bu insan, o zavallı, savunmasız, gelse gelse 3 kilo gelebilecek bir hayvanı tekmeleyip öldürürken kendini "kahraman" gibi hissediyordu eminim.
kafasını ezerken hastalıklı bir haz duyduğuna da eminim. o hayvanı ödlürüp, bıraktığında dünyanın en büyük adamıydı belki kendine göre.
yani, bir kediyi öldürerek egosunu tatmin edebilecek kadar "küçük" bir canlıydı aslında, haberi yoktu.
artık öğrendi mi bilemiyoruz. malum, böylelerinin ne pişman olacağını, ne de vicdan azabı ya da utanç duyabileceğini zannetmiyorum. çünkü bunlar insani duygular. hatta, başına gelen bu şeyden o ölmüş gitmiş hayvanı sorumlu tutabileceğini de düşünüyorum. birkaç gün sonra, bu olay unutulduğunda, sokakta yine bir kedi görecek bu organizma ve o kediye nefretle bakacak. "ben bir kedi öldürmüştüm, ne kadar aşşağılığım" demeyecek. başına örülen bu belanın sebebinin kendi karaktersizliği olduğunu göremeyip, yine o ölü kediye suç yükleyebilecek kadar ufak biri olacak gene.
evet, bu mal kendini "kahraman" hissetti o küçücük kedi ölünce.
ama olmadı sayın mal; herkesin gözünde şimdi sen bir eziksin, o kafasını ezerek öldürdüğün ve değersiz gördüğün o hayvansa bir "kahraman".
senin gibi birini afişe edip, rezil ettiği için.
anladın mı? o kedi senden kat be kat daha değerli bir canlı.
ufuk, günaydın... bu ülkede bir kedinin canını aldığın için üstüne bu kadar gelinen ilk insansın, adın dillerde, facebook profillerin silinmiş, götün üçbuçuk atmakta yarın karşıma kimler çıkacak, bana ne yapacaklar diye.
ufuk, günaydın... Tahmin etmezdin değil mi bir kedi yüzünden başına bunlar geleceğini, günaydın. çoook uzun bir süre dışlanacaksın, yüzüne tükürür gibi bakacaklar, "hayvan" diyecekler yanından geçerken. omuz yiyeceksin, hatta yumruk yiyeceksin suratının ortasına ama o bakışlar daha çok acıtacak canını. bir kedi kadar değerim yokmuş diyeceksin, yok da zaten.
günaydın, ufuk... nasıl olduysa yaptığı zalimlik dönüp götüne giren ilk adamsın bu ülkede. adın u.g. diye kısaltılmadan afişe oldun. kediyi ezerken yanında olan bok herifler bile bakmayacak yüzüne. bok gibi oldun ufuk, yarın kendini assan kimse ağlamayacak arkandan. acımak geliyor sana içimden ama hemen geçiyor, bir çift kedi gözü geliyor gözlerimin önüne, bir de sen. kedinin gözü değil götü bile etmeyen sen.
toplum unutsa bile okuldaki arkadaşların unutmayacak, hocaların unutmayacak. gözler seni arayacak ufuk, derse gitsen bir türlü, gitmesen bir türlü.
ufuk, günaydın... uzunca bir süre günün aydın olmayacak, çektiğin azabı, "allahım, ne yaptım ben"i düşünüp zevkleniyorum. ne yaptın sen ufuk? kedinin canının da değeri varmış değil mi? hatta seninki yamuk'unkinden değersiz şimdi. günaydın ufuk, günaydın.
günaydın ufuk, hayatın boyunca miyavlayacak bir vicdanın var artık. yamuk umurunda olmasa bile kendin için miyavlayacak. hayatın boyunca karşına çıkacak yamuk, ufuk. işgörüşmesine gittiğinde sana bokmuşsun gibi bakacaklar, önce farkedilmese bile bir gün biri hatırlayaverecek yamuk'u. hatırlamasa bile bunun endişesiyle yaşayacaksın. her kedi gördüğünde için sızlayacak ya da götün.
yasayı, kabahatler kanununu falan bırak, sözlükler, forumlar, haber sitesi yorumcuları sana cezayı kesti bugün ufuk, farkındaysan hayatın kaydı ufuk, günaydın.
sen "yamuk"sun artık ufuk, sana bakan gözler o yaşlı, korumasız, uykusundan kaldırıp kafasını ezdiğin kediyi görecek. yamuldun sen ufuk, günaydın.
sana yönelen şu tepkiyi gördüm ya, ölsen de gam yemem ufuk. günaydın ufuk, adın aklımda, olur da karşıma çıkarsa çıkarsa ismin, birilerine yamuk'u ilk hatırlatacak kişilerden biri ben olacağım. hayatın karardı haberin var mı ufuk?
bu elemana kusulan kini bir türlü anlayamıyorum. arkadaşım bu eleman bir kediciği kendisi ile zerre alakası olmayan bir aktivite yaparken(mırıl mırıl uyurken) durduk yere vahşice öldürmedi mi?
e senin din dediğin sistematik olan islamiyet, kanun koyduğu topraklarda binlerce kendisini ilgilendirmeyen aktivitelerde bulunan insanın kafasını taşla parçalamadı mı? islamiyet'in kanun koyduğu ülkelerde insanların başı hala taşla parçalanmıyor mu?
''e bu ne ikiyüzlülük şimdi'' demezler mi? derler tabi. işinize geldi mi ahlak satın, kedicik için esin gürleyin, ama mevzu recm'e geldiğinde, kırbaçlamaya geldiğinde, kuran'da ayan beyan yazdığı şekilde sopalamaya\değneklemeye geldiğinde sus pus oturun.
kendini hayatın üstünde gören bir cahildir.
her canlının yaşama hakkı vardır. onu o karton kutunun içine koyan sevgi dolu insanın karşı kutbu arkadaş, yüreğine şifa diliyorum. dilerim herkesi ve herşeyi seversin birgün. işte o gün yaptığın bu acımasızlığın ağırlığı yüreğine işleyecek. ben izleyemedim ama siz o işkenceyi gerçekleştirdiniz. hem de masum bir hayvancığa.
nasıl bir evlat yetiştirdiğine bakmalı her ebeveyn. maddiyat değil çocuklarımıza asıl değer katan, maneviyatı eksikse eğer her ne okuyor olsa da insan olamamışsa neye yarar?
Bir karton kutusu vardı, içinde yaşardı...
Zaten yaşlıydı da, dişler eksik, gezmeye görmeye hâl yok filan...
Karton kutuyu koyan büfeci bakardı ona, geçirdiği trafik kazasindan sonra ona sahip çıkan iyi yürekli insan.
Hani siz kafasını tekmelerken sizi kaydeden kameranın sahibi büfeci...
Ey o tekmelerin sahibi kişi; Seni bu kadar hiddetlendiren şey neydi?
Seni insanlıktan çikaracak ne yapmış olabilir ki o kedi sana?
Kız arkadaşını mı çaldı senden? Evini mi yaktı? Yakınının canına mı kast etti?
Onurunu gururunu kıracak küfürler mi etti?
Hatalı sollama yaptı da senin aracın yoldan mı çıktı?
Kız kardeşine tecavüze mi yeltendi?
Ne yaptı?
...
Bitti sanıyorsunuz değil mi?
ifadenizi verdiniz, şimdi de devlet size orta halli bir cep telefonuna eşdeğer miktarda para cezası kesecek.
Onu ödeyeceksiniz, bitmiş olacak, aklanacaksınız. Değil mi?
Hayır bitmeyecek.
Arkadaşlarınızla dışarı cıkacaksınız, cüzdanınız çalınacak. 'Allah Allah' diyeceksiniz, 'yahu nasıl olur milletinki masada duruyor birşey olmuyor, benimki montun iç cebinden gitmiş!' Ondan bundan borç alıp eve döneceksiniz, yolda aklınıza bu kedi gelecek.
Denize gideceksiniz, ooh masmavi deniz, kumsal sanki ayaklarınızın altında ipekten halı. Koskoca kumsalda toplu iğne kadar cam gelip sizin ayağınızı bulacak, gününüz mahvolacak. Deniz meniz bitti... O küçücük şey o kadar yakacak ki canınızı, aklınıza bu kedi gelecek.
Su Ürunleri'nde okuyormuşsunuz, ne olmak istiyorsunuz?
Önemi de yok aslında, olamayacaksınız zaten. Her işiniz ters gidecek. Eh, Kedi...
Evlenmek istediğiniz kız son anda vazgeçecek, başka birini bulacak. Aşk acısı çekeceksiniz. Yapabileceğiniz hiçbir şey yok, çaresizliği yaşayacaksınız. Tıpkı kedi gibi...
Hastalıklar bırakmayacak peşinizi. Türeyen en yeni hastalıklar sizde çikacak, ateşlendiğinizde kedinin hasta yatağınızda kafanızı ezdiğini görüp kan ter içinde uyanacaksınız. 'Oh, Kâbusmuş...' deyip rahatlayamayacaksınız, çünku oldu bu. Onu, kafasını ezerek, acı çektire çektire öldürdünüz. Uyku tutmayacak bir türlü. Hastayken de uyuyamamak zordur be. Boşuna savaşırsınız. Tıpkı kacmak isteyipte kaçamamak gibi... Kedi de kaçamamıştı ya hani...
Diyelim ki şansınız döndü, evlenip çocuk sahibi oldunuz.
Elinde boyama kitabı, kızınız koşarak yanınıza gelecek. 'Bak babaaaa!' diyecek, 'kediyi pembe boyadım'. Yüzünüzde sahte bir gülümseme, boş boş konuşacaksınız onunla... 'Bak kızım, ben de bir kediyi katlettim' diyemeyeceğinize göre...
Sakın eve bilgisayar-internet almayın, bu olanlar torununuzun torunu da dahil herkes tarafından okunacak illa ki. Oğlunuz, bir gün arama motoruna babasının adını yazıverecek, merak bu ya... Aaa bir de bakacak ki. 'Böyle katliam görülmedi!' başlıklı haberlerde babasinin adı geçiyor. Haber sitelerinde katliam videosunun altına yazılan yorumları okuyacak tek tek. inanamayacak ve soracak size: 'baba, neden öldürdün o kediyi?'
Çocuğunuz ateşlenecek, aklınıza kedi gelecek dua ederken...
Ameliyata girerken de gelecek aklınıza.
Anestezi uzmanı geriye dogru sayarken '10...9...8' karanlıktan önce aklınızdaki son şey bu kedi olacak.
Sözün kısası; bu kedi, aklınızdan hiç çıkmayacak ki?
Çünkü bitmedi.
Bitmeyecek de...
Kedi öldü, onun için bitti.
Ama siz, ölseniz bile bitmeyecek.
Son nefesinizde can derdine düşüp başka hiçbir şey düşünemeyeceksiniz.
Ama ya sonrası?
Tepenizde karton kutuyla o ipte yürürken, bir karton kutunun bu kadar ağır olabileceğine inanamayacaksınız. Sanki içinde tonlarca demir var!
Işte o anda: kedi aklınıza değil, karşınıza gelecek bu sefer.
Ve soracak: bana bunu neden yaptın?
Ne cevap verirseniz verin, ne kadar pişmanlık duyarsanız duyun,
gene de bitmeyecek...
Siz aynı türden olmaktan dolayı bizleri utandıranlar:
duyarlı sözlük halkı ve canım ülkem. gözlerimi yaşarttınız sağolun varolun. kedi katilini bu kadar ezdiniz yerdiniz. evet kedininki de can da. bu ülkede insanları kıtır kıtır doğrayıp konteynırlara atan bebeklere tecavüz edip elini kolunu sallayarak gezen o kadar insan var ki. ama unuttum ya bu ülkede insan canı en ucuzuydu dimi. pardon. devam edin.
kedi katili. okulundan atılması için mailler atılıyor. o belki öldürdüğü kedinin vebalini taşıyabilir ama ben onu okuldan attırmanın vebalini taşıyamam.
ilkokul arkadaşım olduğunu öğrendiğim anda tüylerimi ürperten ve kendisinden kat kat daha fazla tiksinmeme neden olan insan görünümlü yaratıktır. bu insanın küçüklüğünü hatırlayıp da o kadarcık çocuk nasıl böyle bir canavara dönüştü diye sormadan edemiyor insan.
kafasını ezerek acımasızca öldürdüğü kedinin karabasan olarak her gece kendisini sıçratarak uyandırmasını,bir daha boğazından lokma geçmemesini dilediğim insan kılıklı mahluk.edilen küfürler iltifat olur böylesine...