Saga kayan ve anlasilmayan ideoloji çeşididir. Pek cok solcu esitlikci, adaletli olacagina insan ezmeye calisan varlıklar olarak hayatini devam ettiriyor. Bu duzen degismeden muhafazakar ayagina her parti iktidarı elinde tutar.
diğer ülkelerde de soldur. evrensel bir tanım.
akademik bir konu başlığını sen al yerden yere vur.
sol soldur amk.
ateist ateisttir.
yarak yaraktır.
kürek kürek.
bu bir yer yön kavramıdır.
isveçte sol neyse yeni zelanda da da odur.
değişmez yani hafız.
sen bak yoluna.
Rusya dan bile daha muhalif ve düşmandır iktidara. Asla kendilerini ısbatlayamamış kuru kalabalıklardır. Söylemleriyle eylemleri doksan derece çakışan anarşist liğe yatkın kesim.
bölücü terör örgütüne tam gaz destek vermektir. bu mu lan devrim? sözde hepiniz insan haklarını savunursunuz; bebek katillerini, yıllarca binlerce askerimizi şehit etmiş köpekleri desteklersiniz.
Gezi'den sonra artık böyle bir şey kalmadı bence. Kendini devrimci diye niteleyen çoğu -çaresiz- kişinin ''Asker nerede neden bir şey yapmıyor ?'' deyip militaristlikten medet umduğunu görmek çok acı verici. Velhasıl kelam devrimciler darbeci olduysa bu ülkede sol diye bir şey kalmamıştır.
05-09-2013 de odtü'de yaşanılan olaylardan da göründüğü üzere, kalesi olan odtü de bile sikilmiş olan kavramdır.
Türkiye de sol; her zaman insancıllıktan empatiden uzak, buram buram orospu çocukluğu buram buramdan faşizm dolmuş bir kavram olmuştur.
Türkiye'de sol yapmak istediklerini halk için halkını düşündüğü için yapmak istediğini söyler ama işin garibi halktan bir türlü destek alamadığı için gene halka sayar,söver,küçümser.bu kişilerin ağzından çokca cahil halkımız,saf milletimiz,koyunlar lafını duyarsınız.yani çürük olan temele bir kazmada kendileri vururlar.
buradaki soldan kasıt ne diye düşünmemiz bile türkiyede belirgin bir sol olmadığına delildir. sol ana hatlarıyla türkiye'de ikiye ayrılır; 1- ulusal(milliyetçi-laik sol), 2- enternasyonel(sosyalist sol). ulusal sol milli değerlere sahip çıkar, milliyetçiliğe modern açıdan yaklaşır(ırkçılıktan uzak), akşam rakısını içer, sabah akp'ye küfreder trafikte sıkışınca. ulusal sol bu topraklar üzerinde yaşayan halk ile bütünleşememiş, kendini elit görme hastalığından bir türlü sıyrılamamıştır. düzenle alıp vermediği yoktur. ara sıra ezen-ezilen ilişkisine değinse de günlük yaşantısında, bu durum daha çok alkolu fazla kaçırınca meydana gelir, alkolün verdiği etkiyle fakir edebiyatı yapar ve vicdanını rahatlatır. enternasyonel sol ise marks öncesi ve sonrası diye ayrılır. marks'tan önce anarşist amcalara sosyalist denirken, marks'tan sonra sosyalizm bir geçiş aşaması olarak düşünülmüş ve ileri bir komünist dünya hedeflenmiştir. günümüzde sosyalist solda birçok fraksiyon vardır. marks sosyalistlerden pek hazzetmez, onları reformist olarak değerlendirir. 19. yüzyılın kapitalizmiyle 21. yüzyıl kapitalizmi arasında şüphesiz derin farklılıklar vardır. ancak kapitalizmin bize sunduğu imkanlarla sosyalist bir dünya mümkündür. kısaca, her görüş veya sistem karşısına gölge bir düşman yaratır. çünkü kavga ederek kurtaracağı bir dünya vardır ve bunun için karşı tarafın zıt düşüncelerine ihtiyacı vardır. türkiyedeki sosyalistler şu an kürt meselesiyle fazlasıyla haşır-neşir oldukları için ve karşılarında hoşlanmadıkları bir hükümet olduğu için bu tarz konulara kafa yormaya zaman bulamıyorlar. kısaca türkiye'deki sol bugün hızla ulusallaşmıştır. düzeni değiştirmek gibi bir gayeleri varsa da buna ulaşmalarında en büyük etken kendileridir. çünkü sistemin yapı taşlarını ayakta tutan bugünkü sol değerlerdir. ulusal sol chp çatısı altında birleşirken, sosyalist sol kürdistan özlemiyle yanıp tutuşmaktadır. akp'yi bu başlık altında eleştirmememin nedeni ise akp'nin sol olduğu iddiasında olmadığından dolayıdır. akp kendini mufazakar demokrat diye tanımlamaktadır ve buna uygun hareket etmektedir.
türkiyede sol, iktidar kavgasına hep ortak olmak için çalışır. ulusal sol chp'yi başa getirmek için gün sayar, sosyalist sol ise devrimcileri. netice itibariyle yönetilmeye karşı oluş yoktur burda. neden biz yönetmiyoruz algısı vardır. halbuki sol denilen kavram yönetmeye ve yönetilmeye karşı olmalıdır. sscb, küba ve kuzey kore deneyimlerine bakıldığı zaman leviathan bir devlet modeli ortaya çıkmaktadır. leviathan, kendi ağırlığı altında ezilen mitolojik bir canavardır.
toparlayacak olursak, türkiyede veya dünyada sol, aşırı devletçi bir anlayışa sahiptir. amaç devleti yıkmaktır ama amaca giden araçlar hep olumsuz sonuçlar vermiştir. eğer insanlık aydınlanacaksa zorlamayla olmamalı bu, olmaz da zaten. insanlık kurtulacaksa eğer, her insan önce kendini değiştirmeli. yoksa iki taraftan biri olmanın hiçbir önemi yok. dünya üzerinde yaşayan her insan, önce kültürel aydınlanmayı yaşayacak, sonra başkalarına saygı duymayı ve hiçbir canlıya ve doğaya zarar vermemeyi öğrenecek, sömürmeyi ve sömürülmeyi kabullenmeyecek ve bununla savaşacak. herkeste bu bilinç olması için "düşünen insan"a ihtiyacımız var. öteki türlü ne ülkeyi(dünyayı) ne de kendimizi değiştirebiliriz.