selvi boylum al yazmalım'da türkan şoray'ın yıllar sonra kadir inanır'ı görünce elindeki odunları yere düşürmesi ve ahmet mekin'in onun eski kocası olduğunu anladığı ve aşk nedir diyerek kendilerini sorguladıkları sahne şahaneydi.
(bkz: ağır roman)
okan bayülgen'in yanan tamirci dükkanından küçük iskender'i çırılçıplak ve baygın halde çıkarıp geldiği sahne. insanın tüylerinin diken diken olmasına sebebiyet vermekle kalmayan aynı zaman da gözleri dolu dolu yapan sahnedir.
the gotfather serisinin birincisinde, reddedilemeyecek bir teklif sonrası elemanın kanlar içinde uyanması akabinde yorganı kaldırarak bilmem kaç milyonluk atının kafasını görmesiyle oluşan sahne ve tüm kareleri de unutulmaz...
babel' de cate blanchett' in fas' ta köhne bir köy evinde omzundaki yaranın acısından çişe kalkamadığını ve altına yaptığını söylemesi üzerine, brad pitt'in onun altına bir tava koyarak ona sarılıp çişini yaptırması, ve onu uzun uzun öpmesi, nedense hafızama kazınmış ve gerçek sevgiyi, sıcaklığı bana hissettirerek beynimde unutulmaz sahne oscarlarından birini almıştır.
* Braveheart da william wallace'ın "freedoooooooom" diye bağırdığı, ölen eşini gördüğü ve elinden mendilini düşürdüğü, aynı anda kralın da öldüğü ve prensesin hiçbirşey yapamamanın acısı içersinde gözyaşı döktüğü sahne.
* the Matrix'in unutulmaz sahneleri çok olmasına rağmen, Güvenlik görevlisinin "Üzerinizdeki bütün metal eşyaları çıkartın" demesi üzerine neo'nun silahlarla dolu olan paltosunu aşması ve sonrasında gelişen hadiseler.
* The Ring filminde Samara'nın televizyonun içinden çıktığı sahne.
american history x filmdeki edward norton'un bir zencinin dişlerini kaldırım taşına dayayıp kafasına tekme attıgı sahnede akıllarda iz bırakan sahneler arasındadır..