Umrumdan taşıyor zamansızlığım.
ismin içimde titriyor, sesin sesime düşüyor; ses veriyorum... Oysa sen en sağır yarasın yüreğimde...
Gözlerini günceme düşürdüğümden bu yana,
yorgunum gitmelerin tümüne.
Gözlerini günceme düşürdüğüm günden bu yana,
dipnotlarda çürüyor sevda adına ne varsa...
Meğer ne çok beklemişim gelmeyişlerini.
Sen beni anlarsın be usta
ne garip sıkıntıdır şu suskunluğuma en uygun makamı bulamamak.
içimin buz kestiği yerden çıkıp geliyorsun gözlerime.
Sen geldiğinde ise düşürmüş oluyorum düşünden kendimi...*
çilesiz bir günüm olmadı gitti
bilmedim ömrümün suçu ne usta
allahın gücüne gider mi bilmem
verdiği bu candan ben bıktım usta
-nakarat-
mutluluk kapımı çalmadı gitti
dalımda bir yaprak görmedim usta
murat yalan imiş umutsa hayal
böyle yaşamaktan bıktım ben usta
bıktım ben usta
böyle yaşamaktan bıktım ben usta
bu kötü yazıma kader diyorlar
dertler zincirine vuruldum usta
gittiğim bu yolun dönüşü yoktur
hakkını helal et elveda usta
önce yusuf miroğlunin sonra polat alemdarın kullandığı lakaptır. dayılık racununda usta diye bir şey yoktur ama masonluk raconunda vardır. o yüzden bu iki karakter beni kallındırır.
yetkin dikinciler, fadik sevin atasoy ve şevket çoruh' un müthiş oyunculuklarını gösterdiği, müşfik kenter' e, ayten uncuoğlu' na kadar müthiş kadrosu olan film. hasibe eren arka planda kalmış. verdiği mesajlar dışında hiçbir şeyi fazla abartılmamış, hoş bir film. filmin eskişehir' de yapılan galasında, heykeli çıplak olduğu için kaldıran gerici belediye başkanı bölümünde, konukların yılmaz büyükerşen' i alkışlamaları hoş mudur, karar veremedim şimdi. eskişehir' deki klişe uçak kanatları çin' den, mühendisler alman muhabbeti filme taşınmıştır. bunları düşününce birşeyler yarım kalmış gibi ama uzaktan bakınca da hoş bir film.ama, ama, ama ve ama yetkin dikinciler' in ' köprübaşı'na gidelim' deyişini bile sevdiğim filmdir. ' adalar', 'doktorlar' veya ' çarşı' yerine ' köprübaşı' güzel durdu gibi, onun ağzından. annemin ağzında nasıl duracağını kestiremedim ama.
insanın kendisine sorması lazım; hayatta tutkuyla bağlı olduğun şey nedir, amacın nedir?bomboş geçerken zaman tokat gibi cevap çoğumuzun hayatına.
izledikten sonra yoğun olarak kendini hatırlatan bir film. başarılı sayılması için birçok neden var; başta yetkin dikinciler'in oyunculuğu, ustalığı. ki bir adam bu kadar güzel bakabilir mi?
ayrıntılarda saklı bir ton hüzün var. belleğe kazınan bir film daha..
Doğru da olsa kaygılı mesajlar, kimken abartılı oyunlar ve sıcak mahalle dizilerinin az biraz ötesi mekan/konu/diyaloglar, 'Kafaya takmayalım ya, boşver' deyince yavaştan kendini sevdirmece,Şevket çoruhun ilerleyen dakikalardaki şahane oyunu, hamamyolu, porsuk, güzel şehir eskişehir ve hepimiz vecihiyiz...
O değil de imamın koşa koşa ezan okumaya çıktığı o sahnede gol olmalıydı ve imam da coşup gol diye bağırmalıydı. O sahnenin hakkı oydu, ordan dönmezdi sevgili yönetmenim, dönmemeliydi.