o yüksekliğin büyüsüne kapılmaktır. çok çok çok yükseğin verdiği derinlik hissi ile yükseklik korkusunun birleşmesi atlamayı çok cazibeli kılar. böyle bi de yüze çarpan rüzgar vardır, sanki atlayınca hep o rüzgarı hissedecekmiş gibi gelir insana. bir anlık his woody allen'ın match point'indeki şans tanımı gibidir, ya çizgiyi geçer ya da kendi alanında kalır.
basın mensupları ve trafik polisleri olmadığı için tat vermeyen, ''boğaz köprüsüne gitsem daha iyiydi lan'' hissi uçurumun kenarındayken gelen atlama hissini bastırır.
içinden ''lan gelmişken bi su dökelim rüzgara karşı'' deyip bir şarapçı edasıyla olay yerini terk ederken uçurumdan atlayan histir.
edit: ucurumun kenarindayken gelen atlama hissi var ya, ben ne atlayacam lan uçurumdan, enayimiyim!
insana bi anlık kuş hissi verir hafiflersiniz ve karşı koyamazsanız atlamanıza sebep olur daha güvenlisini deneyin bungee jumping ,paraşütle atlama gibi atlayışları deneyin.
o an psikolojisi düzgün biri için değişik bir heyecan duygusu verir, çekici gelir. tam tersi bir psikolojide ise uçurum ona kucak açmış gibi gelir, çağırır durur.