sözlükte bugüne kadar yok yok kardeşim dizisi neden olmasın bünyelere ilaççç gibi kadro, ilaç gibi dizi.
dizinin kahramanları ilerleyen vakitlerde bir bir katılacak ve kendilerine karakter yaratacaklar ve buna göre yazacaklardır.
dizinin kurgusu tamamen yazarlara kalmıştır. ister derin devlet ister selena minvalinde olsun hertürlü atraksiyona hazır olmakta fayda var efem. karakterlere isim bulmakta süper olur.
misal;mey : nedirhan karekterini canlandıracaktır. göğsü açık bahrı yanık bir anadolu yiğidi. ayrıca doğuda askerlik yapmış şimdi de memleketinde kahvehane işletiyordur. çaylara hafiften karbonat bassa da iyi adamdır nedirhan...
nedirhan, öğleye doğru geldiği kahvesinde bahçe taburelerinden birinin üzerine çökmüş, dün akşam içtiği dublelerin sayısını ve götürdüğü hatunların yüzlerini hatırlamaya çalışırken zonklayan başına buz torbası bastırıyordu.. hava da nemliydi ya yapış yapış olmuştu gömleği üzerinde hafiften de yıpranmış mıydı ne?...
kahve her öğleden sonra olduğu gibi sinek avlıyordu gerçi tek derdi de bu olsa diye geçirdi içinden.. köyün sorunları biter mi?..
arkasından yaklaşan gölgeyi görünce ürktü nedirhan. gelen kişi kimdi acaba?.. hem de böyle sinsi sinsi arkadan da yanaşılır mıydı?..
... redwinemania: (kamil) lunapark'taki "3 penaltıyı gole çevirenlere 1 paket marlboro" standında kalecilik yapıyor. babannesiyle yaşıyor, sk gibi bir hayatı var yani.
...
kamil yine her zamanki gibi, gece şehirden çıkmış, hayatına lanet ederek köyüne, babannesinin yanına ve yani evine dönmek üzere yola koyulmuştu.
arkasından gelen kişi köyün delikanlılarından gurbette okuyan cengiz*dir. elini birden nedirhan'ın omzuna koydu ve "akşamdan kalmasın sanırım" dedi. cengiz bir sandalye çekti ve oturdu. sigara paketini çıkardı ve bir tane yaktı. nedirhan'a uzatmamıştı sigarayı. bunu biliçli olarak yapmıştı. "akşam neler oldu, hatırlıyor musun?" diye sordu...
nedirhan; oo cengizim hoşgelmişsin dedi. ''haberim olmaz mı başım çatlıyor'' ''en son bizim lunaparkçı kamili sırtladığımı hatırlıyorum ama o da eşşek ölüsü gibi adammış vesselam belim incindi''.. tanıdığın bir bel fıtkçısı var mı usta?
bizim haydar amca var. ona bir görün istersen. bardak vurur birşeyciğin kalmaz. senin de beline kuvvet maaşallah iyi dayanıyorsun. bak sana gelirken sana kayseri'den pastırma getirdim. bu kıyağımı unutma. hatice*'den bir haber var mı? mektuplarıma cevap vermiyor. öğrendiğim kadarıyla muhtarın oğlu ona yazılıyormuş doğru mu?
muhtarın oğlu olsa keşke sadece. bizim lunaparkçı kamil geçen 2 halkaya 1 malboro vermiş diyorlar haticeye... zaten buralarda pek de vakti kalmadı cengizim. şehre gitmek lazım gelir en yakın zamanda.. bizim amcaoğlunun beyoğlunda yazanesi var ordan çağırıyor gel başında dur deye.. anam helallik verince tez elden yolculuk görünür bize..
oooo artık gurbete gidince unutursun bizleri. istanbul'u çok anlatıyorlar. ben bir kere attırdığım gazete sayfasında görmüştüm. zalim avratlar varmış. hem orda kızlar teklif ediyormuş. okul bitince traktörü alıp gelirim yanına. belki bize de bir kısmet çeker. umut fakirin ekmeği işte. kamil de bu aralar çok yamuk yapıyor bana. yüzüme gülüp arkamdan iş çeviriyor. gece okey tahtasını kafasında kıracam onun da zaten.
sosyal mesaj verebilme açısında bir sorunlu ergen içeren dizidir.
berk in de başrol almasa da bir rol kapatabildiği, içki, sigara, uyuşturucu kullanan ve sırf ibret olsun diye başına bir sürü boktan şey gelen bir genç olarak yerini aldığı yararlı oluşum.
asi genç olabilmesi için biraz uzatılıp garip bir model verilmiş saçı, renkli bir t-shirtü, açık renk bir kotu, olmazsa olmaz converseini bünyesinde barındırmakta olan berk in zaman kaybetmeden yerini aldığı ** televizyonsal atraksyon.
berk sırasıyla önce kötü bir arkadaş çevresi içine girecek * o da yetmezmiş gibi yollu bir kız arkadaş edinecek ve onların zorlaması üzerine sigara, alkol ve uyuşturucuya başlayacaktır. git gide gözlerinin altına sürülen mor far miktarı artacak ve karakterin sonuna doğru dudak hizasına inmiş olacaktır.
berk e yan karakter olarak çaresiz bi anne ve sert görünüşlü fakat duygusal bir baba da yer almalıdır.
dizinin esas oğlanının ve esas kızın eğlenmek için gittiği taksimde, apartmanın merdiven girişinde kartonun üstüne oturmuş saçı sakalına karışmış elinde köpek öldüren şarabı bulunan ve her önünden geçenden 1 ytl sıgara parası isteyen hayata tutunamamış bir adamdı fatal. **
nedirhan'ın peşinden gelen cengiz taksimde apartman merdiven girişinde bu kişiyi* görür. anadolu çocuğu ya cengiz korkmaz ondan. yanına otur. nedirhan'a ikram etmediği sigarasından bu adama uzatır. ikisi de sigaralarını yakarlar. ortada adamın yaydığı berbat bir koku vardır. hayırdır kardeş dedi cengiz? kim seni bu hallere düşürdü?
fatal' ın saçlarındaki aklar ve göz altı torbaları onu bir hayli yıpranmış gösteriyordu ama şarap şişesini kavramış elleri bir zamanlar silah kavramış gibi her an tetikte duruyordu.. kim bilir neydi derdi?..
kendi yaşını bile tam olarak bilmeyen bu adam anlatmaya başladı;
"yıllar önce uzun bir zaman önce uğruna ailesini tüm şaşalı iş hayatını bir tarafa bıraktığı -ondan bahsederken sonsuzluğum derdi- kız onu hiç beklemediği bir zamandan yarı yolda bırakmıştı. bu kokan, pis görünümlü adam o günden sonra artık hayatın hiç bir anlamı olmadığını anladı ve kendini tanju okan'ın da dediği gibi "benim en iyi dostum içkim sıgaram" diyerek hayattan vazgeçti. ama hayat ondan bir türlü vazgeçmiyordu." dedi adam ve cengiz'den aldığı sıgarayı bir çırpıda bitirdi.
cengiz bu adını bilmediği adama hiçbir acıma duygusu hissetmemişti. onun ne kadar yüce bir kişi olduğunu düşündü. ama dedi "neden böyle oldun sen?" hayatına devam edip gününü gün edebilirdin. "ama dostum seni anlıyorum" dedi cengiz. bu adama nedense bir hayranlık duyuyordu. cengiz tekel bayii'ne gitmişti. hemen nedirhan'ı aradı. o da geldi. üçü de dertli dertli içmeye başlamışlardı. ortada koyu bir muhabbet vardı. nedense cengiz ve nedirhan bu ismini bile bilmedikleri adama yakınlık duyuyorlardı.
berk esas kız ve esas oğlanın eğlenmek için gittiği yere, 18 yaşı aşmanın gururuyla var olan bir kaç arkadaşıyla birlikte gidiyordu ki sağ tarafta oturan üç kişi gördü. kederle içiyorlardı, hayatın anlamını şişelerde arar gibi. bu üç adama bulaşma arzusunda olan berk toyluğun verdiği asilik ve yüzeysellikle "yukarı gelsenize lan siz de röhöhe röhöhe çılgın atıcaz orda alemlere akıcaz" dedi. o anda yollu sevgilisi burcu "ayy ne konuşuyosun onlarla sen gel yukarda bekliyor bizimkiler" dedi. o zaman eski apartmanın tahta trabzanlı dik merdivenlerinden kaçarcasına yukarı çıktı berk. diğer üç adam ise berk in bu dangoçlukla nereye kadar gideceğini düşünüyorlardı muhtemelen.
içerde kim bilir berk i neler bekliyordu? ya esas kız ve esas oğlan ne boklar yiyordu? *
adam cengiz'in getirdiği içkileri görünce neşesi yerine geldi ve anlatmaya devam etti;
bak evlat ben de bir zamanlar sizin yaşlarında iken günümü gün ederdim hayatı ta dibine kadar yaşadım ve yaşıyorum da. hayat benden hiç vazgeçmedi. bir zamanlar sevgilinin elini tutan bu ellerim daha sonraları silah ve daha da sonra bu gördüğünüz şarap şişelerini tutmaya başladı. bir kere vazgeçtin mi hayattan, artık bir daha yerine yenisini getiremiyorsun, bir kere girdin mi çamura ayakların her zaman kirli kalıyor. bende artık kir ve pislik içinde yaşamaya başladım. hadi şerefe* dedi gözyaşları pislik içindeki yanaklarından süzülmeye başlamıştı adamın.
cengiz ve nedirhan bu duygulu anlarında berk denen zırtapozun onları küçük düşürmesine sinir olmuşlardı. bir anda ikisinin de kafasında ampül yandı. akıllarına barda filmi gelmişti. barı basmayı kafasından geçirdiler. ama sonra cengiz'in aklına birden sevdiceği hatice gelmişti. göze alamamıştı bunları. her ne kadar hatice yollu olsa da cengiz onu seviyordu. nedirhan'ın da gözleri uzağa dalmış buğulu buğulu bakıyorlardı. nedirhan o anda bir şey söylemeye yeltendi....
pis kokulu ve kaybetmiş adam gençlere bir hikaye anlatmaya başladı;
(#1148304) *
ve gençlere bakarak şöyle der;
artık gidin. sizin yeriniz burası değil burası benim yerim arka sokaklar benim, ışıklar içindeki capcanlı sokaklarsa sizin ve beni unutun. hergün önümden geçen ve beni umursamayan yüzlerce insan gibi beni yok sayın ben hiç olmadım ve hiç ölmeyeceğim der.
gençler hikayenin sonunu merak ettiklerinde ve sorduklarında ise adam şöyle der;
az bir zaman sonra onuda dinleyeceksiniz* o zamana kadar hayatı en dibine kadar yaşayın...
bunu duyan cebgiz ve nedirhan bu ismini bilmedikleri adamın yanından çıktılar. üst kattaki bara girdiler. zaten ikisinin de kafası çoktan zum olmuştu. kendilerine laf atan o züppe çocuğu ve yollu sevgilisini aramaya başladılar. içerde cıstak cıstak bir müzik çalıyor, kimin eli kimin neresinde belli olmuyordu. karanlıkta sonunda daha sonra adının berk olduğunu öğrendikleri züppeyi seçerler. ona doğru yaklaşırlar ve omzuna sertçe bir şekilde vurarak yüz yüze gelirler. tam bir düello ortamı gibiydi. berk korkmuştu çünkü karşısında iki tane yarma vardı. "abi ben" dedi ve yutkundu. acaba ne söyleyecekti?
hötttt dedi nedirhan. olm dedi biz delikanlı adamız yakışmaz bize böyle muhabbetler haydin kalkın gidiyoruz. hem şehre ne menem zamanda geldi daha az önce köyde değelmiydik diye de dellendi.
arka sokaklarda kayboldular sonra..
şehir yeni kahramanlarını bekliyordu o vakit. yeni hayatlar ve o hayatlara ait farklı farklı hikayeler. hayat karmakarışık bir şey ise bütünlük de arzetmemeliydi hikaye diye düşündü nedirhan..
diziye biran evvel ulasmak icin gunlerdir ac susuz dort nala at kosturan atli, nihayet diziye gelmistir. ama gordugu manazara korkunctur. kara hilal gelmis tum dizinin emuga komustur.
kara hilal'in katlettiği oyuncuların cenazesi 21 şubat 2007 öğlen namazından sonra defnedilecektir.
cenaze'de hepimiz xxxx diye bağırmak, alkış tutmak ve bişeyler mırıldanmak yasaktır.
tüm sözlük camiasının başı sağolsun.
kara hilal'in yargılanma süreci modlar tarafından ileride görüşülecektir. :)
