islamiyet öncesi Türklerde sanılanın aksine var olan.
Ancak bu zevk veya karakteristik özellikleri ile ilgili değil içinde bulundukları coğrafyada sadece hayvancılıkla geçinmelerinin bir sonucu idi.
-Eski Türkler uygurlara değin tarım ile uğraşmamışlardır.
-Ticaret toplumu olmadıklarından ötürü yapılan ticaretlerde Çinliler karlı, Türkler zararlı çıktığı için halk bazında ticarete De uzak kalmışlardır.
-ticaretten elde edilen en büyük gelir vergi idi.
-velhasıl en yaygın ekonomik faaliyet hayvancılıktı.
Hayvancılıkta ise bazı riskler bulunmakta idi.
Hayvanların salgın hastalıktan ölmeleri, hastalanıp yeterince ürün verememeleri gibi.
Öyle ki bazı dönemler elde hayvan kalmaz hale gelinirdi.
Bu ekonomik kısmından da öte yeme içme gereksinimine doğrudan tehditti. Bir nevi göçebelerde kıtlık hali..
E yiyecek içecek yok?
Halk açlıktan kırılıyor. Ne yapılacak?
Yiyeceği ambarlarında stoklar halinde dolu olan Çin'in sınır yerleşimlerine baskınlar düzenlenerek yiyecek elde edilecekti.
Kısacası keyfi ve sürekli bir durum değildi.
Senede birkaç kez gerçekleşen mecburi bir durumdu yağma eski Türklerde.