evrim teorisi hakkındaki yarım yamalak bilgileri ve yarım ağız laf sokmaları sona erdirecek ve geride ciddi bir bilgi ve fikir toplamı bırakacağı için, uzun yıllar yararlanılabilecek, başvuru kaynağı olabilecek bir kapışmadır.
dünyada öyle olmayabilir ama, türkiye'de evrim taraftarlığı giderek bir ruh hastalığına dönüşmeye başlamıştır. en son marmara üniversitesinde yapılan evrim teorisi karşıtı sempozyuma yönelik saldırıları ve daha önceki benzerlerini hatırlayalım.
tarihte, bilimsellik iddiasındaki hiçbir görüş, bu kadar fanatizme konu olmamış ve karşıtlarına tehditler, küfürler, hakaretler yağdırmaya ihtiyaç duymamıştır. bilimsel buluşlarla, bilimin doğası gereği çok az insan ilgilenir. geri kalan geniş kalabalıklar, sadece bunların sonuçlarını görür. tarih boyunca bu böyle olmuştur.
oysa bir tek evrim teorisi sözkonusu olduğunda bu doğru olmuyor. çünkü onun gerek teorik olarak, gerekse pratik anlamda insan hayatına hiçbir katkısı ve etkisi bulunmuyor. aslında gerçek olup olmaması da kimseyi ilgilendirmiyor. o yüzde, adeta zorla ve kavgayla kabul ettirilmek isteniyor. bu teori aleyhindeki en küçük düşünce, büyük bir tahammülsüzlükle karşılanıyor.
böyle bir bilim olabilir mi? olamaz. evrim teorisi bir bilim değil, bir ideolojidir; türk halkına zorla benimsettirilmek istenen...
fikir birliği ve sonuç için, gönüllü veya görevli hakemlere gerek olan kapışma... bu tür hakemler çıkarsa olabilir de...
ben üslup açısından, kavga çıkarmamaya çalışacağım ve sadece fikri tartışma (münazara) havası vermeye yarından itibaren başlayacağım... herkes de eminim bu çerçevede konuşacaktır.
tahin ile pekmez'in 7 milyar insanın topraktan yaratılan bir kişi ile, topraktan yaratılan o kişinin kaburga kemiğinden yaratılan dişiden geldiğine sözlük yazarlarını ikna etmeye çalışacağı kapışmadır.
bu tezini ispat ederken labratuvar ortamında topraktan bir adam ve onun kaburga kemiğinden de bir kadın yapmasını ve sözlük galerisine eklemesini beklemekteyim, yoksa hayatta inanmam...
protest sanayici'nin yanlış düşündüğü kapışmadır.
ben açarım önüme henri bergson'umu, konuşurum.
kim ne derse de o temelde savunurum.
ayet hadis okumam, korkmayın.
zaten okuyanı da anlamam.
onlar müslümanlar, inançlılar içindir.
burada bir bilimsel-fikri tartışmadan söz ediyoruz.
zaman kaybıdır. bu konuda binlerce başlık, onbinlerce entry vardır ve bilimle inancı telif etmenin mümkün olmadığı, sadece sözlükte değil, 150 yıllık evrim tartışmalarında görülmüştür. öte yandan, bu tartışmaların gideceği yerin ne olacağına örnek vermek gerekirse, katolik kilisesi galile'nin görüşlerini hiçbir zaman kabul etmemiştir, ama onun görüşleri sonunda topluma egemen olmuştur. bilimin gücü, hurafeyi eninde sonunda yenecektir. ama, bu yenilgiyi kabul etmeyenler her zaman olacaktır, bugün kilisenin yapmaya devam ettiği gibi. ünlü sözdür; "ama dünya yine de dönüyor". siz kabul etseniz de etmeseniz de.
sosyal darwinizm darrwinizmden ayrıdır diyenlere meydan dayağı atacağım kapışmadır.
önceden söyleyeyim...
ben darwin'in iki kitabını birbirinden ayırmadan konuşacağım, haberiniz olsun.
sadece darwin değil tabii, bu teoriye dair her şey...
gerekirse ibn-i haldun da...
ona göre, boş gelmeyin bak...
yaratılışçıların * bilim, inanç veya biyolojinin temel kuramı olarak kabul etmeyip kapışma istedikleri başlık oluvermiştir.
peki güzel kardeşim bilim değil, hadi inanç değil, peki ya ne? niye daha bunun ayırdına varamadan yani birşeyi kafadan yok sayıp kapışma istersiniz? hem yok sayıyorsun hem kapışma istiyorsun.
tahin ile pekmezin karışabildiğinin aksine, asla karışıp tahin-pekmez olamayacak iki zihniyetin nasıl başladılarsa öyle çıkacakları kapışmadır. bu arada küçük bir uyarıda bulunmak da gerekir. bergson bir "yahudidir". ne zamandır islamcılar yahudi bilim adamlarını referans alıyorlar ? onlara göre her kötülüğün anası onlar değil mi ? bu mantığa göre, demek ki evrime saldıran bir yahudi ise, evrim iyi birşeydir ? hem darwin de yahudi asıllı değilken, bu daha da büyük anlam kazanır.
kimsenin bir şeye ikna edilmek zorunda olmadığı kapışmadır. fikirleri görelim, yeni şeyler öğrenelim, bize bakanlar yeni şeyler öğrensin. horoz döğüşü değil, fikir tartışması yapalım.
olaya biraz daha yukarıdan bakalım efendim, economist dergisinin 34' ülkede yapmış olduğu bir araştırmaya göre * evrime en çok inanılan ülkeler sıralaması şöyle; izlanda, danimarka, isveç, fransa, japonya vs.
şöyle bir göz ucuyla listeye bakılırsa dahi hurafe yerine bilimi, gerçeği seçen insanların çoğunluğu oluşturduğu ülkelerin gelişmişlik ve refah seviyesi bakımından bizim gibi evrim teorisinin bilinçli şekilde çarpıtıldığı ülkelerden çok çok fazla gelişmiş ve birçok alanda ileride olan ülkeler oldukları farkedilecektir.
ülkemizde evrim 'materyalistler tarafından' çarpıtılmış ve biyolojik değil, dine antitez olarak kullanılan bir argüman haline getirilmiştir.
evrim teorisi, biyolojik olarak canlılığı ve çeşitliliği, dini öğretilerin tersine (çelişmeme payı mevcut olmasına rağmen) biyolojik olarak açıklamaya çalışma amacıyla oluşturulan zorlama bir teoridir. benzerlikler asla bilimsel kanıt olamaz.
örneğin evrim teorisi, kabul gördüğü ülkelerde dahil olmak üzere, başlangıcı açıklayamamaktadır.
--spoiler--
evrim başlangıç ile ilgilenmez, çeşitliliği açıklar
--spoiler--
çeşitlilik, başlangıçtan bağımsız bir şekilde incelenemeyeceğinden dolayı aslında eksik, topal bir teoridir. dahası, çeşitlilik ile değil yaratılış argümanı üzerine öğretileri bulunan dinlere karşı argüman olarak kullanılması büyük mantık hatasıdır.
kabul etmeyene, 'cahil, yobaz' denilmesi büyük cahilliktir.
yani evrim yoktur demek şuan için yanlış olsa da evrim kesinlikle vardır demek daha büyük bir yanlıştır.
Kapışmaya gerek yoktur. durum evrim değil. inanmaya aksi tez olarak düşünüldüğü için evrim teorisinin üzerine bu kadar gitmeye gerek yoktur. sonuçta bir teoridir. din her şeyi ile kabul edilmesi gereken bir olgu olduğu için, neyin tartışmasıdır. din dogmatik bilimde şüpheci olduğu sürece tartışmaya gerek yoktur. bırakalım bilim insanları tartışsınlar. onların işi tartışmak. inananların işi ise tartışmamak ve yazıldığı gibi kabul etmek.
olaya biraz daha yukarıdan bakalım efendim, economist dergisinin 34' ülkede yapmış olduğu bir araştırmaya göre türkiye, teoriyi kabullenen ülkelerin sonunda gelmektedir. dergideki tablo, ülkelerin ferah düzeyini ve gelişmişliklerini belirliyorsa eğer türkiyenin üzerinde united statesin ne işi var? dimi. (united states i gizli bakınızda göstermemin sebebi tıklayarak hakkında bilgi edinmeniz içindir)