* eğitim sisteminin değişim hızı. 10 senede universiteye liseye girme sistemi 3 kez değişmiştir.
* devletin egitimde özel kurumları destekleme sistemi yok. zaten altyapı berbat durumda olduğu için bu çözülemeyecek bi sorun şimdilik.
* ulaşım, sağlık, yaşam standartı açısından avrupanın tahminen en kötüsüyüz.
*yöneticilerin bagnaz olmaları ve ayrıştırma merkezli siyasal tutum sergilemeleri. osmanlıcıyız ayagına ceddinin 72 milleti kucaklamasını görmezden gelerek direkt sunni faşizm yapmaları. hatta onu da yandaş ayrimciliğina bağlamaları.
* yoğun rüşvet ve hırsızlığın dönmesi, ben bile en saçma işimi yaptırmak için 20 tl sıkıştırıyorum dosyanın bi köşesine, yoksa o iş siksen olmaz.
* kültürsüzlüğü ve cehaleti övünç kaynağı haline getirmiş toplum yapısı. kitap okumayı geçiyorum, ders kitabına bakmayı zul görenler var, bu yoksunlukla toplum düzeni durulamaz ve toplum da bağnazlaşır,ki berbat durumdayız bu konuda.
sanayi devrimini kaçırması, tabi bunun öncesinde keşifler çağını kaçırması. islam medeniyetinin 750-1200 arasındaki dönemde çağdaşlarından bir kaç kat öndeyken bu dönemden sonra hızla çağdaşlarının bir kaç gerisine düşmesi. bu düşüşün görülememesi. düşünsenize robotik teknoloji yakalamak üzere olan bir medeniyetten bu hallere düşmek tuhaf.
Hic bir dinin devleti olmamistir...
Tek ornek israildir ve icindeki durum ortadadir.
dini devletin temeline yerlestirmek devletin temellerini dinamitlemektir...
dini yaklasan her ulke, 3 dunya ulkelerine yaklasiyor demektir.
hangi yonetici yaradani agzina fazla fazla aliyorsa, butun aksilikleri sebep gosterecegi yeri isaret ediyordur...
yaraticinin oldugu yerde kuldan sorumluluk beklenmez...
sorumlulugun olmadigi yerde geri kalmislik, hirsizlik ve usulsuzluk var demektir...
turkiye'nin geri kalmasina neden olan cesitli sebeplerdir. eksi yagacagini bile bile bu sebeplerden birkacina bakacak olursak:
- turkiye'de yasayan modern insanlarin dahi kendileriyle alakali olmayan konularda bile tutucu olabilmeleri. or:escinsellik, din degistirme vs...
- surekli uyanik kisilerin devleti yonetip ceplerini doldurmalari ve halkin buna yuzde elli oranlarinda destek vermesi. bir de halkin kendi ulkesinin potansiyelini ve haklarini bilmemesinden dolayi bir kopru, yol ya da gecit yaptirana en iyi yonetici gozuyle bakmasi da cabasi. halbuki bu onlarin gorevi, cok daha fazlasini yapmalilar ki en dandik avrupa ulkelerinden hirvatistan'da bile yuzlerce kilometrelik yuzlerce tuneller varken turkiye'de bolu dagi tunelinin yapilmasi yillarca suren bir gurur kaynagi olabiliyor. ironik.
- asiri milliyetcilik, bariz bir sekilde.
- bir de gordugum kadariyla insanlar rahati seviyor, kadinlar daha yeni yeni calismaya basladi, kadinin yeri evidir mantiginin yaninda kadinlarin da kendilerine eslerinin bakmasi istegi goz ardi edilemez. bunda en buyuk etken dindir tabi, kendini tamamiyle erkeklere teslim etmis olmaktan, bagimli yasamaktan rahatsiz olan ve kendi hakkini savunabilen kadin orani cok dusuk. kadinlar kendini sozlu rahatsiz eden erkeklerle bile basa cikamiyor. bunu bilen erkeklerse daha da azitiyor.
- bir de turkiye'nin ozellikle son donemde agresif bir ulke olmasi bu gerikalmisliga katkida bulunuyor. etrafinda iyi gecindigi tek bir ulke olmadigi halde insanlarin tum sucu hep o ulkelere atmasi, insanlarin cok da mantikli dusunmediginin bir gostergesi tabi ki. acaba neden herkes turkiye'ye iyi gorunup arkasindan kuyusunu kaziyor demiyor kimse. gerci artik yuzune gulen de kalmadi. ama turkiye bircok turk icin halen sutten cikmis ak kasik. oz elestiri sifir. elbette vardir bir sebebi. ulke yapayalniz kalmis, insanlar hala sacma sapan seylerin derdinde.
- turkiye'nin bilim alanina cok destek vermedigi de asikar, bunu da tartismayalim artik. buna ragmen cok iyi isler cikaran doktorlar, bilim insanlari var, hele de bu sartlarda, elleri opulesi...
zenginlere ihtiyaçları varmış gibi kdv indirimi, teşvik, ihracat payı derken milyar liralar akıtıp, daha da zenginleşmesini sağlarken, milli eğitim bakanlığına eğitime giden ödenek azalsın diye ömer dinçer isimli iktisatçıyı getirmesidir. bir ülke ki gelişmek yolunda gittiği söylenen yıllardır, kendisine eğitimi külfet olarak görmektedir.
"3 Mayıs - ParisSorbonne üniversitesinde başlayan mitingle tüm Fransa'da öğrenciler ve işçiler tarafından isyanlar çıkarıldı, meclisin feshedilmesine bile neden olan olaylar silsilesi başladı. isyan 16 Haziran'da bastırıldı. isyan bir sürü sivilin ve polisin ölümüne sebep oldu ve dünyadaki öğrenci isyanlarını tetikledi."*
olay 16 haziran'da bastırıldı. yaklaşık bir sene içinde öğrencilerin sorunları halledildi.
aynı sene ülkemizde de öğrenciler ayaklandı. bir dertleri vardı ve çözüm istiyorlardı. sene 2008, öğrenciler hala ayakta, hala çözüm isteniyor. *
iftira etmenin bedelinin olmadıgı ülkedir, tv de, kendi ideolojisinin çukuruna yuvarlanmış sunucuların millete akıl vermesidir, tiyatronun yüceltilemsidir, 3. sınıf tiyatrocuların aydın gibi gösterilmesidir, bilge alimlerin ekranlarda yer bulamamasıdır, şovmen dedigimiz eşeklemesine cahil tiplerin genclerin akıl hocası olmasıdır, ve beyni yetmedigi siyasete laf sokma girişimleridir.
kim demiş 3.dünya ülkesiyiz diye. kim derse desin bu kadar kişi nasıl kabul eder ülkemizin 3.dünya ülkesi olduğunu. 3.dünya ülkesi demek hergün yüzlerce sivilin öldürülmesi yüzlercesinin kaçırılması demektir. devletten daha güçlü bir isyan çetesi var demek.
siz nasıl oluyor da bunları kabul edebiliyorsunuz?
tamam türkiye de pkk var ama onların gücü sadece türkiye cumhuriyeti ile gerilla savaşı yapacak kadar. asla bizimle cephe savaşına giremezler.*
tamam işkencede ölen insanlar var bu memlekette. ama her allahız günü işkenceye kurban vermiyoruz 3.dünya ülkelerindeki gibi.
tamam bu ülkede ayrı kutuplar var. siyasi, dini ve kültürel düşünceleri farklı olanlar var. ırk olarak farklı köklerden gelenler var. fakat aklı başında olan insanlar orta noktayı her zaman bulabilir.
son söz olarak, gerçekten bu kadar sözlük yazarı türkiye nin 3.dünya ülkesi olduğunu düşünüyorsa sanırım büyük ülkelerin psikolojik harekatı başarılı sonuçlanıyor. allah bize bu gençler ile bir savaş ortamı yaratmasın. görürsek yandık demektir.