recep tayyip erdoğan a göre kriz bizi teyet geçecekti. krizin tam ortasına düştük tutup başbakanımız dalga geçer gibi siz geometri bilmiyor musunuz ? teyet demek biraz değmesi anlamına geliyor dedi. baktı olmuyor ulusa seslendi; kriz yok kriz psikolojik dedi. krizi vatandaş kafasında yaratıyor dedi. yani ekonomiyi düzelteceği yerine geometri ve psikoloji dersleri vermeye başladı. çaresiz kaldığı şu günlerde ise fevri davranışlar sergilemeye devam eden başbakan son olarak davos şovunu yaparak krizin üzerine bir örtü daha serdi. ama bizim vatandaşımız saf olduğu için bu tip oyunları gayet başarılı bir şekilde tutturmayı başarıyor. işsizlik almış başını yürüyor. tüketim var üretim yok. üretim var tüketen yok. vatandaşın cepleri hızla boşalırken kimlerin cepleri daha hızlı bir şekilde doluyor ? kimsenin sesi çıkmıyor. neymiş israil gazze yi vuruyormuş. amerika ırak ı vurmadı mı? neredeydik biz ?! işine gelince carlayıp işine gelmeyince susmak! işine gelince susup işine gelmeyince bas bas bağarmakta ne oluyor kimse sormuyor! türkiye nin durumu bu basit oyunlar arasında gittikçe vahimleşiyor. kimsenin sesi çıkmıyor. içimizde ki coşkulu kan nedeniyle perez e kafa tutan başbakan ı en sevmeyenler bile şak şaklamaya başlıyor. bu oyunların ne kadar basit olduğunu kimse göremiyor. gaza gelen bir toplum oluşumuzun bize getirisidir bunlar. ancak götürüsünü farkedemiyoruz. karşısına dikilen bir vatandaşa ananıda al git burdan diye posta koyan kabadayıyı görmüyorda bir gün olsun ısınabileceği kömürü kendisine kim bilir kimin parasıyla dağıtan kişiyi şefkatli bir babacan olarak adlandırabilip oyunu satabiliyor. ülkemiz insanı at gözlüğüyle yaşamaya mahkum edilmiştir ve içinde bulunduğumuz durum bundan ibarettir.
ülke ekonomisi mafyalaşarak, kara paranın cirit attığı, yabancıların memleketin her metrekaresini satın almaya giriştiği, yabancı sermaye diyerek fabrikaların, bankaların elimizden çıktığı bir ülke durumundayız. ab ve abd ne buyurursa hemen yerine getirmekteyiz. gaza gelmemiz bu acıdan kaynaklanmakta aslında.
