+ Bana bak, Sana bir şey söyleyim mi?
- Söyle.
+ Kimseye söylemek yok ama!
- iyi ya söylemem.
+ Yemin et bakayım.
- Vallahi billahi söylemem.
+ Ben ölecekmişim.
- Ne var oğlum bunda yemin ettiricek?
+ Hiiiiç. Ama abimle Halit abim “Duydun mu?” diye bağırdılar akşam bana. Ben de korkudan “Duymadım.” dedim.
- Sen sahiden ölürsen bilyalar ne olacak?
+ Ne biliyim ben.
- Bana versene?
+ iyi ya, ölünce abimden alırsın.
- Yaşa ulan.
-Birincilik ödülü!
-Bir tank
-Bende zaten bir tane var.
-Bu gerçek bir tank! Yepyeni!
-Biz kazandık anne! Biz kazandık! biz birinci olduk! 1000 puanı kazandık ve eve tankla döneceğiz!
--Babaaa.. Babacım.. Bunun içinden mi çıktın?
Baba, ben yine hayal mi görüyorum?
--Öyle olsa bile ne farkeder, böylesi daha güzel değil mi?
--Peki o zaman neden süpermen değilsin?
--Çünkü sen artık büyüyosun Deniz..
--insan büyüyünce hayalleri küçülür mü?
.....
--Keşke büyümesem..
--Neden?
--Çünkü seni bi daha göremem.
--Büyüceksin Deniz büyümek zorundasın, büyüdüğünde beni görmeye ihtiyacın olmıcak.
"Seninle cebellesecegim diye bütün güzel huylarım degisti."
Kış uykusu, nuri bilge ceylan.
Adam karısına söylüyordu bunu. Sürekli didişmekten, herseyi açıklamaktan, sürekli savunma halinde olmaktan. Herseyden süphe eder hale gelmek, kabalaşmak ve karşındakiyle savas halinde olma yüzünden bambaşka birine dönüşmek. Olmadığın birine.