretli öğretmenlik var ki, sözleşmeli öğretmenler yatıp kalkıp dua etmelidir.
ek derse kadar adaletsizliğe maruz kalan öğretmendir.

sözleşmeli öğretmen, okulda müdür veya müdür yardımcısı olarak valilik ya da kaymakamlık onayı ile görevlendirilir fakat sözleşmeli öğretmenimiz müdür ise görevini kadroluya bırakması için zorlanabilir. ve eğer müdür yardımcısı ise ek ders çizelgesinde kendisine hak ettiği saati yazamaz, yazdırılmaz. eğer yazarsa sonradan faizi ile geri alınacağı söylenir çünkü o görevin gerektirdiği şartları taşımadığı ifade edilir.
mevzuata bakarsınız, sözleşmeli görevlendirmelerin ek dersleri ile ilgili eksiklik yapılmasına dair bir ifade bulunmaz. durumu yetkili bir amire bildirirsiniz, aslında sözleşmelilerin müdür ve müdür yardımcısı olarak görevlendirilmesi yanlış diyebilir hatta buna kanıt olarak imzalanılan sözleşme metnini gösterir. bunun üzerine sözleşme metnine bakarsınız ve bakanlık/idare tarafından verilecek tüm görevleri aynı kadrolu öğretmenler gibi yapması mecburidir şeklinde yazar ve aynı sözleşme metninde personel, sözleşmede belirtilen öğretmenlik görevi haricinde başka bir işte çalıştırılamaz der. kafanız karışır. başka bir işten kasıt nedir anlayamazsınız. ilk maddeyle, diğer madde arasında çelişki olduğunu bile düşünürsünüz.

sonuç; aman boş verin... böyle geldi böyle gider. tepkisiz bir milletiz. ezilmeye mahkumuz.

Not: son dakika haberi olarak geçelim; artık eylül ayında ödenen eğitim-öğretim ödeneğinden de (sadece sözleşmeli öğretmenler için) kesinti yapılacak.

edit: bunları eklemeden geçemeyeceğim.
1.sözleşmeli öğretmenler bilim sanat merkezlerine başvuru yapamazlar. sınavına bile giremezler.
2.yurtdışında (türk cumhuriyetlerinde) görevlendirmeleri sözleşmeli oldukları için olmaz.
3.aynı sözleşmeli öğretmen, aynı sınava girip kendisinden 40-50 puan az alan farklı branştan bir öğretmenin kadrolu atanması karşısında adaletsizliğe isyan edemez. hakkında soruşturma açılabilir.
4.diğer kurumlardaki sözleşmeli personel gibi kadrolunun maaşından daha fazla maaş alamaz.
başbakanın vaadine göre önümüzdeki aylarda hepsi kadroya geçirilecek.
Ak parti hükümetinin bütün öğretmenleri taşeron hale getirmek için ortaya çıkardığı ikinci sınıf öğretmenlik modelidir. sözleşmeli öğretmen metin Kurtçu'nun vefat etmesiyle sözleşmeli öğretmenliğin ne kadar büyük bir hata olduğu daha net bir şekilde ortaya çıkmıştır. 2007 yılından bu yana Hüseyin Çelik, Nimet Çubukçu ve en sonunda da Recep Tayyip Erdoğan kadroya Geçirme sözü vermiş ve bu durumu seçim vaadi olarak kullanmaya devam etmektedirler.