bir aralar 3-4 ay gece gündüz çalışıp binlerce karikatür stokladığını düşündüğüm adam. bu durum böyleyse bile yeterince deha sahibi bu adam ama eğer değilse ve bu adam her hafta insanı kişnete kişnete güldüren 7-8 ayrıntıyı çizgiye dökebiliyorsa işte o zaman komplekse girerim arkadaş! bu adamdaki zekaysa, bu adamdaki beyinse bizdeki ne? finike portakalı mı?
bulduğu gereksiz detaylardan dolayı her hafta kendimi kaybetmeme, gülmekten pırt yapmama sebep olan adamdır. kendisine duyduğum sevgi ve saygı sonsuzdur. ve aslında pek hoşlanmama rağmen karikatürünün spoilerını vermek zorunda kalmışımdır artık. bu haftaki berhan şimşek ve levent inanır'lı karikatürde "dayan levent dost, dayan levent arkadaş" ı görünce hayattan bir süre kopmuşumdur. çok yaşa sen umut... mini kitleden skydancer...
30 temmuz tarihli uykusuzdaki benim de söyleyeceklerim var köşesinde, istese yavru kedi muhabbeti, yapılan işlerden duyulan pişmanlık muhabbeti sayesinde okur kitlesini melis içinde bırakabileceğini belirtmiş süper insan.
roll dergisinin agustos 2008 sayısına kapak olmus, bu dergide yayınlanan ve oznesi oldugu soyleside, muzik ve hayat hakkında oldukca hos beyanatlarda bulunmus adam. mahallenin bıckın delikanlısı.
aşağıdaki anlatımı bulunan karikatür ile hepimizin yaşadığı mahalle gerçeklerini bir kez daha su üstüne çıkaran karikatürist.
2 ordu karşı karşıya gelip savaşacaktır ama ordulardan bir tanesi kalenin oraya gizlenip diğerini izlemektedir. Tam o sırada gizlenen orduya mensup bir çocuk diğer ordunun önüne gelip konuşur:
-dolaşmayın la burda avradını siktiklerim!!!
daha sonra küfürü yiyen ordunun kumandanı ile askeri arasındaki muhabbet gelişir:
kumandan: lan ne pis bir orduymuş, sataşsında dövelim diye önden çocuk gönderiyorlar.
asker: komutanım bence kaçalım çok pis dayak geliyor.*
yanılmıyorsam iki hafta önceki uykusuz'da beni acayip güldürmüş bir karikatür:
otobüs muavini kek dağıtmaktadır, bir koltukta iki adam ve yanlarındaki koltuktada bir kız var.
adam1:kek almayayım, sadece kahve lütfen.
muavin:abi yıllardır bu işi yapıyorum, kek almadı diye kız etkileyenini görmedim
adam1:o zaman kahveyi fantayla değiştiriyorum. keki de iki tane alabiliyo muyuz?
adam2:meyvelisinden ver de vücuda vitamin girsin yeğenim.
muavin:oha!
bu hafta yazdığı "ne istiyorsun bizden meriç?" konulu yazısıyla sonuna kadar arkasında olduğumuzu bilmesini istediğim insandır. tüm meriçleri bir odaya toplayıp karanlıkta dövmek konusunda her zaman destekçisiyim.
y.g.a.: tünaydın seyit...
seyit: günaydın abi... buyur gel kayfaltı yapalım... tüpte eppek ısıtayım sana...
y.g.a.: teşekkür ederim seyit ama, beyaz ekmekten kaçınmaya çalışıyorum... dışardaki müthiş güneşi kaçırma derim... aypodunu ve parmak arası terliklerini alıp bana katılmaya ne dersin?..
seyit: bunu gerçekten çok isterdim ama aypodum yok... belki terliğinin tekini verirsen sana eşlik edebilirim!..
y.g.a.: o-oooo, güle güle seyit!..
seyit: güle güle abi...
adam: ikea'dan aldığım koltuğa bastonlu rapçi zenci oturdu. ne yapacağımı bilmiyorum.
ufak çocuk: baba ben bastonunu almaya çalışıcam. kaptığım an saldır.
merak ediyorum bu yazdıklarımızı, yüzlerce entry'e sığdırılmıs övgüleri okuduğunda gülümsüyormu acaba oturduğu yerden ? aslında merak ettiğim bişey yok. kıskanılası bir mizaca sahip. diğer çizerlere nazaran beni gülümsetebilen daha doğrusu oturduğum yerden(yada durduğum yerden) kahkaha atmama sebep olan tek çizer. **
