tek özellikleri at binip, çiğ et yiyip, savaşıp, kımız içmek olan bir milletin arapları ve farsları tanıdıkça medenileştiğini, bugünkü tüm kültürel değerlerinin(nargile, kahve, lokum, edebiyat vsvs..) bu iki milletten alınmış uyarlamalar olduğunu vurgulayan realitedir.
başlık şahane lakin zamanım yok. sadece şu kadarını söyleyip sefgilimin göğsünde uyumaya gideceğim (sonra da bu entry uzun bir medeniyet analiziyle editlenecek)
tarihte islam medeniyeti diye bir medeniyet vardır lakin türk medeniyeti yoktur. türk islam medeniyeti arayışları aslında bir mecburiyet halini almıştır ancak o da tutmamıştır.
medeniyet sadece madde üzerine kurulur diyen hiç kimseye inanmayın. kültür, sanat, estetik ayakları olmayan medeniyetin asırlar aşması mümkün değildir, yok olmaya mahkumdur.
göçebe toplumlara özgü araplarla karşılaştırılamayacak pek çok teknik kullanan, demiri işlemesini iyi bilip hayvanları ehlileştiren yetiştiren, savaş aletlerini iyi kullanıp eti işleyen bir toplumdur islamiyet öncesi türk toplumu..
aynı zamanda o dönem araplarda ki gibi kölelik kavramının olmadığı, kadınların mal gibi çırılçıplak pazarlarda satılmadığı bir toplumdur türk toplumu. kadınlar aksine birçok noktada son söz sahibi olabilirler.
yerleşik düzenle göçebe düzeni kendi dönemleri içinde medeniyet sıralamasına sokmayın. söz konusu araplar ise hele hele.. isterseniz sokun da çıkacak sonuçtan bence umduğunuzu bulamayacaksınız.
islamiyetle türklüğü kıyaslamak kim daha medeni demek aptalcadır. her ikiside bizim kimliğimiz bize allah tarafından bahşedilmiş. sözlükte islamı veya türklüğü yermeye çalışanlara inat çok şükür önce müslüman sonra türküz iki kimliğimizdende asla vazgeçmeyiz.
arap çölde diri diri kız çocunu toprağa gömüp,kadınlara hayvan muamelesi yapıp,eşcinsel ilişkiyi alışkanlık haline getirip,insan kurban edip,kendi yaptığı putlara taparken; türkler orta asya'da kadına devlet yönetme hakkı tanıyor,tek tanrıya inanıyor,yemeklerden sonra şükür duası ediyor,maden işliyor ve kurduğu ordularla dünyayı dize getiriyordu..
araplar islam'dan sonra insan gibi yaşamayı öğrenmişlerdir..gerçi islam'ın ilahi ve evrensel emirleri bile zaman zaman kirletilmeye çalışılmıştır..kerbela katliamı bunun açık örneğidir..maalesef araplarda birçok kişi islam'a rağmen zorbalaşmış ve ırkçı-kabileci-şiddet yanlısı bir anlayışı emeviler boyunca sürdürmüş ve islam'ın adını kullanarak arap kültür emperyalizmi uygulamıştır..
islamiyet demeyelim de kentleşme diyelim. belki de islamlaşma kentleşmeyi hızlandırmıştır. tabi ki islamiyetin rolünü de yadsımamak lazımdır. dünyayı medenileştiren islamiyet bizim de medenileşmemizde mühim rol oynamıştır.
tam tersi islama medeniyeti getiren zaten türklerdir. arapların yaşam biçimi günümüzde hala değişmemiştir. toplum olarak pistirler. türk milleti islama geçmeden çok daha önce medeniyete ulaşmıştı. yüzyıllardır islam dininde olup medeniyetten habersiz olan araplar ve onların türkiye temsilcileri bunu anlamaz. yatsınlar kalksınlar dua etsinler türk milleti islam dini benimsedi.
ancak bizden örnekte almazlar, zira onlara göre gerçek islamı yaşayanlar bu emevi apaçileridir. sizin abdest alma şeklinizi, temizlik anlayışınızı eleştirirler. uludağ üniversitesinde mısırlı bir arap sabah aldığı abdest ile tüm gün namazını kılardı, tuvalete girer ancak el yıkamadan çıkardı.
islamın değil medeniyetlerin islama ihtiyacı vardır .
yoksa ortalık pavyon bar batakhane genel ev kumarhane meyhane gibi medeniyetlerin ne kadar tehilkeli olduğu anlaşılsın eğer tehlikeli görmeyenler varsa götürüp bir bayan akrabasını bıraksınlarda görelim.
geçicekler bu işleri medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavardır bundan kimsenin şüphesi olmasın .
medeniyetde her yer günlük gülistanlık olmuyor aksine fuhuş hırsızlık cinayetler soygunlar terör vesair gibi tehdit unsurları büyür yer edinir .
körler ve sağırlar gibi medeniyet temenni etmenin hiç bir manası yoktur .
sen insan ol zaten medeniyete gerek kalmaz aksine medeniyet insana ihtiyaç duyar .
insan olanda pavyonların batakhanelerin kötü yerler oldugunu bilir .
kısaca büyük başın ağrısıda büyük olur tabi bunu bizim batı özentilerinin anlaması bi 50 sene kadar sürer .
araplar o kadar medeniydiler ki, son peygamberlerin hepsi o coğrafyaya gönderilmiştir nedense. yola gelsinler diye.
kız çocuklarını diri diri toprağa gömen, kadınlara mal, cariye gözüyle bakan, temizlikten, düzenden bihaber araplar değil mi bunlar?
hagaden medeniyyet dediğin tek dişi kalmış canavarmış amk.
türk, her zaman için tek lidere sadık kalan, biatçı bir yapıdadır. O lidere inansınlar, yapamayacağı şey yoktur.
işte o zamanların birinde, türkler orta asya'dan yola çıkmışlar. Batıya doğru ilerlemişler. Ta ki arap yarımadasına gelene dek. 7. Yüzyılda halife ömer'in ordusunu mağlup eden şamanist türkler'in üstüne araplar çok büyük bir orduyla saldırmıştır ve türkler'i hazar denizi'ne kadar püskürtmüştür. Acaba ne yapabiliriz diye düşünürlerken, akıllarına islamiyet'i seçmek gelmiş. Çiğil, karluk ve yağma türkler'i bir araya gelerek karahanlı devleti'ni kurmuşlar ve 840 yılında islamiyet'i seçmişlerdir. Yaklaşık 2 asır boyunca arap yarımadası'nı geçemeyen türkler, seferlerine kaldıkları yerden devam etmişlerdir.
Bu hile sayesinde, oğuzlar da 1038 yılında büyük selçuklu devleti'ni kurmuş ve 1071'de anadolu'ya resmen girmişlerdir.
Daha sonraları gelen türk büyükleri bakmışlar ki islâmiyet fikri işe yarıyor, aynen devam etmişler. Hatta osmanlı devleti bu durumu o kadar güzel kullanmış ki, bir yandan halkı din ile oyalamış, öte yandan kodamanlar ve padişahlar yeryüzünde cennet hayatı yaşamışlardır.
Türkler'in dinine hiçbir zaman bir katolik gibi ya da arap gibi derinden bağlanamamasının sebebi budur. Çünkü türk'ün geninde şüphecilik vardır. Ayetlere göre de şüpheye dahi düşmek yasak olduğuna göre kim bilir kaç tane düşünen insanın dini elden gitmiştir. (bkz: nisa 139)
O yüzdendir ki, günümüzde mutlak teslimiyetçi insanlar "ya dinim elden giderse" diye, uhrevi konuları düşünmekten kaçınırlar. Bu durumu da, tıpkı arap yarımadası'nı geçebilmek için hile yapan karahanlı devleti gibi, 2002 yılından beri kullananlar var. Evet evet, Halkı din ile oyalayıp, saatlik imam nikahı kıyanlardan bahsediyorum.
O yüzdendir ki, türklük mertliğin simgesidir. Ben bir türk olarak hile ile arap yarımadasını geçebildiğimizi itiraf edebilecek kadar mertim. Peki ya sen bir yandan dindar gözüküp diğer yandan cennetin nimetlerinden yeryüzünde faydalanan bir riyakar olduğunu itiraf edecek kadar mert misin?
Türkler, grekler'den sonra bilinen tarihin en eski milleti. Eğer medeniyet anlayışınız kız çocuklarını diri diri gömmekse, kadınları pazarlarda satmaksa, livatayı yasallaştırmaksa, el pençe divan ümmetçiliği kabul etmekse, 4 kadınla evlenmeyi makul karşılamaksa varın biz medeni olmayalım. Varın siz medeniyetinizle gurur duyun.
Unutmayın ki, islamiyet'in bugün azıcık saygınlığı varsa, bu türkiye sayesindedir. islamiyet'in doğup büyüdüğü arap yarımadası sayesinde değil.
medeniyet eğer olumlu bir olgu ise katıldığım gerçektir. aynı zamanda sadece türk kavmi için geçerli değildir. islamla tanışmayan hiçbir kavmiyet medeni değildir, islam ile tanışan; islam ile yoğurulan her kavim ise medenidir. çünkü medeniyet islamdır. ancak yine de medeniyet kavme yükseltgenemez. çünkü gerçek anlamda müslüman olan türk de vardır, müslüman olduğunu söylemesine karşın 'kuran'a çok uzak olan ya da zaten müslüman olmadığını söyleyen türk de vardır.
sanki kıymeti kendinden menkul bir islam medeniyeti varmış gibi de...yahu bir medeniyet yayıldığı coğrafyadan, insan topluluklarından ayrılabilir mi? islam medeniyeti dediniğiz şey arap yarımadasının dışına çıkana kadar çoban, köle, işsiz güçsüz çapulcular medeniyetiydi. Bizansla, orta asya ile, kuzey afrika ile temasa geçince adama benzedi biraz. Endülüs sanatı, mimarisi ile yedinci yüzyıl medine medeniyeti bir mi?
islam medeniyetinin itici gücü neredeyse 800 senedir türkler. islam mızrağının ucunu da türkler yönlendirdi yüzyıllardır. diyeceğim o ki, türklerden önce islam medeniyeti olmaması diye de bir başlık açılıp altına bol bol hamaset dökebiliriz.
kanımca tam tersi daha doğru olan bir önermedir. yani, islamın bir medeniyet halini almasında türklerin büyük rolü olmuştur.
874-950 yılları arasında yaşayan farabi, batılı anlamda felsefe bilimiyle taban-tabana zıt, adeta bir dogmatik değerler manzumesi olan islam dini'nin, felsefi yaklaşımlarını ortaya koymuş ve bunu, o batıya kabul ettirebilmiştir. özellikle, yavuz sultan selim'in mekke ve medineyi fethi ve halifeliğin osmanlıya geçişinden sonraki dönemde islamiyetin sanat, mimari ve tıp alanlarındaki büyük sıçrayışı, bunun en önemli göstergesidir. 1491-1574 yılları arasında yaşayan mevlana ise tasavvuf felsefesinin bir ritüeli olan sema gösterileriyle, başlangıç dönemlerindeki değer yargılarıyla hiç bağdaşmayan müziği, islama uyarlamayı başarmıştır. Kanuni sultan süleyman'dan sonra sayıları katlanarak artan nakkaşhanelerde birçok nakkaş ustası yetiştirilmiş ve minyatür sanatının dünyadaki en güzel örnekleri bu dönemden sonra verilmeye başlanmıştır.
siktir lan ordan öküz. diye cevaplanması şart olan önerme.
en basitinden şöyle anlatalım türklerin ata dini olan tek tanrılı tengrism götünü yaladığınız arapların dinlerinden 25 asır belki daha da fazla eskidir.
araplar kendi çocuklarının etlerini yerken türkler şehirlerde otururdu...
