bugün

az evvel isviçreli bir arkadaşımla telefonda konuşurken ağzımdan çıkan söz öbeği.

kendisi daha evvel birkaç sefer türkiye'de bulunmuş ve tacize uğramış bir kadın. buralar hakkında az da olsa bilgisi var yani. bugünlerde ne yapıyorsun gibilerinden yarı fransızca, yarı flemenkçe bir soru sordu; aynı dillerde cevap vererek uludağ sözlükte takıldığımı söyledim. hatta bir de üstüne ekledim: "uludağ sözlük cahil ergenlerin köşebaşı kahvesidir. bir nebze olsun bu toplumun geri kalmışlığına ve çaresizliğine çare olmak için onlara yardım etmeye çalışıyorum. arkadaşlarımdan, işimden ve sosyal hayatımdan arta kalan zamanlarda kendimi böyle bir projeye adadım. insanlara yardım etmek hoşuma gidiyor" dedim. duygulanıp salya sümük ağlamaya başladı. hemen lutfhansa'nın internet sitesine girip en yakın uçakla business class cern bileti aldım.

kendisini üzmek dünyada en son isteyeceğim şey.

zaten buradan da sıkıldım. az kafa dinlemek iyi gelecek.
(bkz: birazdan bu köyden kovulacaksınız)