iskender'dir.
sonrası baklava'dır.
isteyen yanında milli içeceği diye ayran içer
isteyen bütün bunları karnını doyurup gece yatarken adam gibi milli içecek olan rakı içmek için yapar.
gaziantepte baklavadır, samsun da pide, adana da kebap, bursa da iskender, demek ki coğrafi bölgelerimize göre değişen çeşitlilikte milli yiyeceğimiz mevcuttur.
hiçbiri değil, gerçek milli yiyeceğimiz pastırmadır.
zira biz göçebe milletiz ve buralara göçerken, cenk ederken, akınlar yaparken atalarımız hep pastırma yemiştir.
--alıntı--
Pastırmayı ilk yapanların Orta Asya'da Hunlar olduğu bilinmektedir. Nitekim, WeberBaldamus dünya tarihi kitabında, Antalyalı Amianus'un 273-275 yıllarında yazmış olduğu eserinde, Hunlarının bu husustaki adetlerinden şu şekilde bahsettiğini bilinmektedir: Hunlar yemek tanımazlar, yaban etleri ile atın sırtında, baldırları arasında ezdikleri yan pişmiş eti yerler. Hâlbuki Macar müzelerinde bulunan Hunlara ait iki cepli at eyerleri, kurumuş etlerin bu çantalara sokulduğunu ve atın baldırına, vücuduna değmediğini göstermektedir.
Orta Asya'dan batıya akın eden Türk Hun süvarilerinin eyerlerinin çantalara dolduran kuru et konservesi, Anadolu'ya gelerek yerleşen Oğuz Türklerinde pastırmacılığın bulunması ve yüzyıllardır zamanımıza kadar yaşayıp gelmesi, bir gün Orta Asya bozkırlarda yaşayan Türkleri sonbaharda kışa hazırlık olarak tuzlu, kuru ve dumanlı et konserveleri yapmaları, bu yiyeceğin Orta Asya'dan geldiğini göstermektedir. Hayvanları en iyi şekilde ıslah etmiş ve pek çok yeni ırk meydana getirmiş Türkler, hiç şüphesiz ki bunların etlerinden de en iyi şekilde yararlanmasını bilmiş insanlardır. Kayseri'de pastırmacılık bir şekilde Orta Asya'dan gelen Türklerle başlamış ve zamanla gelişmiştir.
--alıntı--
bizim milli yiyeceğimiz dayaktır. çocukken anne babadan ,okulda öğretmenden ,yazın kuran kursunda hocadan,üniversitede polisten,askerde komutandan, kadınsanız kocanızdan dayak yersiniz.
