ister istemez ideolojik olacak olan kapışmadır. az çok müslüman olanlar bir tarafta, solcular ve ırkçılar öbür tarafta... yani, sosyalizm faşizm koalisyonuna karşı islam ve sözlükte varsa hristiyan ittifakı...
bunun niye böyle olmak zorunda olduğunu anlamalısınız. evrim, bilimle kilimle hiçbir alakası olmayan ideolojik bir konudur. dine karşı ideolojik bir savaştır. eğer öyle olmasaydı, "bilimsel gerçekler evrimi hiç de desteklemiyor" görüşü karşısında bu kadar tahammülsüz olmazdı. aman bunu söylemeyin onlara, cinayet bile işlerler. bunu söylettirmemek için, atmadıkları takla kalmaz.
ben şunu iddia edeceğim burada: canlılar dünyasında "değişim" vardır, "evrim" yoktur. mamutların küçülerek fil olmaları, ağaçların dev boyutlardan günümüzdeki boyutlarına küçülmeleri, insanların küçülerek bugünkü ölçülerine gelmeleri, bilimsel bir gerçektir. ama buna "evrim" veya "gelişme" değil, sadece "değişme" denebilir.
kabaca söylüyorum şu an bunları... hazırlansınlar diye. iyi çalışsınlar derslerine diye, kışkırtıyorum onları. bakın ne diyorum: eğer hayvandan insana geçiş diye bir şey olsaydı, bu evrim değil, soysuzlaşma olurdu. (bakın, bu paradoks gibi görünen tezi de savunacağım!)
şimdi her türlü bilimsel destek serbest. ama tekrar ediyorum, bu tartışma ideolojik bir tartışma olacaktır. avrupa ırkının diğer insanlardan daha iyi evrildiğini ve diğerlerini sömürme hakkı olduğunu savunan darwin'e marx ve engels, bu görüşlerini bilmeden önce aşırı önem verdikleri için, her sosyalist, allah kelamı gibi bu 19. yy safsatasını savunmak zorundadır. ırkçılığı temellendirdiği için de -türkleri aşağı ırk saymasına rağmen- her ırkçı doğal olarak evrimcidir de...
replikler bir yana, senaryo budur. bu tiyatroyu seyredeceğiz burada. **
marmara üniversite'sinin 16-17 mayıs 2012 tarihleri arasında düzenleyeceği "bilim türler arası evrimi niçin kabul etmiyor ?" başlıklı bilim karşıtı sempozyumun "tezlerinin" sözlüğe taşınması amacıyla ortaya atılan "kapışmadır".
bu sempozyumun, bilim yuvası olması gereken bir üniversite tarafından yapılması, üniversitenin varlık nedenine aykırı ve bilim açısından utanç vericidir. sempozyumun "misyonu" üzerine yapılan açıklamada "evrim düşüncesinin bilimsel önemini bir hayli aşan ilgi görmesi nedeniyle" diye başlayan sözler, evrim olgusunu basit düşünce akımı gibi algılatmak ve "yaradılış teorisi" denilen saçmalığı, evrim kuramıyla "kapıştırarak" bu yolla "yaradılış teorisi"nin genç dimağları zehirlemesini sağlamak amacını açıkça ortaya
koymaktadır.
toplantıyı, "marmara genç vizyon kulübü" adı altında, üniversitede yaradılış görüşünü kabul ettirmek amacıyla örgütlenmiş cemaatçi/tarikatçi öğrencilerin düzenlemiş olması ve yök'e bağlı resmi kurul "Türkiye Öğrenci Konseyi" ve Marmara Üniversitesi "Öğrenci Konseyi"nin de düzenleyiciler arasına katılmış olması, zaten sempozyumun amacı hakkında tek başına yeterli fikir vermektedir.
sempozyuma katılan sözde bilim adamları arasında, hz.adem'in 30 metre boya sahip olduğu ve dinozorlar döneminde, yani en az 65 milyon yıl önce yaşadığı zırvasını ileri süren bilim şarlatanları da var.
bu tür toplantıların arkasında, büyük ağabey abd'nin aşırı dinci "yaradılışçılar"ının bulunduğunu, odtü öğretim elemanları derneği açıklıyor.
gerçek bilim camiası, bilime saldırı niteliğindeki bu cahiller toplantısına karşı ayağa kalkmış durumda. karşıtlar, bu akıldışı sempozyumun üniversitede yapılmaması için, http://evrimkarsitisempoz...iptaledilsin.blogspot.com adresinde iptal için imza kampanyası düzenlemiş durumdalar.
bilimle karanlık arasında mücadele sürerken, bir hiçle bilimi kapıştırmaya kalkışmak, yaradılış kuramı denilen zırvaya meşruiyet kazandırmaktan ve gericiliğin bilim alanını bozarak ele geçirmesine hizmet etmekten başka bir amaç taşımaz.
esas oğlan da geldiğine göre -yanlış anlama kanka, belden aşağı bir şey demem kimseye ben-, yavaştan yavaştan başlayabilecek kapışma... belki araya maç gireceği ve gündem başka konularla sarsılacağı için, asıl ciddi tezler önümüzdeki haftaya kalacak...
bu arada allahsiz kitapsiz cahil kadin kapışmanın şekliyle ilgili bir kısım düzenlemeleri üstüne aldı, açıklamalarını ve duyurularını bekliyoruz.
şimdi bu, biyolojik temele bağlı ama mutlaka felsefi-fikri bir kapışma olacaktır. zaten evrim teorisinin çıkış noktası da burasıdır: bazı biyolojik verilerin felsefi yorumu... bu biyolojik verileri, öyle değil böyle yorumlarsan, bunlar evrimi değil, yaratılış görüşünü desteklemeye başlayacaktır. işte burası, kapışmanın asıl başlayacağı ve hünerlerin asıl sergileneceği alandır.
evrim teorisinin bu kadar netameli olmasının sebebi de budur. çünkü biyolojik veriler değil ama, onların felsefi yorumları dine meydan okumaya ve yalanlamaya imkan veriyor. tersi de aynı ölçüde geçerli; çünkü biyolojik verilerin felsefi yorumu yaratılışı destekler yönde olursa, o zaman "dine yapılan yalanlamanın yalanlanması" (olumsuzluğun olumsuzlanması) gibi bir sonuç çıkıyor ki, işte bu tahammül edilemez!
evrimciler o yüzden evrimin tartışılmasından bu kadar rahatsız oluyorlar. çünkü özellikle fizik alanında yedikleri ardarda darbeler, onların 19. yy sanrılarına dayanan dünyalarını altüst etti. bunlara cevap veremiyorlar. mesela kuantum fiziğine cevap vermek yerine onu inkar etmek yoluna gidiyorlar. mesela hawking'in ispatları altında ezim ezim ezildikleri için, dawkins'in saçma sapan fantezilerini haddinden fazla büyütüyorlar.
"bilim bu diyorlar, "gerçek bu! bundan başka hiçbir şey olamaz ve konuşulamaz!"... evrim teorisi, onların dünyasının son dayanağı... bu teori yaşayabildiği ölçüde, kendilerini gerçek saymaya devam edecekler; başka alanlardaki yalanlanmalarına hiç aldırmayacaklar.
geçmis zaman olur ki nin masallarına bakmayın siz. la fontaine masalları onlardan daha zevkli, onları tavsiye ederim. bu, "evrimi mizah yoluyla savunma taktiği"dir ve ancak meyhanede boş muhabbet olarak kıymeti vardır.
ama ben burada bir ölçüde daralacağımı hissediyorum. çünkü evrim teorisi hakkında konuşacak yeterince yaratılışçı yok. bu, kapışmanın selameti açısından çok umut kırıcı... bir tarafta kuru gürültü var, öbür tarafta büyük sessizlik... umarım iki taraf da kendine gelir de, ciddi ciddi iki lafın belini kırarız.
olaya biraz daha yukarıdan bakalım efendim, economist dergisinin 34' ülkede yapmış olduğu bir araştırmaya göre türkiye, teoriyi kabullenen ülkelerin sonunda gelmektedir. dergideki tablo, ülkelerin ferah düzeyini ve gelişmişliklerini belirliyorsa eğer türkiyenin üzerinde united statesin ne işi var? dimi. (united states i gizli bakınızda göstermemin sebebi tıklayarak hakkında bilgi edinmeniz içindir)
Kapışmaya gerek yoktur. durum evrim değil. inanmaya aksi tez olarak düşünüldüğü için evrim teorisinin üzerine bu kadar gitmeye gerek yoktur. sonuçta bir teoridir. din her şeyi ile kabul edilmesi gereken bir olgu olduğu için, neyin tartışmasıdır. din dogmatik bilimde şüpheci olduğu sürece tartışmaya gerek yoktur. bırakalım bilim insanları tartışsınlar. onların işi tartışmak. inananların işi ise tartışmamak ve yazıldığı gibi kabul etmek.
ülkemizde evrim 'materyalistler tarafından' çarpıtılmış ve biyolojik değil, dine antitez olarak kullanılan bir argüman haline getirilmiştir.
evrim teorisi, biyolojik olarak canlılığı ve çeşitliliği, dini öğretilerin tersine (çelişmeme payı mevcut olmasına rağmen) biyolojik olarak açıklamaya çalışma amacıyla oluşturulan zorlama bir teoridir. benzerlikler asla bilimsel kanıt olamaz.
örneğin evrim teorisi, kabul gördüğü ülkelerde dahil olmak üzere, başlangıcı açıklayamamaktadır.
--spoiler--
evrim başlangıç ile ilgilenmez, çeşitliliği açıklar
--spoiler--
çeşitlilik, başlangıçtan bağımsız bir şekilde incelenemeyeceğinden dolayı aslında eksik, topal bir teoridir. dahası, çeşitlilik ile değil yaratılış argümanı üzerine öğretileri bulunan dinlere karşı argüman olarak kullanılması büyük mantık hatasıdır.
kabul etmeyene, 'cahil, yobaz' denilmesi büyük cahilliktir.
yani evrim yoktur demek şuan için yanlış olsa da evrim kesinlikle vardır demek daha büyük bir yanlıştır.
olaya biraz daha yukarıdan bakalım efendim, economist dergisinin 34' ülkede yapmış olduğu bir araştırmaya göre * evrime en çok inanılan ülkeler sıralaması şöyle; izlanda, danimarka, isveç, fransa, japonya vs.
şöyle bir göz ucuyla listeye bakılırsa dahi hurafe yerine bilimi, gerçeği seçen insanların çoğunluğu oluşturduğu ülkelerin gelişmişlik ve refah seviyesi bakımından bizim gibi evrim teorisinin bilinçli şekilde çarpıtıldığı ülkelerden çok çok fazla gelişmiş ve birçok alanda ileride olan ülkeler oldukları farkedilecektir.
kimsenin bir şeye ikna edilmek zorunda olmadığı kapışmadır. fikirleri görelim, yeni şeyler öğrenelim, bize bakanlar yeni şeyler öğrensin. horoz döğüşü değil, fikir tartışması yapalım.
tahin ile pekmezin karışabildiğinin aksine, asla karışıp tahin-pekmez olamayacak iki zihniyetin nasıl başladılarsa öyle çıkacakları kapışmadır. bu arada küçük bir uyarıda bulunmak da gerekir. bergson bir "yahudidir". ne zamandır islamcılar yahudi bilim adamlarını referans alıyorlar ? onlara göre her kötülüğün anası onlar değil mi ? bu mantığa göre, demek ki evrime saldıran bir yahudi ise, evrim iyi birşeydir ? hem darwin de yahudi asıllı değilken, bu daha da büyük anlam kazanır.
yaratılışçıların * bilim, inanç veya biyolojinin temel kuramı olarak kabul etmeyip kapışma istedikleri başlık oluvermiştir.
peki güzel kardeşim bilim değil, hadi inanç değil, peki ya ne? niye daha bunun ayırdına varamadan yani birşeyi kafadan yok sayıp kapışma istersiniz? hem yok sayıyorsun hem kapışma istiyorsun.
sosyal darwinizm darrwinizmden ayrıdır diyenlere meydan dayağı atacağım kapışmadır.
önceden söyleyeyim...
ben darwin'in iki kitabını birbirinden ayırmadan konuşacağım, haberiniz olsun.
sadece darwin değil tabii, bu teoriye dair her şey...
gerekirse ibn-i haldun da...
ona göre, boş gelmeyin bak...
zaman kaybıdır. bu konuda binlerce başlık, onbinlerce entry vardır ve bilimle inancı telif etmenin mümkün olmadığı, sadece sözlükte değil, 150 yıllık evrim tartışmalarında görülmüştür. öte yandan, bu tartışmaların gideceği yerin ne olacağına örnek vermek gerekirse, katolik kilisesi galile'nin görüşlerini hiçbir zaman kabul etmemiştir, ama onun görüşleri sonunda topluma egemen olmuştur. bilimin gücü, hurafeyi eninde sonunda yenecektir. ama, bu yenilgiyi kabul etmeyenler her zaman olacaktır, bugün kilisenin yapmaya devam ettiği gibi. ünlü sözdür; "ama dünya yine de dönüyor". siz kabul etseniz de etmeseniz de.
protest sanayici'nin yanlış düşündüğü kapışmadır.
ben açarım önüme henri bergson'umu, konuşurum.
kim ne derse de o temelde savunurum.
ayet hadis okumam, korkmayın.
zaten okuyanı da anlamam.
onlar müslümanlar, inançlılar içindir.
burada bir bilimsel-fikri tartışmadan söz ediyoruz.
tahin ile pekmez'in 7 milyar insanın topraktan yaratılan bir kişi ile, topraktan yaratılan o kişinin kaburga kemiğinden yaratılan dişiden geldiğine sözlük yazarlarını ikna etmeye çalışacağı kapışmadır.
bu tezini ispat ederken labratuvar ortamında topraktan bir adam ve onun kaburga kemiğinden de bir kadın yapmasını ve sözlük galerisine eklemesini beklemekteyim, yoksa hayatta inanmam...
fikir birliği ve sonuç için, gönüllü veya görevli hakemlere gerek olan kapışma... bu tür hakemler çıkarsa olabilir de...
ben üslup açısından, kavga çıkarmamaya çalışacağım ve sadece fikri tartışma (münazara) havası vermeye yarından itibaren başlayacağım... herkes de eminim bu çerçevede konuşacaktır.
dünyada öyle olmayabilir ama, türkiye'de evrim taraftarlığı giderek bir ruh hastalığına dönüşmeye başlamıştır. en son marmara üniversitesinde yapılan evrim teorisi karşıtı sempozyuma yönelik saldırıları ve daha önceki benzerlerini hatırlayalım.
tarihte, bilimsellik iddiasındaki hiçbir görüş, bu kadar fanatizme konu olmamış ve karşıtlarına tehditler, küfürler, hakaretler yağdırmaya ihtiyaç duymamıştır. bilimsel buluşlarla, bilimin doğası gereği çok az insan ilgilenir. geri kalan geniş kalabalıklar, sadece bunların sonuçlarını görür. tarih boyunca bu böyle olmuştur.
oysa bir tek evrim teorisi sözkonusu olduğunda bu doğru olmuyor. çünkü onun gerek teorik olarak, gerekse pratik anlamda insan hayatına hiçbir katkısı ve etkisi bulunmuyor. aslında gerçek olup olmaması da kimseyi ilgilendirmiyor. o yüzde, adeta zorla ve kavgayla kabul ettirilmek isteniyor. bu teori aleyhindeki en küçük düşünce, büyük bir tahammülsüzlükle karşılanıyor.
böyle bir bilim olabilir mi? olamaz. evrim teorisi bir bilim değil, bir ideolojidir; türk halkına zorla benimsettirilmek istenen...