x partisi dolayısıyla telef olmuş nesil olup kutuplaşmanın bedeli olarak her biri ayrı telden çalmaktadır. varlığın olduğu ve her şeyin elinin altında gibi gözüktüğü böylesi bir dönemde dar bir yaşama sahip olan bu hayatlar aslında pek çok şeyden mahrumdur. Hem türkiye'desin hem de x partisi türkiyesi. hem de tatlı yaşların coronaya denk geliyor. hayatın mizah anlayışına bak.
Ben normal bir anadolu lisesinde son sınıf öğrencisiyim. Z kuşağının tam olarak içindeyim ve sizlerin aksine onları sadece internetten görüp yorum yapmıyorum. Lise birinci sınıfta arkadaşlarımla siyaset, din, dil, bilim, sanat hakkında konuştuğumuzu biliyorum. Ülkenin ekonomisi hiçbir zaman mükemmel olmadığı için çıkan bilim, edebiyat, düşünce vb. dergilerin hepsini okuduğumuzdan ama hiçbirimizin parası hepsini almaya yetmediğinden arkadaş grubumuzda herkes 2-3 dergi alır değişerek okur üzerine hafta sonları oturup yorum yapardık. Halende yapıyoruz fakat malum, y kuşağının bize bıraktığı eğitim sisteminde bunlara pek değer verilmiyor. Matematiğinin olması lazım bir kere, hayır matematiğe olan yetenekten değil bahsim. Matematiği ezberlemen gerekiyor. Gözlük numarası büyütüp akşamlarını kitaplarla geçirmen. Hayır okuma kitapları değil, hani şu soru bankası olanlar.
Yakın arkadaşlarım içerisinden kuantum fiziğiyle ilgilenen ve bunu çok sevenler var. Biri tübitaka katıldı hem de öğretmenlerin bile yapmasına şaşırdığı bir proje ile. Projesini tanıtımdaki kelime yetersizliğindendi diye hatırlıyorum, reddedildi. Ve tübitak organik hoşafı dereceye sokmuş aşırı bilimsel bir kurum. Hani hayvanat bahçesinin müdürünün atandığı.
Sonra bizim bir alt sınıfımızda müzik konusunda çok yetenekli bir çocuk var. Hayır sandığınız gibi sahilde kızları etkilemek için akdeniz akşamları çalmıyor gitarla. internette görüp beğeniyorsunuz ya japon çocukları hani şu robot gibi çalanları evet onların çaldıklarını çalıyor. Okulun neredeyse ölmüş dijital piyanosunda çalarken piyano sallanıyor.
Tabii siz bizi sadece internetten gördüğünüz için bilmezsiniz belki. Türkiye'de BiLSEM diye bir kurum var. Açılımı Bilim ve Sanat Merkezi. MEB'in açtığı bir kurum ve sınavla giriliyor. Öncelikle yazılı bir sınav var. Eğer IQ seviyen 130 ve üstüyse mülakata kalıyorsun ve burada da sanat ve bilim kısmına ayrılıyorsun. Amacı bilim insanı yetiştirmek. Ve bende burada müzik bölümüne giden biri olarak söylüyorum bu kurumdan kesinlikle bilim insanları çıkar. Her alanda. Fakat MEB buraya asa destek vermiyor. Hatta bilsem gelirleri karşılayabilmek için ailelerden bağış istiyor. Ama yan binadaki imam hatip ortaokulunda toplam 10 öğrenci olmasına rağmen sınıfları özel okullar kadar güzel, bilim ya da sanat dersleri için her şey gerekenden fazlası kadar var.
Yine kendi okulumda bir çok öğrenci var değerlendirilebilecek sayısal zekası mükemmel olan. Ama onlar 2 saatlik bir sınavda toplumun ve eğitimin tabiri ile 'başarısız' oldukları için sayısal olmayan bir lisedeler. Fen lisesindeki çocukta sayısal zekası olmamasına rağmen oturup her şeyi ezberlediği, kendine bir şey katmaya zaman bırakmadığı için sayısal lisede.
Ayrıca bir çok kişi yeteneği olmasına rağmen bunu geliştiremiyor çünkü malum y kuşağının seçtiği, yetiştirdiği ülke ve yönetenler sayesinde ekonomimiz uçuyor. Ben keman ve piyano çalıyorum. Piyano yalnızca temel bir enstrüman olduğu için ama keman ana enstrümanım. Ve babam sadece bir asker olduğundan eskiden 50 lira olan fakat şimdi 100-150 saatliği olan dersleri karşılayamıyor. Bunun yanında alınması gereken bir sürü soru bankası var ki bunların tekinin fiyatı 50 liradan başlıyor. Ne eskisi gibi kitap alabiliyorum ne de dergi ya da bir başka şey. benim gibi bir çok arkadaşım var resme, felsefeye, müziğe, fiziğe, biyolojiye, fotoğrafçılığa ilgi duyup alamayan.
Siz büyük ihtimalle bizi sadece instagramdan görmeyi tercih ettiğiniz için buraya kadar umursayan çok az insan olduğunu tahmin ediyorum ama olsun. Biz sizin instagramda gördüğünüz gibi değiliz çünkü yukarıda bahsim olan kimse o uygulamayı kullanmıyor. Kullananlarda gördüğünüz o saçma şeyleri yapmıyorlar.
Bir sürü katıldığım proje var şu 4 yıl içerisinde yurt dışından pek ok öğrenciyle tanıştım pek çok öğretmenle. En son fransa ile yaptık ve fransada şehrin en iyi okuluydu. Öğretmenleri biz övgü yağdırıp durdu. Ne kadar çalışkanlar vs. Ve hayır bunu gerçekten yapmacık bir şekilde yapmadı. Çünkü onalrın öğrencilerini bende gördüm ve açıkçası bize övgü yağdırmakta haklı. ingilizcelerimiz bile onlardan daha iyiydi.
Yani demek istediğim şu. Merak etmeyin bizden bir bok olacak. Sizin aksinize çocuklarımıza özgür olmayan, demokrasiden habersiz, çürümüş ve kokmuş zihniyetli, gerici bir ortam bırakmayacağız. Ama bu Türkiye'de mi olacak? Hiç sanmıyorum. ingilizcemiz fransaya kıyasla daha iyiydi çünkü yurt dışına gitmek istiyoruz. Bir çok projede varız, çünkü avrupa ülkeleri ile katıldığımız her proje bizim oraya gitmemiz için bir avantaj. Ki avrupada buna açık çünkü o projelerden öğrenci seçiyorlar. Bu yüzden projeler Türkiye'ye de açık. Sizin sandığınız aksine beynimiz çalışıyor. Sadece siz bunu anlayamıyorsunuz çünkü hayatınızda aklınıza bir tane olsun psikoloji kitabı açmak gelmemiş olabilir. Normaldir. Bunlardan bir bok olmaz diyeceğinize bizim eğitimimizim iyi olacağı bir ortam yaratsaydınız ülkede, hiç olmadı en azından destekleseydiniz biraz bizi.
Bu arada bir kaç başlık okudum belli ki halen dindar, geri kafalı kesim buralarda var. Belirtmek isterim kendi okulumun yarısından fazlası müslüman değil. Kızlar istediği şeyi giyiyor, erkekler oje sürüyor, ve istediği şeyi giyiyor. Yine şehrim için konuşuyorum gençlerin yine yarısından fazlası müslüman değil sokakta sevgililer birbiriyle el ele tutuşmakla hiç kalmıyor. Kimse de sevgiden korkmadığından onları destekliyor. Yani 2021'de halen ümmet diyorsanız zaten buraya kadar okuduğunuzu da sanmam ama şans eseri olduysa siz desteklemeseniz de olur. Malum günah.
Yüzde 78'i Yurtdışında yaşamak isteyen kuşaktır ve haklıdırlar, benimle aynı işi yapan adam avrupada 5000 Euro maaş alırken adamın alım gücü benimkinin 10 katı nerdeyse.
Gelinebilecek en kötü döneme denk geldiklerini için çok üzülüyorum, ne adam akıllı çocukluklarını yaşadılar, ne doğru düzgün eğitim sistemi gördüler, devamlı değişen, ne olduğu belli olmayan sınav sistemi içinde çırpınıp durdular, hayır düzgün üniversitelerin iyi bölümlerine girmedikleri sürece yıllarca uğraştıkları gelecek heba olup gidecek, bunu da biliyorlar o yüzden yurt dışına gitmek için can atıyorlar, haklılar da.
On, on beş sene sonra ülkenin dertleri bu çocukların üzerine binecek,
yazık oluyor yazık.
bu z kuşağını fazla parlatmayın, kendim de onlarla aynı jenerasyonda olduğum için gözlemleyebildim. Gördüğüm şu ki: büyük bir kısmı düşünemiyor, zeka problemi olabilir. Tembeller, Başarısızlar, aşağılık kompleksi var. Kısaca önceki nesilden pek bir farkları yok. Birkaç fark sayarsam, ellerinde akıllı telefon olması, Erdoğan karşıtı olmaları, Biraz bakımlı olmaları. Çoğunun Zihniyetleri, yetenek(sizlik)leri ve ruh halleri önceki kuşakla aynı.