evet arkadaşım, sen amerikasın, almanyasın, hatta finlandiya, norveçsin. o kadar refihsin, adil gelir dağılımın var. diğerlerini yazmıyorum bile, bilen zaten biliyor, anlamayanın zaten kapasitesi yok, işine gelmeyen de zaten ülkenin anasını ağlatanlarla organik ilişkide ya da bizzat kendisidir. bu sözlükte hazine peşkeşçisi çıkması şaşırtıcı olmaz.
akil baliğ sayıldığımdan beri, ülke adına, geleceğimiz adına, bağımsızlığımız ve onurumuz adına hiç bu kadar endişelenmemiş, sıkılmamıştım.
son 3-4 yıl, ümitlerimizin iyice karardığı bir periyot oldu.
ülke üstüne çok oynandığını, sürekli saldırı altında olduğumuzu biliyoruz. fakat bu, daha büyük yanlışlar yapmayı, hanedanlar kurmayı, her parsaya uzanmayı mı gerektiriyor.
bu suriye olayı, bu kadar büyük sorunlarla uğraşan cumhuriyetimizi maalesef çok sarsacak. evet, daha da sarsacak.
dediğim gibi, keşke anayasa değişikliği, ülkenin bekası için hazırlansaydı. sonuna kadar arkasında dururduk.
birkaç kez de yazmış olduğum gibi, bu fonun bu ortamda bu mantıkla ve bu adamlarla kurulması itiraf edilemeyen bir konkordatodur.
kamu bütçesi denen şey kamu varlıkları ve vergilerden elde edilen gelir ile oluşur.
vergi kısmı halen bütçe için kaynak olmaya devam etmektedir.
peki 2016 yılı bütçe açığı ne kadardı?
26.9 milyar türk lirası
varlık fonu diye adlandırılan yapılar dünyanın hiç bir yerinde bütçe açığı veren bir ekonomide olamaz.
yatırım fonu denirse kısmen doğru olur.
ancak burada borçlanabilmek için teminat göstermek, önündeki yasal mevzuatı aşmak için kamu kurumlarını denetimden uzaklaştıran bir yapı oluşturulmuş ise bu gerçekten iyice önü alınamaz yıkımlara sebep olur.
eğer yatırımlarını kaldıraçlı yapacak ise bu çok büyük bir risk teşkil eder.
ülkeyi 2001 krizine kadar götüren ekonomideki en büyük sebepler özel fonu olarak bilinen yüzlerce fon ve bankacılık kanununun revize edilmemiş olması idi.
çok dikkat edilmesi gereken bir yapı. ve özerk değil. umarım yanılırız.
ülkeye büyük getirisi vardaki, "büyük getiri"nin miktarı ortaya konmadıkça, hakkında inandırıcı gelmeyen iddialar öne sürülen kurum.
bazı kararları almak sorumluluk ister, bilgi ve tecrübe ister. her 3-5 kişinin aldigi karar doğru mudur? mesela, yiğit bulut. ekonomi yönetimindeki tecrübesi ve başarısı nedir ki, kendisinin ve aynı tipteki yöneticilerin "hızlı kararları" ne kadar faydalı olsun.
sen halihazırda zaten kamu malı olan bir işletmeye devlet desteği gerek diye bunu 3-5 kontrolüne devredip adına da yenilikmiş gibi afilli isim uydurursan buna ancak senin ayakta uyuyan seçmen kitlen alkış tutar. kaldı ki özel sektör ile ile kamu işletmelerini kıyaslamak tamamı ile bir hatadır.
kamu olarak milli irade olarak böyle bir kurumun başındaki yetkililer arasında
yiğit bulut hangi sıfatla hangi titr ile hangi deneyim iş tecrübesi ile sorumluluk ve yetki alabiliyor.? eğitim aldığı alanda iş tecrübesi var mı? yorumculukla -uygulama aynı mı?
çalıştıysa bir banka yada varlık yönettiyse ,bir banka yönetmekle ülke varlığını yönetmek aynı mı?
5 kişilik ev yemeği yapabilen bir kişi binlerce kişilik şirketlere yemek yapabilen bir aşcı olamazken varlığımız bu kadar kolay mı teslim edilecek?
tezgahtarlık için bile bilmem kaç yıllık deneyim istenirken bu kişi bu alanda (teorisyen ise ) uygulamalı çalışmış mı?
ben kamu isem bu isim bana güven vermiyor.
geçmişi geleceğine referans olan bu isim güvensizdir.
ülkemin üniversitelerinden mezun olmuş ekonomi-finans-yönetim -bankacılık eğitimi almış alanda işin içinde pişmiş sayısız isim varken bu isim ne kadar sorumluluk ve yetkili olmaya layıktır.
bakkal hüseyin
terzi mehmet
kuaför okan
berber feyzi
çiftçi osman
çiçekci mehmet
tuhafiyeci necmi
boyacı naci
fırıncı ramazan
lokantacı remzi
köfteci halil
simitci ayhan
halıcı erol
anahtarcı oktay
konfeksiyoncu recep
öğretmen çağdaş
kasiyer zeki
taksici musa
alt komşum hayriye hanım teyze
ve
ben
bunu merak ediyoruz.
ülkemiz ve kamu varlıklarımız kimlere niye nasıl emanet ediliyor, bundan sonra neler elden çıkarılacak?
Ülkenin elinde kalan son değerlerin, araplara ve yandaşlara peşkeş çekilmeden önce, sayıştay ve danıştay denetiminden çıkmasıdır.
Artık bu kurumların kârlarını nereye harcarlar, kurumları kimler işletir, kime satarlar orası meçhul.
Uykudan uyandığında bir bakmışsın, devletin 1 karış arazisi, 1 tane markası, 1 tane fabrikası, 1 tane kurumu kalmamış.
sayıştay denetimi olmaması ve bağımsız denetim kuruluşlarının aslında bağımsız olmayıp adeta paravan şirket olarak kurulduğunu düşünürsek Türkiye'nin on milyarlarca liralık mal varlığının, denetimsiz olarak birkaç kişinin insiyatifine terk edilmesi sonucunu doğuran fon. Kaldı ki varlık fonu uygulaması dünyada bütçe fazlası veren ülkelerde fazlalık olan kısmın değerlendirilmesi için ortaya çıkmış bir sistemdir. Genellikle de petrol ihraç eden ülkelerde bu durum görüldüğü için petrol ihraç eden ülkeler bu fonu kurar. Türkiye bütçe fazlası vermediği gibi petrol de ihraç etmiyor ancak hangi akla hizmetse bu fon kurulmuş.