her gün biraz daha unutulmak asıl zor gelir, ben hiç unutmadım unutmayı kalbim ne bilir.. nedense hep bu şarkıyı aklıma getiren acı dolu bir kelimedir.
en kötüsü; sizi bırakıp öbür dünyayı tercih etmiş kişinin sesini artık duyamamak, hayal bile edememektir. resimlerle görüntüsünü hatırlarsınız, nasıl güldüğünü, hangi olaya nasıl tepki verebileceğini anılarınızla çıkartabilirsiniz ama sesini hatırlayamamak işte o unutulmaktan daha kötüdür.
iki türlü olandır. Birincisi kişinin aklında hiç yoksunuzdur. ikincisinde aklında varsınız ama değeriniz yoktur. işte ben ikinci sınıf unutulan birisiyim.
ikili ilişkilerde zaman geçtikçe başınıza gelmesi muhtemel olan olaydır. insanlar çabuk unutuyor sanırım sevmenin ve sevilmenin ne kadar değerli ne kadar özel olduğunu. unutuveriyorlar belki de nasıl olsa başkası olur diye düşünüyorlar. zaman ile boş vermişlik, unutkanlık, özveri eksikliği başlıyor sanki.
Bütün anıları o saniye yaşar gibi aklınızda tutarsınız lakin olayın başrolünde oynayan kişi çoktan sizi unutup yeni hayatına yelken açmış olabilir hatta evlenip çocugu bile olabilir mutlu son diye bi şey yok mutlaka birileri digerlerini unutuyor umarım siz unutan tarafta olursunuz unutulmak her saniye saplanan bıçak gibi.
varlığının yükü ağır geldiğinde, hiç var olmamışcasına unutulup yokluğa doğru kanat çırpmayı ister bazen insan. ama bunun sadece fantastik bir düşünceden ibaret olduğunu bildiğinden gerçeklerin yükü altında ezilen bir mahkum olarak yaşamaya devam eder hayatını..
yanınızdan geçse dahi artık bir yabancı gibi görmek, hissetmek.
o konuşmaları, muhabbetleri, beraber içilen sigaraları ve herşeyi unuttuğun an.
artık yabancıdır. unutulmuştur.