okuması oldukça zor olan, insanı depresyondan depresyona sokan ama bitirdikten ve o diplomayı aldıktan sonra insana büyük saygınlık ve toplumsal statü kazandıran havalı şey.
En geçerli ve iş garantisi olan bölümlerden biri. Hangi ülke olursa olsun, zeki insanların kazanabileceği bir bölümdür. Vasat bir öğrenci iseniz o amfilere giremezsiniz.
sayısal bir bölüm olmasına rağmen ciddi oranda salt ezberdir diyemeyeceğimiz bir bölüm. evet çok sayısal işlem içermez ama sayısal düşünme kapasitesi gerektirir.
nedir sayısal düşünme mevzusu. insan vücudundaki tüm sistemlerin birbiri arasındaki ilişkileri ve bu ilişkilerdeki işleyiş mekanizmaları ve bu mekanizmaların belli sebeplerle bozulması durumlarının analizi.
gozlemledigim kadariyla, en kebap branslarin en yuksek puanda olmasindan; "insanlari iyilestirmeliyim" idealinden ziyade "en kolay sekilde para kazanmaliyim" idealinin agir bastigi ogrencilere ev sahipligi yapan fakulte.
Ek olarak, sayisal bir bolum olmasina ragmen ciddi oranda ezberdir.
hassas insanların okumaması gereken fakülte, yani manevi yönden hassas. daha fakülte bitmeden depresyona girip antidepresan kullanmış bir arkadaşım mevcut, kendisi için üzülüyorum. başkalarına faydalı olayım derken kendinize zararınız dokunmasın.
ilk senesini bitirdigim hala taze ögrencisi sayıldıgım fakülte.çok severek yazdım bu okulu tek hedefim olarak yazdım şuan için memnunum halimden.
1.sınıf jet hızıyla geçti diyebilirim,daha 1.sınıfta zorluk anlasılmaz belki ama ben zorlanmadım ve hatıra sayılır bir ortalama yaptım,bunun sebebinin severek calısma oldugunu düsünüyorum arkadaslarim benim gibi severek calısmıyodu daha düsük puanlar aldılar ya da büte kaldılar.
4 tanecik:d ameliyata girdim kadavra yerine canlı insanda gördüm yapıları,cerrahlar soru sordu yaptıgı seyleri anlatti ogrendigim onca şeyin degerlendigini anlam kazandıgını gördüm,mutlu oldum.
2.sınıf tabiiki cok daha zor korkmuyo degilim ama karaları bağlamak yersiz.bu zamana kadar cok insan mezun oldu doktor oldu,önemli olan istemek severek okumak.her gün lanet okuyarak kahrederek okula gidicekseniz,birilerinin zoruyla tıpı yazacaksanız okulda da arkadaslarınızı bayacaksanız yazmayın arkadaşlar.
insanların yazmayın, etmeyin, pişmanlıktır diye lanse etmelerini doğru bulmadığım fakülte. Evet afedersin eşşek gibi çalışacaksın, uykusuz kalacaksın kendinden taviz vereceksin ama yapmak istiyorsan da yapacaksın. Diğer gençler gibi bir partiye gittiğin için değil de çalıştığın için uykusuz kalacaksın ama olsun sonunda bir hastanın ya da hasta yakının size teşekkür ettiğini duyduğunuzda size bakarken gözlerinin içinin güldüğünü gördüğünüzde tüm yorgunluğunuzun bir zafere dönüştüğünü göreceksiniz.
Fakülteye girmeden önce buralarda yazanları okuduğumda o kadar üzülmüştüm ki. Çünkü düşünün bir hayaliniz var ve insanların çoğu sizin hayalinizi kötülüyor, yerden yere vuruyor. Ama iyi ki hiç kimseye kulak asmadan hayalimin peşinden koşmuşum diyorum şimdi.
Kısacası arkadaşlar yazmak istiyorsanız yazın, hedefinizse hayalinizse okuyun, hiç korkmayın.
biz daha üniversiteye hazırlanırken çok çalışan, dirsek çürütenlerdendik. 4.senesinde biri olarak henüz 20 yaşında saçımda beyaz var arkadaşlar. sınıf arkadaşlarımın çoğu da ben de psikolojik sorunlar yaşıyoruz. bazı zamanlar stresten dişlerimi sıktığımı fark etmiyorum baş ağrısı yaşıyorum. sözlülerden 100 üzerinden 50 alsam dans ederek çıkıyorum. hayatınızı adamak istediğiniz şey gerçekten insanlara yardım etmek ise buyrun yazın. 1 ayda ne kadar çok şey ezberleyebiliyor oluşunuza kendi kapasitenize şaşırmaya da hazır olun. inanın farz edelim ki ayda 40 50 bin tl maaşı olsun sadece o para için çekilecek dert değil. tus var daha ya tus. 2 yıl yine dershaneye gidip bir de 11bin tl borçlanıp uzmanlık hayalleri kurarsınız. yılbaşında millet parti parti gezerken saatlerce oturup ders çalışırsınız özenirsiniz bi yandan eğlence dünyasına. sınav bitiminde tek istediğiniz şey uykudur.
sürekli rekabet kaldıramayacaksanız yazmayın. düşünün hani o dershanedeki okuldaki soğuk savaşa girmiş birinci ve ikinciyi. işte onlarla dolu bir sınıfla en az altı seneniz geçecek.
sosyal fobiniz varsa yazmayın. tıpta sınavlar hem yazılı hem sözlü olur. bazen sözlüde hoca sizi afedersiniz itin götüne sokar. bi oda, iki hoca, üç öğrenci. dördüncü senenizdir "senden doktor olmaz." der mesela. dalga geçer. kulak asmayıp olmazsam şerefsizim diyemeyecekseniz yazmayın.
kim ne düşünürse düşünsün kazandığınız paraya değmeyecek kesinlikle. o yüzden gerçekten istiyorsanız yazın. idealistseniz yazın. bunu nasıl anlayacaksınız, okumaktan keyif almıyorsanız yazmayın mesela. yok el becerisi, yok tiksinme.. fıs onlar. ben ölümüne okurum ve bundan keyif alırım diyorsanız yazın.
uzmanlık yapacaksanız sizi bir sınav bekliyor. tus.. tıpta uzmanlık sınavı. son iki sene buna da çalışacaksınız. bu arada uzmanlık yapmazsanız altı sene sonunda pratisyen doktor oluyorsunuz. "sağlık ocağı doktoru" yani.
dersler ağır. şöyle söyleyeyim hani lys biyoloji konu anlatım kitapları var ya, onun daha ağır dille yazılanlarını bir ayda öğrenmeniz gerekecek. lys çalışır gibi. hoca anlatsa da tek seferde olmuyor. evde okumanız öğrenmeniz gerek.
böyle yani aklıma gelenler bunlar. sorusu olan yazabilir. cevaplamaya çalışırım.
ilerde lüks bir hayat için, adının önüne gelecek unvanlar için, ailen öyle istediği için veya sırf puanın yüksek olduğu için tercih edilecek bir okul değildir tıp fakültesi. Kazanması zor, okuması zor, çalışması da daha zor. Velhasıl yürekten isteyenler gelsin, başkalarının derdini dert edinebilirim diyenler gelsin.
Nedense kazanmak için kendini paralayıp okumaya başlayan herkes ayni şeyi soyluyor. Sende kazanmadan önce bunları duydun madem öyle niye ısrarla tipa gittin demezler mi adama.