Bir gün başka bir yere gideceğiz.
Bilmediğimiz bir zaman, bir mekana..
Tüm olumsuzluklardan, tüm kötü sonlardan arınmış bir gezegene..
Olmayacak bir hayal bile hayat bulabilir; ona inanan olduğu zaman..
Hayali öyle güzel ve samimi ki alıkoyamıyorum kendimi..
Bu dünyaya ait sevmediğimiz hiçbir şeyin olmadığı, yalnızca bize ait bir yer..
Belki dünyadan görünecek bir yıldızda buluşuruz?
Buluşamayacak da olsak, seninle buluşmak üzere terk edeceğim bu gezegeni.
Sen ve sevdiğim diğer insanlarla buluşmaya.
O yıldızlardan birinde gelmeyecek de olsan seni bekleyeceğim..
Bu dünyada olmayan, yaşanmayan her şey adına; yaşanan tüm kırgınlıkları sonsuza dek sona erdirmek adına..
Yine de bu dünyada bize ayrılan oyunun son dakika ve son perdesine kadar yaşayacağız.
Kim bilir gerçek olacak hayallerimiz için.
Ve tüm isteklere rağmen gerçekleşmeyecek hayallerimizin umudu için.
Telafi edilmesi gereken sayısız Dargınlık, kırgınlıklar için..
Hiç okumayacaksın..
Şans bu ya denk gelecek belki ama üstüne alınmayacaksın..
işimi kaybettim. sevdiğim kadını kaybettim. (işimi kaybedince kendi istemedi. demekki herşey onun için paraymış) sonra liseden arkadaşlarımı kaybettim. abimi kaybettim. son 3 yılda herşeye olan inancımı kaybettim. şuan ne mi yapıyorum peki? yolundan çıkan hayatımı yoluna koymaya çalışıyorum. Bu gidişle yolu da kaybedeceğim galiba. Bakalım sabır sonuna dek olmadı beklenen son Intihar...
15-27 yaş arası 4 ya da 5 defa öylesine aşık oldum ki. hayatın tek anlamı aşktı. duygusal bir balık olarak çoğu zaman platonik kaldı bunlar. şehir değiştirmeyi hatta ülke değiştirmeyi düşündüren de oldu, aylarca peşinden koştuğumu bildiği halde, sırf alakamı sevip kendini tatmin edeni de. 2017 ile beraber bir tek hayat değil dünya o kadar boktan bir yere dönüşmeye başladı ki. ben aşık olmayı bırak, bir daha insanları sevmeye bile cesaret edemedim. her yeni gün gerek iş hayatı gerek haberler gerek çevre. insanların daha ne kadar kötü olabileceğini düşünmeye çalışmaktan, aşık olmayı da sevmeyi de unuttum. hatta unuttuk. sonra artık olgunlaşmak mı derim yoksa geçmişin hayal kırıklıkları mı diye düşünürken en çok insanların giderek kötüleşmesi olarak buldum artık aşık olamama sebebimi. gerçekten sevmeyi bile bilmiyoruz biz. ve giderek bu kadar kötülüğün içinde iyi bir insan olarak kalıp eski zamanlardaki gibi aşık olmayı özlüyorum be sözlük. o günler hiç geri gelmeyecek muhtemelen ama bir umuttur yaşatan insanı. neyse zaten hiç halim yok.
Gece 00.00’dan sonra belli başlı birtakım başlıkları hortlatıp duyarımsı kasan yazarlara primci gözüyle bakmaktan kendimi alamıyor ve aloo biz o konuyu çoktan geçtik ya demek istiyorum, özür dilerim galiba benim içim fesat.*
(img:#2021236)
Fakat şunu inanarak söylemeliyim ki, samimi değilsiniz.
Edit: eksilere bakılırsa kendinizi biliyor olmanız güzel
Mutlu değülük, ölene kadar da olmayacük. Hayatım, her an freni patlak bir kamyon gibi yokuş aşağı gidebilir. Bu yarın da olabilir, sonraki gün de olabilir, 10 sene sonra da olabilir... kendi hayatımın değişmesi benim elimde değil! Ulan çok saçma!
Galiba bende kaçış sendromu var.Bazen dozu çok yüksek oluyor ve ne yapacağımı bilemiyorum.Bulunduğum yerde ve şehirde bulunmak istemiyorum aynı zamanda gidebileceğim o yer neresi ise orada da bulunmak istemiyorum.Böyle bir kısır döngü içerisindeyim.
nettir ne kadar iyi niyetli olursan o kadar görmezden gelinirsin kuralı bu sanırım düşüncesiz kaprisli tripcan olmak gerekiyor sanırım. o içi boş karakterleriniz sanırım bence en kötüsünü hak ediyor.
öyle doluyum o o kadar sinirliyim ki kelimelerle ifade edemiyceğim kadar büyük öfkeliyim. gösterilen iki güler yüzü nasıl daha iyi kullanabilirim diye düşünmeniz cidden içler açısı. lütfen egonuzu pardon o gereksiz egonuzu alıp bir tarafınıza sokun. insanların iyi niyetleriyle güler yüzleriyle ya da kırmamak için sustukları şeylerle sınamayın.. boktan hayatlarınızın bataklığına başkalarını de çekmeye çalışmayın. alın tüm insanlar tüm iyi şeyler sizin olsun bi salın lütfen.
tek bir fırsatım daha olsaydı her şeyi düzeltmeyi ne kadar da isterdim. öyle içten dolu dolu bir istek ki. uzak olmanın kendine daha iyi geldiğini bildiğimden bunları bile söyleyemiyorum. tekrar isteyemediğim bir şans için bile her şeyi yoluna sokmanın istencini barındırıyorum. ateşin üzerine su atmışım sanki. dönüşü yok biliyorum. her şeyi mahveden kendimle yaşamak zorunda olmanın acısını çekiyorum. Allahım lütfen bir mucize olsun.