Unutmak kısa vadede başınıza ufak çaplı dertler açar. Örneğin, bir zamanlar aşık olduğumu düşündüğüm kıza 2 hediye götürdüm, birini unutmadan vermeyi başardım. Ancak öteki hediye manevi değerler içeriyordu (hediye buluştuğum süre zarfında kızla yazı yazdığımız bir defterdi.) ve hediye unutkanlığımdan bende kaldı. Kızla birkaç hafta sonra yeniden görüştüğümde hediyeyi vermeyi unuttum. Aslında kişisel bir utançtan öte bir dert değil bu.
Unutmanın iyi yanıysa geçmişe ait hiçbir özlem duymamanız, yas tutmamanız, yakınınızda eksilenleri birkaç saat içersinde unutabilmeniz. Hatta, yukarıda bahsettiğim kız da benim gibi çok unutkan ve kendisi de biliyor. Geçmişte beraber geçirdiğimiz vakitlerden ufak kesitler aklıma geldiğinde kızla paylaştığımda kızın hiç hatırlamaması ve özellikle kıza karşı yapmış olduğum hataları da hiç hatırlamaması beni çok etkiledi. Bunun sebebiyse etraftaki kızlara karşı yaptığım en ufak hatada silinmemdi. Benim gibi insanlar yaptığınız hataları da unuturlar ve bize karşı cidden kötü bir hareketiniz yoksa arkadaşlıklar son bulmaz *
birini ya da yaşananları unutmaya çalışmak.. iyi ya da kötü her ne olduysa yaşandı ve bitti. Unutmaya çalışıyorum diyip tekrar hatırlamak saçma geliyor bana. Sana yaşananları unutturacak birini seveceksen zaten hiç sevme.
“unutmak istersem unuturum” diyebilmenin gerçek olması gerekirdi. hatırlamak kolayken, neden unutmak bu denli zor? böyle olmamalıydı, böyle boğulmamalıydı insanlar. balık tutmayı öğretmeyin bana, balık da vermeyin. becerebiliyorsanız balık olmayı öğretin.
eğer bunu, o herhangi bir şeyi bir daha hatırlamamak üzere istiyorsanız, ilacı meşguliyettir. ama anlık meşguliyetler değil tabii. belirli bir süresi olan, süreç olarak meşguliyetler. kısacası bir işte çalışmak.
unutmak kelimesi undan çıkmış. bildiğimiz un yani, hamur işi, öyleymiş. unutmak için un ufak etmek gerekiyomuş. birini bütün olarak unutamazmışsın zaten, öyle pat diye unutamazmışsın. öyle yavaş yavaş gidermiş, yavaş yavaş unuturmuşsun. gözleri, kaşı, burnu ile kulağı, sesini yavaş yavaş. unuttuğun zaman da o kişi olmazmış. hatırlamazmış. sonra unuttuğunu unuturmuş...
Unutmak denildiğin aklıma hayatın bir parçası geliyor nasılki insan bazen bazı anıları hatırlayinca mutlu oluyor bazıları ise acı veriyor, acı veren kısmı birazda olsa unutabilmek.