bugün

kesinlikle inanmadığım. şöyle açıklayayım:

ilkokula başladın. cin aliler, ayşegüller, nasreddin hoca fıkralarının hücumuna uğruyorsun. kendi cüssen kadar çantan oluyor. bu çantanın içine meşrubat mı koyuyorsun? kitap koyuyorsun. ilkokulun sonuna kadar da böyle. kitap aşağı, kitap yukarı. ömer seyfettin'leri mi anlatayım temel fıkralarını mı?

ilk ve orta okul bitiyor. lise başlıyor. allah'tan kitapları devlet veriyor da sayısından haberimiz yok. kaç tane kitap var kalın kalın. bunun yanına ekle öss fizik, öss kimya, öss coğrafya, bilumum öss kitaplarını. al sana dev gibi bir kütüphane. kitap deyince ille de edebi kaygılar taşıyan kitaplar mı olmalı? fibonacci serisinin nihilistlerin dünya görüşleri kadar önemi yok mu? topraktaki silikat türleri sartre'ın fenomenolojik ontoloji denemesinden daha mı az önemli? ışığın hızını, fotonların enerjisini öğrenip golyadkin'in yaşadığı kişikik bölünmesinden, prens mişkin'in saflığından haberdar olmamak ayıp mı?

neymiş efendim? okumuyormuşuz. hayatımızın yarısı okumakla geçiyor lan.
"Oysa ki normal bir insanın yılda ortalaa elli kitap bitirmesi gerekmektedir."

bir yıl 365 gün. böl 50'ye. haftada bir kitap eder. ortalama 420 sayfa bir kitap okuyorsan günde 60 sayfa eder. final haftasını, çalışanların iş yoğunluğunu gözardı ederek, herkesin akşam eve 7'de geldiğini ve 12'de yattığını farz ederek söylüyorum. 5 saatte yemek mi yiyceksin, ev işlerini mi halledeceksin yoksa kitap mı okuyacaksın? hadi bir saat ayırdın diyelim. bir saatte 60 sayfa okuduğun kitaptan hayır bekliyorsan, çok beklersin. ancak sıradan bir romanın (örnek: elif şafak romanları) 60 sayfası bir saatte okunabilir.
görsel
anlama oranı daha da düşük.
madem kitap okunmuyor neden bu kadar çok korsan kitapçı var diyerek ortaya çıkarılan yalandır. inanmayın böyle şeylere bizde hala bir çok şey kayıt dışı.
kitap okuma değil de kitap okuma kültürü ile irdelenmesi gereken durumdur. bizim alışkanlıklarımız içinde kitap okuma yok. bir üniversite öğrencisinin okuduğu kitaplar sebebi vesilesi ile görünen yüzdesel oran aslında hesaba katılmamalıdır.

yemek içmek sıçmak sevişmek gibi eylemlerin yanına kitap okumayı da ikame edebiliyor muyuz, bu mesele...
Kitap okuma oranını bilmem ama adam/kadın roman okuyor aydın geçinip "az kitap okuyun yha" diyor beni tabii bir gülme alıyor. Facede sayfamda var böyle birileri nasıl listele dahil olmuşlar ise efenin bu kişiler sabah akşam roman kitabı ve kitaptan özlü alıntılar paylaşıp Türk milletinin çoğunluğuna siyasi sebeplerden ötürü cahil derken bunu kitap okumamaya bağlarlar. Ancak sınav tarihlerinde "yine sınavı geçemedim böyle eğitim sisteminin" diyerek sitem ederler. Tabii beni yine alır bir gülme. Lan evladım roman kitabı okuyacağına ders kitabı okusaydın ya la kuşum aydın.
"okumak" kelimesinden sadece "ders kitabı okumak" anlayanlar varmış.
olmayan yalandır, gerçekten de kitap okuma oranı oldukça düşüktür öyle ki ellerindeki telefonlara büyük bağlılık gösteren bireylerin iki cümleyi bir araya getirememe sorunsalıyla sıkça karşılaşırız.