ekranı kapatabildiğin kadardır.
kimseler duymasın kimseler görmesin.
dışarıdan mit ajanı smithmişsin de neo'yu navigasyondan takip ediyormuşsun gibi görsün kanka.
'beyaz tavşanı takip et. '
geçenlerde arkadaşlarla bir şeyler yiyelim dedik. bir mekana gittik ama rezervasyonumuz yoktu. kapıdaki elemana "ben uludağ sözlük yazarıyım." dedim. önce bi boş boş baktı suratıma sonra "buyrun abi. üst katta yer var." dedi. sonra da tavuk dürümlerimizi yiyip çıktık.
işte böyle bir hava... dürümcülerde rezervasyon yaptırmanıza bile gerek kalmıyor.
bir heves gururlanarak uludağ sözlük yazarıyım diyorum o ney diyor mına kodumun cahili. bende anan deyip geçiyorum. napim iki saat sözlüğümü anlatayım.
- bende uludağ da yazıyorum işte
+ seni kemalist yobaz şakirt halasının kılı vajinası en büyük benim takım diğerleri şikeci siktik öldücü seni.
- yuh nasıl özet lan o öyle.
öyle bir hava yoktur. zira başımdan geçen bir olayı anlatayım, anlayın.
okul kantininde dersten sonra toplanıp oturuyorduk kalabalık bir şekilde. telefonu çıkarıp sözlüğe girdim. arkadaşlardan birisi "n'apıyon la öyle elinde telefonla" diye seslendi. kafayı telefondan kaldırdım ve "hiç, sözlüğe girdim. başlıklara bakıyorum yazacak bir şeyler bulur muyum diye." dedim. hani sözlük diyince masadakilerin dikkati bana kayar filan sandım. ama, soruyu soran da dahil kimse siklemedi. açıkçası havamı aldım. ondan sonra da makara konusu oldum. her oturduğumda telefon uzatıyorlar "al lan, sözlüğe gir" diye.
şöyle de bir durum var, yazar olduğumu duyan dangalaklar girip yazar olmak için tıklıyorlar efenim gerekli butonu. sonra benim karşıma geçip nihahah ben de yazar oldum nidasıyla konuşuyorlar.
bu mu lan? bu kadar kolay olmamalı.
ne işi var onun burada? gelsinler bana sorsunlar.
yapmıyorum hava falan. ağzımdan "bakınız" ile başlayan çıkacak her cümleyi tutuyorum. oha yani sözlük. küstüm sana!
o işler bize hava olarak geri dönmez aslında. daha çok birçok güncel olaylardan yakınımdaki kişilerden çok daha önce haberdar olmama neden olur, bu bize hava katar mı, belki biraz.
olmayan havadır. hatta eskaza "sözlük"le başlayan bir cümle kurduğunuzda, "aa ekşide mi yazıyorsun" cevabının altında ezilir "mm şey ben bi ara ıı uludağ iyi bir sözlüktü yani bundan 10 yıl kadar önce ekşiyle yarışırdık, bi ara birlikte televizyon makinasına katılmışlığımız bile var ehe." filan denir genel olarak. hı yedek hesapsa bilemem onun bir rahatlığı oluyor evet.
olmayan havadır. alnımda "uludağ sözlük yazarı" yazmadığı için kimsenin haberi bile yoktur burada yazdığımdan. olsa da havamın olacağını sanmıyorum. etrafımda bulunan kimse de burada yazmıyor, takılmıyor zaten. ben de öyle bir rastlantı halinde buldum bu sözlüğü. yok öyle bi hava yani yok!
yoktur bence. en azından şahsımın çevresinde sadece bir arkadaşımın sözlüğe üyeliği bulunmaktadır. diğer arkadaş ortamında, sen uludağ sözlüğü okuyor musun dediğimde genelde verilen cevaplar, o ne lan? oluyor. zaten elimden geldiğince ve sabırla sözlüğümüzü çevremdeki insanlara anlatıyorum. faydaların ile bol bol tavsiye vererek dikkat çekmeye çalışıyorum. bence sözlükte ki herkes böyle yaparsa daha iyi olur bence. tabi bu konuda modaratörler de herkesi yazar yapma konusunda dikkatli olursa sözlük kalitesini korumuş olur ayrıca yeni üyelerle de farklı düşünceler geliştirmiş olur.
her izinde mutlaka istanbula gider ve bir rutin haline gelmiş ''akdeniz bar'' buluşmasına katılırım. bu senede bu olayı gerçekleştirdik. sohbet gır gır şamata derken herkes dağıldı ve iki arkadaş masada kaldık. sarhoş olmaya çalışıyoruz. arkadaş samsunlu olduğu için elllllibeş falan dediğinde yan masadaki hatunlardan biri(sonradan beylikdüzü belediyesinde mühendis olduğunu öğrendim) bize dönerek laf atar.
hatun: aa samsunlu musunuz.
arkadaş: evet nereden anladınız.
hatun: ellllibeşten( gibi basit bir diyalogla tanışılır ve hatunlar masaya davet edilir)
mühendis bayan espiri sıçan bir cem yılmaz hastasıdır. ben ömrü hayatımda bir hatunun beni bu kadar güldürdüğünü görmedim( genelde üzerler) bu sebeple be cümleye başlarım.
ben: çok iyi ya. gerçekten cana yakın ve neşe dolusunuz. bu sohbetin burada bitmesine izin veremem. bana e-mail'inizi verir misiniz.
hatun: hayır
ben: surat düşer
hatun: şaka be. napcan la e mailimi.
ben: ya sizi fikirsel anlamda çok sevdim belki bu sohbete bundan sonrada devam ettirebiliriz. hem ben uludağ sözlük yazarıyım belki seni oraya üye yaparız.
hatun: ya benim arkadaşlar orada. ama ben pek sevmem.
dedikten sonra hatun numarasını verir ve sohbet günümüze kadar devam eder.
dışarıda bir kaç arkadaşıma yeri gelip de söylediğimde hiç birinden "ooo!" "vaaay!" gibi tepkiler almadığım için, hiç bir olumlu anlam ifade etmediğini söyleyebileceğim hava.
sözlüğün türkiye'nin en çok tıklanan 82. sitesi olması da bu durumu değiştirmiyor ne yazık ki.
x:Napyosun?
Y:Hiç sözlükte takılıyorum öyle sen?
X:hangi sözlük?
Y:uludağ sözlük
X: uludağ sözlük diye bir yer mi var ya? Ben bitek inci sözlüğü biliyorum, facebook'ta takip ediyorum onları, çok komikler ve çok küfür ediyolar, üfff.s.s.s