Suriye yaklaşık bin yıl Türklere ev sahipliği yapmış bir ülkedir. Sadece osmanlı dönemi değil, önceki dönemlerde de bir çok türk devleti bölgede hüküm sürmüştür.
Gerek tarihi bağlar gerekse en uzun kara sınırımızın bu ülke ile olmasına istinaden, suriye'nin önemi ülkemiz için büyüktür. Suriye'deki istikrar(sızlık) ülkemiz için birincil derecede politik sorundur.
Türkiye'nin suriye kaynaklarına göz dikmesi saçmalığı bir yana, komşu ülkemiz olmasına istinaden, emperyalizm değil, tarihi ve coğrafik bağların ayniyeti ile ilgili bir politika mevcuttur.
ilgisiz kaldığımız dibimizdeki Irak'ın işgali ve başı boşluğu ile büyüyen pkk ve bölgesel kürt yönetimi bizlere kapak olmalıdır.
Emperyalizmden söz etmek için binlerce kilometre uzaktaki bir ülkeye barış götürmek için bomba yağdırmak ve o ülkenin yer altı ve yer üstü kaynaklarını sömürmek gereklidir.
türkiye için ortadoğu bataklığına saplanma tehlikesi içeren bir özlemdir.
bakınız, abd ve ingiltere artık tüm dünyanın tepkisini üzerlerine almamak için ve daha başka nedenlerle silahı başkalarının eline veriyorlar.
bugünkü radikal'de çevirisi yayınlanan the guardian makalesinde türkiye'ye adeta 'hadi daha ne bekliyorsun saldırsana' denmekte. durduk yere suriye ile savaşmamız isteniyor, çıkacak bir çatışma nato maskesi altında bu zalimlere müdahale hakkı verecek.
olası bir türkiye suriye çatışması üzerine abd ve nato'su gelip suriye'ye yerleşecek ve elleri kirlenmeden sofraya kurulacak. bu, iran'ın da kolunu kanadını kesmek anlamına geliyor. çünkü iran'a olası bir müdahalede abd en çok suriye'den çekinmekte. zira israil'in komşusu ve iran'ın müttefiki.
bop için büyük adımlar atmaya hazırlanıyorlar ve türkiye'ye biçilen görev zamanında antiemperyalist bir kurtuluş savaşı vermiş ülkemiz için utanç vericidir.
