bugün
- ankarayı öven tip12
- sokak hayvanları uyutulacak15
- icardi1905'i silip atmak20
- afganistan yardımlaşma derneği başkanı15
- akpnin hala bedava kek vaadini tutmaması13
- spor salonuna gitsem erkekler popoma bakar mı15
- sevgilinin kız arkadaş lobisi10
- escort ile evlenmek11
- şişmanlar ölünce nereye gider9
- ellerim bos gonlum hos12
- kitap okumanın zararlı ve gereksiz olması12
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz16
- rusların en iyi olduğu şeyler20
- erkeklerin hep fotoğraf istemesi16
- karınızla gratise gider misiniz10
- kilo almak için bik bikle evlenmek11
- alex de souza vs fred10
- icardi190532
- cumhrbaşkanm sizi dünya yenemedi ben nasıl yeneyim15
- cehennemde türkçe konuşulur8
- 19 mayıs 2024 fenerbahçenin bütün oyunları bozması16
- iran'ın depremde yas ilan etmemesi9
- dondurma yalarken erkeklerin sürekli bakması8
- jayden oosterwolde11
- fenerbahçe'nin attığı golde faul olması17
- karınız olsa döver misiniz9
- anın görüntüsü13
- fenerbahçe15
- yeşil gözlü erkek olmak10
- hani u19 gelecekti ühühühühühühü10
- fulya öztürk9
- bir galatasaraylının kulağına fred diye fısıldamak8
- iran cumhurbaşkanının helikopter kazası43
- maldivlere gitmek varken eminönü nde takılan martı10
- dursun özbek19
- yazarların bugün içtiği sigara sayısı12
- galatasaray11
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı106
- izmir sıcağı9
- fethullah gülen şu an ne yapıyordur17
- karıya kıza doymuş erkek11
- bir şarkı sözü der ki10
- mert hakan yandaş31
- ibrahim reisi13
- siz türkler şerefsizsiniz müslüman değilsiniz13
- erecto'nun trafik kazası geçirmesi13
- arkadaşlar damatlık bakıyorum da sizce bu nasıl17
- yozgatlı sevgiliyle yapılacaklar8
- akp'nin fenerbahçe ve beşiktaş düşmanlığı9
- türkiye cumhuriyeti islam devleti olarak kuruldu14
insanın gerçek dünyası karardığında, yaşamını sürdürebilmesi için ortaya cıkar
"... bu dunya. herkes kendi dünyasında, herkes kendi hülyasında.." diye devam eder kayahan'ın dilinden.
sevdiğimiz, ara ara özlediğmiz bir şarkıyı hatırlatır..
sevdiğimiz, ara ara özlediğmiz bir şarkıyı hatırlatır..
fakirin ekmek kapısı olduğu söylenen dünya.
herkesin hayalinde yaşattığı, ulaşmayı hedeflediği dünya
yoksul bir matbaa işçisinin avusturalya'ya gitme hayalinin anlatıldığı türk filmi.
- loto çıksın ev alacam, araba alacam, karı alacam.
- umut dünyası tabi. *
- umut dünyası tabi. *
sayısal loto, iddia, piyango bayileri önündeki nafile kuyruklar.
(bkz: ümit dünyası) yazarı ŞEVKET RADO... insanlara yeni görüş açıları getiren bir makale kitabıdır. Bu geçici dünyada misafir olarak kaldığımız müddetçe kaybetmememiz gereken, hep saklamamız, ruhumuzun bir köşesinde kendisine ufacık da olsa her zaman bir yer ayırmamız gereken tek şey ümittir. insanoğlu kaybettiği birçok şeyi, bu arada parayı, mevkii, sağlığı ancak ümidi kaybetmezse yeniden bulabilir...
"insanlar düşündükleri gibi yaşamazlar, yaşadıkları gibi düşünürler" diyen marks'a inceden selamı çakıp, sazlar da yerini aldıysa başlayalım hemen.
kamera... ışık... ekşın!
sahnenin tozunu az da olsa yutmuş olan herkes bilir, meydanlarda toplaşan binlerin arasına karışıp da tek yürek, tek yumruk olunduğu vakit insanın içini dolduran o coşkuyu. birkaç saat sonra kısılmaya yüz tutacak olan ses, bir hatta üç beş ton kalından salınır, çoğu kez adını bile bilmediğin o insanlarla yan yana yürürken. hatta bazen "lan aslında az kalabalık da değiliz ha, bizim gibi üç beş ütopik dangalak daha olsa sallarız biz bu düzeni" türünden 'toyluklara' kapılıp inancı, umudu tazelemek bile mümkün oluyor. o derece güzel oluyor mayısın ilk günü diyerek mesajı da verip paragrafa noktayı koyarım.
- stop!... kestik!... tanım nerde arkadaşım, tanım nerde?!
- dur bi ya vericez, alla alla... 1973 yapımı bir safa önal filmi.
ne diyodum ben... hah;
aralık ayının son haftası yeşeren umutlar vardır bir de. hani şu, hayallerin bol keseden kurulduğu, en uzununa nimet abla gişeleri önünde rastlanabilen kuyruklarda boy veren umutlar... tam da bu noktada düşünmeden edemiyor insan; nimet abla mı yoksa marks mı insanlığın gerçek umududur? görüldüğü üzere akla düşen her düşünce, soru işareti öyle pek de kıymet barındırmıyor. lakin yine de cevap vermek isteyenler olursa mesaj kutum 7/24 açık.
itiraf edeyim. başta epigraf niyetine koyduğum marks alıntısından da anlaşılacağı üzere bu yazıyı kurgularken niyetim; bir vakitler dost muhabbetlerinde biraz da üzerine geyik çevirelim diye dillendirdiğimiz bir mevzu olan "ulen yılbaşında büyük ikramiye bize çıksa hala bu işlerle uğraşır olur muyuz acaba"nın nostaljisini yaşatmaktı. sonra da kurtuluşun toplumsal düzeyde olduğu zaman bi anlamı olacağından filan dem vuracaktım. lakin şu an bir kez daha farkına vardım ki lüzumsuz mevzular bunlar. ama yazdıklarımı da silmeye gönlüm elvermiyor. "ee ne diye vaktimizi çaldın o zaman" diye haklı sitemlerde bulunacak herkesten emeğe saygı beklemekten başka çarem yok.
saygılar.
kamera... ışık... ekşın!
sahnenin tozunu az da olsa yutmuş olan herkes bilir, meydanlarda toplaşan binlerin arasına karışıp da tek yürek, tek yumruk olunduğu vakit insanın içini dolduran o coşkuyu. birkaç saat sonra kısılmaya yüz tutacak olan ses, bir hatta üç beş ton kalından salınır, çoğu kez adını bile bilmediğin o insanlarla yan yana yürürken. hatta bazen "lan aslında az kalabalık da değiliz ha, bizim gibi üç beş ütopik dangalak daha olsa sallarız biz bu düzeni" türünden 'toyluklara' kapılıp inancı, umudu tazelemek bile mümkün oluyor. o derece güzel oluyor mayısın ilk günü diyerek mesajı da verip paragrafa noktayı koyarım.
- stop!... kestik!... tanım nerde arkadaşım, tanım nerde?!
- dur bi ya vericez, alla alla... 1973 yapımı bir safa önal filmi.
ne diyodum ben... hah;
aralık ayının son haftası yeşeren umutlar vardır bir de. hani şu, hayallerin bol keseden kurulduğu, en uzununa nimet abla gişeleri önünde rastlanabilen kuyruklarda boy veren umutlar... tam da bu noktada düşünmeden edemiyor insan; nimet abla mı yoksa marks mı insanlığın gerçek umududur? görüldüğü üzere akla düşen her düşünce, soru işareti öyle pek de kıymet barındırmıyor. lakin yine de cevap vermek isteyenler olursa mesaj kutum 7/24 açık.
itiraf edeyim. başta epigraf niyetine koyduğum marks alıntısından da anlaşılacağı üzere bu yazıyı kurgularken niyetim; bir vakitler dost muhabbetlerinde biraz da üzerine geyik çevirelim diye dillendirdiğimiz bir mevzu olan "ulen yılbaşında büyük ikramiye bize çıksa hala bu işlerle uğraşır olur muyuz acaba"nın nostaljisini yaşatmaktı. sonra da kurtuluşun toplumsal düzeyde olduğu zaman bi anlamı olacağından filan dem vuracaktım. lakin şu an bir kez daha farkına vardım ki lüzumsuz mevzular bunlar. ama yazdıklarımı da silmeye gönlüm elvermiyor. "ee ne diye vaktimizi çaldın o zaman" diye haklı sitemlerde bulunacak herkesten emeğe saygı beklemekten başka çarem yok.
saygılar.
Şevket Rado' nun deneme türündeki yazılardan oluşan kitabıdır...
Yönetmen - senaryo: Sefa Önal
Görüntü : Çetin Tunca
Müzik: Yalçın Tura
Oyuncular: tarık Akan, Necla Nazır, Bülent Kayabaş, Halit Akçatepe, mine Sun, Şükriye Atav, Atıf Kaptan
1973 Akün Film yapımı.
Filmde yoksul bir matbaa işçisiyle kimsesiz hasta bir kızın acı gerçeklerle dolu aşk ve evlilik öyküsü anlatılıyor. Büyük kentin kenar semtindeki küçük insanların yaşantıları, ilişkileri, dostlukları, dayanışmaları, sorunları, birbirlerine sahip çıkmaları pembe gerçekçilik çizgisinde yoruma kaçmadan doğal biçimde perdeye yansıtılmış.
istanbul'un Cağaloğlu semtindeki küçük bir matbaada çalışarak Avustralya'ya gitmek için para biriktiren Ahmet (Tarık Akan), kiracı olarak oturduğu yaşlı bir kadının Zeytinburnu'ndaki tek odalı evinin önünde Zeynep (Necla Nazır) adlı hasta bir kız bulup acıyarak içeri alır. Yetiştirme yuvasında büyüdükten sonra yanında çalıştığı terzi tarafından haksız yere hırsızlıkla suçlanarak dövülen kızla aralarında bir gönül bağı oluşur. Nikahsız yaşadıkları için dedikoduların büyümesi üzerine ev sahibinin evden atmak istediği Zeynep ortadan kaybolur.
Görüntü : Çetin Tunca
Müzik: Yalçın Tura
Oyuncular: tarık Akan, Necla Nazır, Bülent Kayabaş, Halit Akçatepe, mine Sun, Şükriye Atav, Atıf Kaptan
1973 Akün Film yapımı.
Filmde yoksul bir matbaa işçisiyle kimsesiz hasta bir kızın acı gerçeklerle dolu aşk ve evlilik öyküsü anlatılıyor. Büyük kentin kenar semtindeki küçük insanların yaşantıları, ilişkileri, dostlukları, dayanışmaları, sorunları, birbirlerine sahip çıkmaları pembe gerçekçilik çizgisinde yoruma kaçmadan doğal biçimde perdeye yansıtılmış.
istanbul'un Cağaloğlu semtindeki küçük bir matbaada çalışarak Avustralya'ya gitmek için para biriktiren Ahmet (Tarık Akan), kiracı olarak oturduğu yaşlı bir kadının Zeytinburnu'ndaki tek odalı evinin önünde Zeynep (Necla Nazır) adlı hasta bir kız bulup acıyarak içeri alır. Yetiştirme yuvasında büyüdükten sonra yanında çalıştığı terzi tarafından haksız yere hırsızlıkla suçlanarak dövülen kızla aralarında bir gönül bağı oluşur. Nikahsız yaşadıkları için dedikoduların büyümesi üzerine ev sahibinin evden atmak istediği Zeynep ortadan kaybolur.
göz yaşartıcı bomba filmdir kendisi. ayrıca hiç mesaj kaygısı taşımadan muhteşem bi sosyalizm propagandası yapmıştır vaktiyle.
kesinlikle çok başarılı.
kesinlikle çok başarılı.
denizi yollardır. (bkz: umuda yolculuk)
1973 yapımı tarık akan ve necla nazır'ın başrollerini oynadığı türk filmidir.
gerdek gecesi sahnesi çok dikkat çekici odanın duvarlarında bir karış küf, her yer dökük saçık ama masa üstünde şampanya ne güzel. *
gerdek gecesi sahnesi çok dikkat çekici odanın duvarlarında bir karış küf, her yer dökük saçık ama masa üstünde şampanya ne güzel. *
insanın amınakoyma garantili mükemmel film.
http://www.youtube.com/watch?v=0QwKWCgtrkY
http://www.youtube.com/watch?v=fyJn9oRaqNg
efsane jenerik müziği...
http://www.youtube.com/watch?v=fyJn9oRaqNg
efsane jenerik müziği...
An itibariyle show tv de başlayan filmdir. Umarım seks sahnesi vardır zira necla nazır...
11. Antalya Altın Portakal Film Festivalinde en iyi 3. film seçilmiştir. ayrıca vikipedi sayfasını bizzat hazırladığım filmdir.
halit akçatepe'nin yusuf karakterine hayat verdiği filmdir. saygılarımla.
atv'nin unutulmayan dizisi.
(img:#1874935)
(img:#1874935)
güncel Önemli Başlıklar