suriye'de ve ırak'ta kerkük, tel afer, tuzhurmatu, erbil, süleymaniye, altınköprü gibi şehirleri saymaz isek önemli ölçüde bir türkmen nüfusu zaten 2000'li yılların başında yoktu.
maalesef 1930'lardan itibaren sistematik asimilasyon ve buradaki türkmenlerin öz yurtlarına dönmesi neticesinde türkmen nüfusu oldukça düşmüştü.
halep'in önemli bir oranı 1920'lerde türk iken bu oran 2000'lerin başında birkaç ilçesi dışında %10'u bulmuyordu.
o demografik operasyon türkmenlere 100 seneye yakın bir süredir yapılıyor maalesef.
o bölgede elimizde sadece ırak türkmeneli bölgesi ile halep'e bağlı birkaç küçük ilçe kaldı.
yapılması gereken onları alıp, sınır illerine yığmak değil oradaki türkmenleri unutmamak; kültürel bilinçlerini, ulus şuurlarını korumak adına onlara kol kanat germekti.
ama sen ne yaptın?
sınırı çektin, tüm ümidi sen olan insanları unuttun gittin.
o adam bizim anayurdumuz abimiz var derken sen onlara sen suriye'nin, ırak'ın bir parçasısın deyip kaderlerine terk ettin!
