müslüman insanların, müslüman insanlar tarafından. öldürülmesini barış gelsin diye insanların ölmesini doğru bulmadığım bir olgudur. türkiye' nin süriye' ye girmesi çatışma yaşandığında. çanakkale' deki anzakların durumu gibi hissettiğim bir olay olur. senin ne işin var orada emparyalist bir ülkemisin? yorumunu sunmakta başlık cevabı...
suriye hükümeti sivilleri öldürüyor dediler yalan çıktı...
esad türkiye'ye saldıracak dediler herkes götüyle güldü,
sınırda tiyatro yaptılar, silahını atıp kaçan kürt ayrılıkçılara sıcak takip yapan suriyeliler türkiye'ye saldırdı dediler kimse yemedi,
suriye uçağı türkiye'ye sığındı dediler aslı astarı çıkmadı...
amerika'nın götü yemediği için bizi sokmaya çalışıyorlar ne yapsak ne etsek diye bunu buldular sanırım...
"türklerin fütuhat ruhu"
a be pezevenk hani türklükle gurur duymak ayıptı, hepimiz müslümandık? suriye'ye girince budistlerle mi savaşıcaz?
hayır kaşıntınız varsa, ille bi yere gireceksek kuzey ırak'a girelim çıbanın başı orda...
bazılarının sonucunu düşünmeden arzuladığı giriş girişimidir.
öncelikle bu yönde düşünen sevgili klavyeşör arkadaşlarıma seslenmek istiyorum: siz mi gireceksiniz la suriye'ye? megabiteniz yetiyor mu? ekran çözünürlüğünüz suriyenin tepelerini ve çöllerini görmek için yeterli mi?
gidin bilgisayar oyunu oynayın, ölünce yeniden başlayabiliyorsun onda. hatta strateji oyunu oynayın kanımca. rusya var, çin var, ıran var, amerika var, varoğlu var. bu iş bara damsız girmeye benzemez. sen "bi arkadaşa bakıp çıkacağım" der girersin, fonda yalın'ın 'bi bakmışın ben yokmuşum' sarkisi çalıyor, üstelik amerika armağan etmiş bize bu şarkıyı. bu emperyal güneş batımında şarkı söyleyerek batıya doğru yol alan red kit gibi olay mahallini terk ederken, biz elimizde bezle sizin gibi şakirlerin halıdaki pisliğini temizlemekle uğraşırız.
orada bir insanlık suçu işleniyor, orada kıyım yapılıyor ve insanın içi acıyor. tepkimizi ortaya koyalım ama dünyayı ve memleketi de düşünelim. sıcak oturma odalarimizda savaşçılık oynamayalım. son bir şey daha; klavye, monitör ve hele avuç içinde terlettiğin mause henüz ateşli silah sınıfında değil.
türkiye büyük bir ülke, allah'a şükürler olsun, ama o kadar değil.
girenin çıkanın türkiye'ye olacağı durum. nitekim tarihte ilk kez ordu bu denli tepki çeker, orduya karşı sivil itaatsizlik hamleleri başlar. hatta ve hatta çok sayıda kişi suriye cephesinden vurur.
kesinlikle çok büyük risk olacak bir harekat olur. ekonominin etkileneceği bir dönem olur ve geri dönüşü olmayan yollara girilebilir. umarım bazılarının ekmeğine yağ sürmek için ülkemiz böyle bir ateş çemberine girmez! suriyeye gireceğine içimizdeki pislikleri yok ederek terörü ve destekçilerini yok edelim. söz konusu vatansa, gerisi teferruattır.
amerika onu "terörist devlet" olarak tanımlıyor. sınırları israil ve lübnan'la çevrelenmiş. kuzeyinde türkiye var. bir zamanlar bizimle aynı bayrağı paylaşmıştı. üst üste gelen tehtit ve baskılar sonucu, kuşatmaya karşı müttefikler buluyor. suriye, tarihinde hiç olmadığı kadar, bölgenin güçlü ülkeleri ile yakın ilişkiler kuruyor. türkiye'yle bağlarını sıklaştırıyor. ürdün'le arasındaki toprak sorununu hallediyor. rusya'yla yakınlaşıyor. iran'la ortak cephede buluşuyor.
amerika ve israil tarafından yoğun tehtit görüyor. teröre destek vermekle, lübnan'a karışmakla, kitle imha silahları edinmekle suçlanıyor. balistik füze programları olduğundan da kuşkulanılıyor(!).
amerika, suriye'yi ambargo altında tutuyor. amerika, "suriye'de rejim değişmeli"(!) diyor.
peki suriye ne diyor?
abd başkanı george bush, eylül 2007'de lübnan'ın başkenti beyrut'ta hıristiyan milletvekili antoine ghanem'in ölümüne yol açan bombalı saldırının arkasında suriye ile iran'ın olduğunu söyledi. bundan evvel gerçekleşen 7 suikast sonrasında da aynı şöylemişti bush.
bush, "suriye, iran ve müttefikleri, lübnan'daki istikrarı bozmaya ve egemenliği yıkmaya çalışmaktadırlar. buna karşı direnen lübnan halkının yanındayız" demişti.
refik hariri'nin ölümünün ardında da parmaklar suriye'yi göstermiş, ortadoğu'da ırak'tan sonra sonra sıranın suriye'ye gelebileceği mesajı verilmişti.(!)
suriye "şer eksini"ndeydi. terörü destekliyordu. kimyasal silah deneyleri yaptığından şüpheleniliyordu. abd savunma bakanı donald rumsfeld öyle diyordu.
bu işler böyle oluyordu! bir anda hedefe oturtulan ülke hakkında, önce amerika sonra diğer batı ülkelerinin önemli isimleri suçlamalara başlıyordu.
başkan bush, savunma bakanı rumsfeld, ardından beyaz saray sözcüsü ari fleischer, art arda suriye'nin "terörist devlet" listende olduğu hatırlatmışlardı.
önce kimyasal silah suçlaması ortaya atılmıştı. bu iddia, ırak'ta fos çıkınca, suriye için de aynı iddianın ortaya atılması uluslararası kamuoyunda ciddiye alınmamasına neden oldu. bu kez başka bir bahane ağızlarda dolaştı.
yorumsuz dedim ama küçük bir yorum eklemeden geçemeyeceğim; görüldüğü üzere şablon hep aynı. şimdi iyi düşünün suriye'ye girersek bundan kim fayda sağlar?
aslında Türkiye'ye çok fazla zarar verecek bir eylemdir. Ancak bölgede kurulmakta olan şii eksene baktığımızda Esad'ın artık o koltukta oturmaması gerektiği de aşikar. Irak'ta iran'ın yetiştirip büyüttüğü maliki, suriye'de yine iran'ın güdümünde olan esad... şii hizbullahı saymıyorum bile.
burada bir şii sünni ayrımı yahut şiilere yönelik olumsuz bir düşünceden bahsetmiyorum fakat şiilerin önderi konumunda bulunan ülke yani iran tamamen kaostan beslenen ve ne yazıkki şii olmayan islam ülkelerinin her zaman arkasından iş çeviren bir diplomasiyi tercih etmektedir.
durum böyleyken bölgemizde iran-ırak-suriye hattında şii bir bloğun var olması hem türkiye hem de bölgemizdeki diğer müslüman ülkeler için ciddi bir sorundur.
ırak'ta maliki'nin pasifize edilmesi için sünni araplar ve kürtler hatta şianın önemli isimlerinden mukteda es sadr işbirliği halindeler. suriye'de de esad pasifize edilebilirse eğer bölgemizin çok dahayaşanabilir ve güvenli bir coğrafya haline geleceği aşikar...
tüm bunlar elbetteki suriye'ye girmemize makul bir gerekçe oluşturmuyor. ancak güçlü devlet olmanın gereği yerine getirilmeli ve bölgedeki bu şer eksenini yıkmak için, suriye halkı kaybedilmeden ve suriye'ye girilmeden esad indirilmelidir.
recep tayıp erdoğan açıklama yaptı abd ırak a giriyorsa bizde suriyeye gireriz.
Başbakan Erdoğan Suriyeye dönük işgal hevesini açıkça dile getirdi.
Dün Gaziantepte Suriyeyi hedef alan bir konuşma daha yapan Erdoğan Onbinlerce kilometreden gelip Irak'a girenler haklı oluyorsa, biz de 910 kilometre sınırımız olan Suriye konusunda gereğini yaparız dedi.
Suriyede birçok saldırı gerçekleştiren silahlı çeteleri Türkiye sınırında barındıran Başbakan Erdoğan, dün ABDyi örnek göstererek Suriye saldırganlığını bir kat daha arttırdı.
Suriyedeki gelişmelerin Türkiye'nin içişleri kadar önemli olduğunu belirten Erdoğanın skandal sözleri şöyle:
Binlerce, onbinlerce kilometre öteden gelip Irak'a girenler bu dünyada haklı oluyorsa biz 910 kilometre sınırımız olan Suriye'de eli bağlı, tribünde seyirci olamayız. Gereği neyse bunu yapmamız lazım ve yaparız.
bizim suriyeye girmemiz bizimle suriye arasında oluşacak sorun değil. amerika-rusya arasında oluşacak sorun ve savaştır. bizler bu durumda piyon görevi görmüş oluruz.