bardağın dolu tarafını görememe ve bazan görmemek için içindeki suyu bile dökebilme güdüsüdür.
umut,,, hiç açmayacak güneşse sen de haklısın be birader...mevsimlerde sorun var
güneşte sorun var,,,, ey dünya gölge et baska ihsan istemez,baska da bi
halta yaramıyosun ya zaten...
şu lu'nun yaptığını görüyor mu gözler, işitebiliyor mu kulaklar soluyor
mu ciğerler...at şu sigarayı elinden, ciğerlerine sadece lu'yu çek...
orda burda sağda solda ortada satılmıyo ki bu meret,alalım
-usta yolsuz kaldım, al bu tüm param bana ne kadar lu'n varsa ver....
kalakalınıyor bir düşük cümlenin ortasında, önce sağa sonra sağa sonra
tekrar sağıma bakıyorum, sol yanım iflaslarda hacet yok...
geçemiyorum karşıdan karşıya...bu trafik hiç durmaz mı polis amca...
ne? fazla konuşmayım mı? dışarı mı atarsın? o da güzel, yaratıcı türk polisi...
neyse bak ilerde kaza var, adamlar da ölmüş,,, artık gidip müdahale edebilirsin
tutmayım seni, tutma beni...
hem 'lu arıyorum ben, işim olmaz seninle...
nerde kalmıştık...hah kalakalmıştım bir düşük cümlenin ortasında...
karşıdan karşıya geçemiyordum...iq coçturalım biraz neler yapılabilir,
bir el mesela di mi? evet bir el uzansa,??? herkes elsiz kolsuz mu?
el'ini sakınıyor mu yoksa yaban eller?
......elimi kestim attım anne...sarılamazsa oğlun sana, kusuruna yavaşça bak...
gözlerini kaçırarak bak ama al elim senin olsun oğlum deme sakın,, ağlarım anne.....
gözlerimle sarılırım ben anne...hem antremanlıyımdır..o'nun sayesinde...
şu 'lu'nun yaptığını sen de görüyor musun anne?...
üzülme annem..ben eğleniyorum artık...ya da eğ'liyorum kendimi...
bir düşük cümlenin ortasındaydık di mi...evet...el'i geçtik...
ayyaşlığa terfi etmek mi? bu nasıl ? hiç fena değil...
daha 40 fırın şarap içmem mi lazım? sen de kimsin ya?
hadi be ömer hayyam mısın harbiden?
-tek bişey soracam sana hayyam baba? değdi mi?
+az bile...
şerefine o zaman hayyam baba..senle içmek, içmeye çalışmak ya da; bi şerefti benim için...
el gitti, ayyaşlığı henüz beceremedik, ne kaldı?...
dur bi de yanık bi türkü tutturayım bakalım...olm kaçmayın lan,
o kadar mı kötü sesim...sesime ses yoktu...
sesini unuttu, ondandır,açılır sabredin...
sesimi kestim attım anne...konuşamazsa oğlun kusuruna yavaştan bak...
gözlerini kaçırarak bak...
al sesim sesin olsun oğlum deme sakın, ağlarım anne...
kimseye ağlamam da sana ağlarım anne...şu boktan dünyada sözyaşlarımı
sana gösteririm, değmez başkasına ,,sana değdiği kadar...
ama sana da kıyamam ki anne...annem...ağlatma...
nerde kalmıştık...nerelerde kalmamıştık ki?...
o trende o'nunla sonsuzluğa sürülseydim belki de...tren durdu da noldu?...
sıfıra sıfır elde var sıfır...pardon "el" yoktu özür dilerim...
şu sigaranın dumanını yüzüme ifler misin güzel...
teşekkür ederim...filmdeki gibi oldu...
...sıfıra sıfır..yüz bin tane sıfırım var bi boka yaramıyor
9.8.7.6.5,4,3,2, değil 1 yeterdi bana..sadece 1...zengin olurdum valla...gel gör
bi işe yaramıyor yalnız kalan tonlarca sıfır...
gözyaşlarımı da kestim attım anne...kusuruma bak yavaşça...
ama, al oğlum gözlerim, gözyaşlarım senin olsun deme ...
ağlamak isterim ama ,işte bu sefer ağlayamam ki anne...
"u'mutsuz'luk bağımlılığı"...
bir 'lu'nun ettiğini görebiliyor mu gözler, işitebiliyor mu kulaklar?
ben ne görüyorum ne işitiyorum...hissediyorum...belli belirli...
al tüm param senin olsun , 'lu ver bana...
sende de mi yok....ulan kim ç'aldı bunların hepsini...
neyse...hakkaten ne ise?
.......meyhanenin kapısında yazıyordu...
hiç bir yere gitmedim, hiç bir yerden gelmeyeceğim......
belki de bir tek o öyküsünü sevdiğim bir yazarın, 'tülsü'yü sevmek' isimli o öyküsünde, bir adam hiç tanımadığı ve hiç görmediği ve varolup olmadığını bile bilmediği bir kadına aşıktır ki adı tülsü dür...
nerede olduğunu da bilmediği o kadına sürekli mektuplar yazar ve bunları dünyanın birçok farklı ülkesine, uyduruk adreslere gönderir...
o hiç olmayan kadını çok sever, o hiç olmayışından dolayı...