son günlerde gaflet ve delalet içerisinde olan bir kısım siyasi ve onlara yardakçılık eden çapulcular, kürt açılımı adı altında, buram buram ihanet kokan bir çalışmayı bizlere dikte etmek için topyekün seferberlik halindeler. uludagsozluk yazarları olarak buradan bir bildiri yayınlamayı düşündük. ''vatanı böyle sözlük'ten mi savunuyorsunuz'' demeyin ! su günlerde vatanı her platformda savunmak, insanları bu açılım hakkında bilgilendirmek gerek.
AKP hükümetine;
köylüsüne, ''ananıda al git'' askerine, ''kelle'' askerlik için, '' yan gelip yatma değildir'' teröristler için, ''şehit'' tanımı yapan bir zihniyetten farklı bir şey beklemek ahmaklık olurdu. lakin, bu kadar ileriye gidebileceğinizi hiç düşünmemiştik. ülkenin dibe vurmuş ekonomisi, uluslararası arenada türkiye'yi rezil edişiniz, kadrolaşmanız ve bunun gibi daha bir çok rezilliğiniz tolere edilebilir. fakat, herbir karışı şehit kanıyla sulanmış bu toprakları, göz göre göre birilerine peşkeş çekmeye çalışmanız kesinlikle kabul edilemez. türk halkı'nın güvenini kaybettikten sonraki adresiniz pek güvenilir cinsten değil haberiniz ola... açılım yapma çabalarıyla doğu bölgesinden alacağınız oylar, şeriatı getirmek için yeterli olmayacaktır. bundan emin olabilirsiniz. teminatı da türk gençliğinidir, hiç süpheniz olmasın.
dtp ve sözde aydınlara;
iliklerinize kadar işleyen bölücülüğü, iktidardan aldığınız destekle perçinlediniz, farkındayız. mitinglerinizde, eskisinden daha sık apo bayrakları, özgürlük sloganları atılır oldu, farkındayız. vekilleriniz, bebek katiline sayın demeyi, terörist ailelerine başsağlığı dilemeyi adet edindiler, bunun da farkındayız. ama sizde şunun farkına varın ki: suskunluğumuz, korkumuzdan yahut çekincemizden değil, uygun zamanın gelmesini beklememezindendir. türkiye cumhuriyeti'ni bu kadar kolay bölebileceğinizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
son söz çapulculara;
ey vatansız ve bayraksız yaşamanın ezikliğini bünyesinde barındır çapulcular; şehit mezarlarında bile gösteri yapmaya cürret etmiş kanı bozuklar, ey sizler; 30 bin fidanımızı öldüren bir katili önder kabul edenler, ey sizler; dünyanın en nankör insanları; girdiğiniz sokak çıkmaz bir sokaktır, sonunuz felakettir. türk'ün kudretini unutmuş olmanız, yıllardır size gösterdiğimiz tolerans ve iyi niyettendir.
saddam'ın zulmunden kaçan 500 bin kişiyi ülkemize alıp, ekmeğimizi paylaşmamız, insanca yaşamanızı sağlamamızın karşılığı kahpelik olmamalıydı. siz bilirsiniz. bize gör hava hoş !
atatürk'ün şu sözüyle metni bitiriyoruz,
"TOROS DAĞLARININ TEPELERiNDE TEK BiR TÜRKMEN BACASI TÜTER HALDE
KALMIŞ iSE BEN BU MiLLETTEN UMUDUMU KESMEM.BAYRAĞIMI GÖĞSÜME SARAR MiLLETiMiN iSTiKLALi UĞRUNA ÖLÜRÜM"
bu bildiri bizleri bölünmeye doğru götürecek olaya haklı bir isyandır. açılım maçılım ayaklarına bu vatan bölünemez!
edit: abim biraz sinirli. bildiri değil manifesto olmuş bu la.
edit: altuna imzamı atardım, at gözlüklü şekilde ak partiye saldırma içermeseydi. ama bu problemi çözmeye çalışan adamlara laf atınca, insanın dervreleri orada kopuyor.
- ötüken abi...
+ efendim yavru kurt.
- şimdi bu açılımı falan sözlükten protesto edip, tüm dünyaya sesimizi duyurduk yaa.
+ eee yavru kurt.
- ben acıktım bu kadar işten sonra ötüken abi. gidip lahmacun yiyelim mi?
+ hadi layn! kürt mallarını boykot ediyoruz.
- yapma be. adana urfa falan da yiyemiyoruz o zaman.
+ onları da yemiyoruz. gel ben sana mc donalds'da big menu alayım.
- idolümsün ötüken abi. asena avına da çıkarız de mi yemekten sonra?
+ ayıpsın.
- abimmm, ötüken abimmm benim.
gelmeye hazırız o dağlara, kanımızın son damlasına kadar soysuz köpeklerle savaşmaya da!
kolay tabi klavye başından milli değerlere bok atmak, yiyorsa bir taraflarınız, çıkın karşısına mehmetçiğin, çıkın karşımıza bizim.
ha göt korkusu var derseniz onun da çaresi var!
kafası karışamayacak kadar boş yazarların cümle israflarına sebep olmuş açılım. yavrularım biz devlet bahçeliyi izlediydik aynı şeyleri niye tekrar ettiniz zahmet oldu.
yola mayın döşeyerek, mehmetçikle birlikte okuluna gitmekte olan çocukları, sürüsünü güden çobanları, hamile eşini hastaneye götüren köylü mustafa'yı öldürmek olanların,
askerleri sanaldan dağlara çağıran, ancak askerin hep dağlarda olduğunu bilmeyenlerin cevap verdiği * bildiridir.
O dağlarda götünüzden sikeriz. leşinizi köpekler yer.
(çin devletini değil) çinlileri uygurlara yaptıklarından dolayı lanetleyip onlara en iğrenç küfürleri eden bir adamın çinlileşmesinin (devlet olarak elbette) sonucu ortaya çıkmış abuk bildiri.
açıkça söylemek gerekir ki böyle kan kokan metinleri kaleme alan ya dökülen kandan beslenen siyasi bir görüşün sempatizan bir milistir ya da en hafif tabiri ile saftır.
benim de katıldığım bildiri. gülmekten katılanların arasına katıldığım.
ey vatansız ve bayraksız yaşamanın ezikliğini bünyesinde barındır çapulcular; şehit mezarlarında bile gösteri yapmaya cürret etmiş kanı bozuklar, ey sizler; 30 bin fidanımızı öldüren bir katili önder kabul edenler, ey sizler; dünyanın en nankör insanları; girdiğiniz sokak çıkmaz bir sokaktır, sonunuz felakettir. türk'ün kudretini unutmuş olmanız, yıllardır size gösterdiğimiz tolerans ve iyi niyettendir.
--spoiler--
çinlilerin uygurların hamile kadınlarının karınlarından çocuklarını zorla aldığını, onların ibadet, çalışma, yaşama özgürlüklerini vermediğini, çivili sopalarla öldürdüklerini, nükleer silahlarını üstlerinde denediklerini bilmeyenlerin,
türkiye de doğurduğu çocuk başına para almasına karşın, istediği gibi ibadet, yaşama, çalışma, hainlik özgürlüklerinin bulunmasına rağmen, askerlerimizi şehit etmesine karşın, tüm ülkedeki neredeyse tüm adi suçları işlemelerine rağmen yaşayabilenlerin,
Türkiye ile Çin'i bir tutmaya kalktığı saçma cevaplar verilen bildiridir.
bundan rahatsız olanların, yazanlarını faşistlikle suçladığı bildiridir.
zaten tek yapabildikleri de budur.
"vatanımı seviyorum ve bölünmesini istemiyorum"
vay faşist, ülkücü, çapulcu!
buna böyle diyenlere büyük harflerle "bir siktirin gidin" diyorum. neden mi ? çünkü üstünde yaşadığınız, doğup büyüdüğünüz ülkeyi bölmeye çalışmak faşistlik olmuyor nankörlük olmuyor da o ülkeyi muhafaza etmeye çalışmak faşistlik oluyorsa harbiden bir siktirin gidin.
ha bu arada ırkçılık diyen de olabilir. kimse alınmasın, gücenmesin! yarası olan gocunur arkadaş. devletime devletim diyen kardeşimdir. kürt de olsa amerikan da olsa. sen diyemiyorsan o zaman başka topraklarda deneyeceksin şansını. burası nankörlük yapmak için doğru yer değil.
sivil faşizmin yirmi beş yıllık "sabrını" anlattığı bildiri. şunu anlayamıyorum: sivil faşizm madem "vatan"ın bu kadar tehlikede olduğunu düşünüyor kandile gidemese de diyarbekire hakkariye gidebilir. bu şehirler pkk'nin siyasal ağırlığının çok fazla olduğu şehirler. bir sene öncesine kadar haber bültenlerinde buralarda yapılan mitingler gösterilmiyordu hadi bilmiyordunuz diyelim şimdi kürt halkının pkk'ye ne ölçüde destek verdiğiniz biliyorsunuz.
madem böyle bir tehlike var kuşan silahlarını git kuzey kürdistana neyi bekliyorsun? hiç savaş yüzü kan yüzü işkence yüzü görmemiş sivil faşistlerin sabırlarına bak hele. ulan ateş olsanız cürmünüz kadar yer yakarsınız. sen counter oynarken kürt çocukları barut kokusu soluyor. kendi koşulların kadar konuş. kaybedecek bir şeyleri olmayanlardan ne alabilirsin?
-asker var bize gerek yok sabrımızı taşırmasınlar
+ulan zaten asker pkk'yi bitiremedi. bu "açılım" o yüzden yapılıyor. yani ortada keyfi bir durum yok. türkiye egemen siyaseti kürtlere "aa siz de çok çektiniz hadi hakkınızı verelim" demiyor. ortada bir seçenek durumu yok zorunluluk var. kürt halkı mücadele etti. kendi dilini gasp edenlere kendi kimliğini gasp edenlere diz çöktürdü.
milli değerleri savunmak adına kürtlerin, ermenilerin, alevilerin ve bilimum milli değerimizin kofti bir türklük tanımı altında heder edilmesinin alamet-i farikası karalama.
kendi içinde birçok çelişki taşıdığı aşikardır. birincisi kürtleri topraklarından sürmeye çalışanların birlik naraları atması gibi abes bir yaklaşımı bir kez daha görünür kılmıştır.
ikincisi milli değerler savunusu üzerine bu milli değerin bir parçası olduğu iddia edilen kürtlerin yok edilmesine kadar varabilecek kriminal önerilere alkış tutmaktadır.
üçüncüsü pkk'liler için bile üzülündüğünden bahsedilirken (30.000 fidan klişesi) askerlerimizin ve dağlarda kardeşlerimizin daha fazla sayıda ölmesi kutsanmaktadır.
dördüncüsü ise çinlilerin uygurlardan gasp ettiği söylenen haklar için feveran eyleyenlerin yanlış devlet politikaları sonucu devletin kendi vatandaşlarından çaldığı hakların iyi ki de çalındığı söylenmektedir.
unutmuşuz. beşincisiyse hükümeti eleştirip tayyip erdoğan'ın savunduğu şiarı bu bildirinin şiarı yapmaktır.
deveye sormuşlar neren doğru diye o da "it depends" demiş. köpekler deveyi yemiş.
adı emre ayşin. bizim mahallede oturuyordu. babası eniştemin dikimevinden arkadaşı. şehit oldu. evine gittik. evinin önündeyiz. cenazesi daha gelmedi. evin önünde yaşları on ile yirmi arasındaki veletlerden oluşan üç ayrı grup genişce bayrakları açmış bağırıyor. tiksiniyorum. gülüyorlar çünkü. şehitler ölmez vatan bölünmez diyorlar gülüyorlar. bir ara o mübarek kadın çıkıyor balkona. elini sağa sola uzatıyor. kendinde değil. belli ki oğlunu görmüş ona uzanmaya çalışıyor. o esnada bayrağı sallayan ergenler aldıkları bir komutla marş okuyorlar. şehit oldum diye ağlama anne. allahım çıldıracağım. anne balkonda anne ağlıyor bunlar ne yapıyor. gözüm annede. anneyi içeri çekiyorlar.
siz sikleriyle vatan savunmasına çıkmış gürüh. siz o bayrağı tutup bağıran ergenlersiniz benim gözüm de. siz vampirlere rahmet okutacak kan budalaları. bu ülkede bu kanın durmasını istemeyenler kanla beslenen zavallılardır.
hamaset, totalitarizm, ırkçılık, bilinçsizlik bildirgesi. bir de atatürk'ün adı karıştırılmış marifet gibi, hani bakın atatürk de bizim gibi düşünüyor mesajı veriliyor. populizm... mussolini gurur duyardı bu yazıyı okusa.
bildiri de ülkesinin gerçeklerini, insanlarını tanımayanların bildirisi. bu topraklardan yaşınızdan fazla farklı etnik grup, din, uygarlık gelmiş geçmiştir. biz herkesi eşit görüyoruz, demokrasi, hukuk falan da demeyin, insanlar artık gülüyor.
insanları terörist, öcü gibi yaftalamadan önce devlet adına yapılan (yapılmasını desteklediğiniz) icraatları, bir türlü değiştiremediğiniz zihniyetinizi sorgulayın.
sene 2009 olmuş, chp gibi sosyal demokrat olduğu iddiasındaki bir parti bile sadece siyasi çıkarları için kürt açılımı konusunda diyalog kurmaya bile yanaşmıyor. diyalog, yani karşılıklı konuşma, birbirini anlama! konuşmaya bile yanaşmıyor chp, yani bu süreçten memnun gibi. insanların ölmesinden, bu ülkenin insanlarının dağa çıkmasından ve bunun üzerinden siyaset yapmaktan memnun gibi. açılımı yapması gereken kendisi iken, yapan parti sırf siyasi rakibi diye akp'yle konuşmaya yanaşmıyor, çok demokratik bir yaklaşım gerçekten de!
peki bu sorunun bu kadar kangrenleşmesinde, kürtlerin terörist bölücüler olarak algılanmasında bu milliyetçi zihniyetin sorumluluğu yok mudur? kürt milliyetçiliğinin yükselmesinin nedeni kendinden kat kat güçlü olan türk milliyetçiliğinin yıllardır sürdürdüğü baskı değil midir?
kürt açılımı sonucunda ne olacağını bilmiyoruz, ama ülkenin bölünmeyeceği, bu yaratılan paranoid ve hastalıklı ortamın gerçekçi olmadığı çok açık. bugün pkk bile silah bırakma kararı alıyor, he bunu söyledim diye vatansız oldum galiba. ama gazetler yazdı, okuyorsanız bilirsiniz.
çatışma çıkaracaklar varsa onu da siz daha iyi bilirsiniz, biraz düşünün bakalım bu diyalog sürecini kimler istemiyor, kimler barış olmasından korkuyor? kimlerin ekmek teknesini engelleyebilir barış ortamı?
sokaktaki vatandaş böyle ırkçı oyunlara gelmiyor allah'tan, bırakın artık insanlar barış içinde yaşasın: