evvela gerilemeyi durdurmak gerekir ki, bu ülke 200 yıldır geri gidiyor. dönem dönem atılımlar oldu fakat devam ettirilemedi maalesef. tüm hedefimiz gerilemeyi durdurmak olmalı.
ya da şöyle olabilir; bu ülkeye japonya'dan güney kore'den veya almanya'dan bürokrat alımı yapmak. fakat parayla pulla işleri olmayacak. bir şeyleri bir yerleri peşkeş çekecek eşi dostu akrabası da olmayacak ve dokunulmazlık vereceksin. 10 yıla kalmaz tarımda turizmde sanayide sağlıkta ve ekonomide uçuşa geçeriz. onlar yapar da biz batırırız gerçi yine.
Ülkede güven ortamını sağlayarak yatırımı çekeceğiz.
Adil bir yargı.
Türkiye'yi ucuz iş gücü olmaktan çıkarıp dünyayla rekabet edebilecek bir hale getireceğiz.
Çalışanlar için gelir vergisi tarifesini yeniden düzenleyeceğiz. ASGARi ÜCRETLiDEN VERGi ALMAYACAĞIZ.
Sanayiyi tüm Türkiye'ye yayarak istanbul'dan Anadolu'ya ekonomik mobilite yaratacağız
Görüldüğü gibi ağır sanayi geliştirmeye bile gerek yok büyük kentlerde. Türkiye asya Avrupa arasında bir köprü. Bölgedeki ülkelerle iyi ilişkiler kurup batı ve rusyayla da arayı bozmazsak çok kolay gelişiriz. Sırf kongre turizmiyle bile gelir sağlarız.
Ne yaparsan yap kaliteli bir eğitim sistemin yoksa gelişemezsin. Var olanı gelistirmeninde, yeni birşey keşfetmeninde temel öğesi bilgidir. Bundan mahrum olan bir ülke gelişemez.
Herkes işini en iyi şekilde yaparsa, en iyi yalakalık yapan değil en iyi çalışan tercih edilirse, işin içine torpil girmezse ve en önemlisi üretmekle gelişeceğine inanırım.
Geçen çorumdan geçiyorum. Otogarın yanında bir imam hatip lisesi var ki benzetme yapacak olursak sls amg. Az ilerisinde bir fen lisesi var ki fiat tempra. Böyle gelişmez. Evet.
"vatanını en çok seven işini en iyi yapandır." sözü o kadar doğru bir vecizdi ki o dönemde ekonomiyi %10 artırmıştı. buna dayanarak konuşuyorum ki;
herkes işini iyi yaparsa gelişiriz kardeşim. burada atıp tutmaya gerek yok, burada söylenenlerin çoğu asla yapma fırsatımızın olmayacağı şeyler zaten. yok eğitim sistemini şöyle yaparsak, yok dış borçları falanca yaparsak, yok siyonizm şöyle olursa, yok maden çıkarırsak. bunları düşünmeyi bırakın. sadece kendine ait dünya görüşünü ve yaşam tarzını belirleyip diğerlerine saygılı olacak kadar eğitimli aydın insan olsak yeter. ötesi yok. onun dışında işimizi iyi yapalım ve ötesini bırakalım. bırakın ki diğerleri de işini yapabilsin. siyasetçi, politikacı sana gelip işini öğretmiyorsa sen de adama gidip, hatta gitmeyip, oturduğun yerden şunu yap bunu yap deme.
almanya gibi bir örnek var elimizde. insanları en zor dönemlerde işlerini sululuktan uzak bir şekilde yaptılar. makine gibi çalıştılar ve iki büyük dünya savaşından da yenik çıkmalarına rağmen şu an bizi kıskanmaları dışında pek bir sıkıntıları yok.
tabular yıkılarak. baskıcı değil özgürlükçü bir toplum olarak gelişir. bunlar için de eğitim şart. öyle yksmiş teogmuş sınav sistemini değiştirmekle bitmiyor.
En temelinde eğitim yatar gelişimin. Çünkü bir ülkenin eğitimi gelişirse kafalarda gelişir. Kafalar gelişirse zaten her şeye çözüm bulunur.
Donanımlı sağlam adamlarımız dışarı gidiyor. Biraz da insana değer verilmekle olur.
Önce milli değerlerle kavgayı bi bırakacağız. Cumhuriyet, Atatürk gibi kavramlar tartışılacak konular olmaktan çıkmalı. Bunlar Türkiye’nin gerçeği. Gündemi işgal etmemeli. ikinci olarak gerçekten eğitimsiz olan halkımızı eğitim sistemini mükemmel hale getirip bilinçli, üreten, saygılı, sığ konularla uğraşmayan ve değerlerine sahip çıkarken farklılıkları da barındıran bir nesil ortaya çıkmalı. Üç; Ar-ge. Basit gelebilir bazılarına ama bu muasır medeniyetlere ulaşmada günümüzde ki en önemli etken. Her konuda her alan da araştırıp geliştirmeliyiz. Bu arada inanmayacaksınız ama ak parti seçmeniyim. Evet ben o Çomar olmayan bir ak partiliyim.