türkiye'de filozof yetişmemesi düşüncesi genel bir kanı olarak kabul edilir. her ne kadar takiyettin mengüşoğlu gibi insan felsefesi alanında yetkinleşmiş, kitaplar yazmış kişiler olsa da yine de algılama biçimine göre türkiye'de filozofun olmadığı gerçeğini değiştirmemektedir. batı eksenli kuramlar üzerien yapılan çalışmalar, sadece bu kuramı anlama çabasıyla sınırlı kalmaktadır. bunun ötesine geçip kuram geliştiren bilim adamımız maalesef görülmemiştir.
genel anlamda doğru yargı cümlesidir. Türkiye'de yetişen felsefecilerin çoğu felsefe memuru olmaktan öteye geçemese de, bir kaç çok önemli isim vardır ki, bu genelleme onlara ayıp etmiş olmak olur. takiyettin mengüşoğlu, ioanna kuçuradi, nermi uygur gerçek anlamda filozof olarak sayılabilecek isimlerdendir.
bir insan nekadar saçmalayabiliyorsa filozofitesi* okadar yüksektir.
ne mutlu bize ki anavatan sınırlarında budenli güruh topluluklar yok denece kadar az.
her ne kadar takiyettin mengusoglu gibi insan felsefesi alanında boşa zaman harcamış, kitaplar bile yazmış kişiler olsa da yine de algılama biçimine göre türkiye'de filozofun olduğu gerçeğini değiştirmemektedir.
jeopolitik etkenler, coğrafi konum, yer şekilleri ve iklim sebebiyle türkiye'de yetişmesi zordur. az sayıda yetişenler de yurt dışına ihraç edilmektedir. *
günlük olayların edebiyatını yapmak, asker ağzıyla konuşmak, hayatın magazin, kadın, erkekler, futbol ve bilimum genel geçer işlerden ibaret olduğunu sanan her kişi için herkes filozoftur. filozoftan kasıt; dünya olaylarını idrak edebilen yeti ve anlayşa sahip olmaktır. bir arda dankel, bir uluğ utku nutku olmak türkiyeiçin lüks sayılırken ve bunların dahi filozof kabul edilmedikleri ortada iken, berberde filozofumuzun olduğunu iddia etmemiz bizi düşündürmelidir.
verimsiz topraklara sahip olan ülkemizde filozof yetişmediği bir gerçektir.
en iyi hasat olimpos dağında alınmaktadır.
serada ise anca kıytırık hormonlu feylosoflar yetişir. onların da yurtdışına çıkışı yasaktır.
(bkz: ab ye uyum sürecinden zararlı çıkanlar)
kahve kültürünün egemen olduğu ülkemde daha ne bekliyosunz ki,ben dersanedeki felsefe öğretmenine oruç aruoba okuyorum dediğimde bi çok felsefe hocası okumaz, okumak istemez anlamaz demişti,bu yüzden şaşırmıyorum..
filozofiyi kendi kendisine yaratamayan insan,içinde bulunduğu topluma da tesir edemez. nüfuz ortaya koymak isteyenlerin sayısı arttıkça böyle olmaya da devam edecek olan kavram....
söz konusu kriter "özgün fikir sahibi felsefeci olmak" ise iddia sahibinin ioanna kuçuradi'yi tanımadığını, yok efendim kriter "özgün bir metafizik sistem sahibi olmak" ise yine aynı kişinin ihsan oktay anar'ı tanımadığına işaret eden iddiadır.
atatürk, yalçın küçük ve adı geçenlerin filozof kabul edilmesi türkiye'de felsefe için kabul edilemez bir durumdur. senaca gibi bir hatibi düşündükten sonra, yanına yalçın küçük'ü eklemek, bir defa değil yüz defa düşünülüp yapılması gereken bir eylemdir. filozoftan kasıt, öteye dair düşünceler üretmektir. bugün yaşayan bir uluğ utku nutku'yu saatlerce dinlemek insanı bıktırmaz, alıp kişiyi felsefe diyarında şöyle bir dolaştırır, binbir çeşit kişiden düşüncelerle tanıştıırır. buna rağmen gerçek manada filozof kabul edilmez. felsefecinin çok olduğu düşüncesini kabul edebiliriz ama fizolofun varlığından şüpheliyiz.
osmanlı'da meclis-i mebusan'ın kurulmasından sonraki ünlü bab-ı ali baskını (darbesi) ile düşünce ve eylemin şiddetle bastırılmak istendiği bir toplumda olan durum.
Sonuçta islam felsefesi içine konulacak türk düşünürlerin yetişme dönemien bakın, en başta iktidar tarafından desteklenmese bile saygı görülmüştür. yanılmıyorsam, Sokrates'e bile idam cezaı veren mecliste oylar idam için yarıdan bir fazla kalkmıştır.
Düşüncenin değr olmadığı yerde, haklı olarak düşünene de değer yokken, biz neden felsefeci yok diye, uzun uzun düşünmeye hiç lüzum yoktur. ne kadar özgürlük o kadar felsefe, bu kadar basit.
Ek: yukarıda adı zikredilen takiyettin mengusoglu, ioanna kucuradi, nermi uygur değerli akademisyenlerdir. Ancak filozof değillerdir. hepsi daha önceden ortaya konmuş düşünceleri yorumlamışlardır. Ama iyi yorumlamışlardır. kendileri başlı başına kuçuradi felsefesi denilebeilecek düşünceler üretememişlerdir.
Üretememelerinin nedeni kesinlikle zekaları ya da becerileri değildir. birincisi Filozoflar çağının yaklaşık 150 yıl önce bitmiş olmasıdır. ikincisi filozoflar çaığı bitse bile, felsefeye yakın yeni fikirlerin bu topraklarda üretilebileceği bir tarihsel dönemde değillerdir.
Son olarak bu üç değerli kişiden gerçekten de daha değerli nice insanın 12 Eylül tarafından üniversitelerden "aykırı düşüncükleri için" uzaklaştırılmış olmalarını da dikkate almak gerekir.
filozoflar diyarıyız. tarihsel olarakta bu böyle ve lakin sorun bizim bunun farkına geç varmamızda. kuram geliştiren bilim adamımız vardır ancak, beyin göçü ya da göçertilmesi sebebiyle bizler görememekteyiz. Öte yandan göreceli olarak beğenilen ya da beğenilmeyen bilim adamlarımız vardır. örneğin ismail beşikçi kimine göre iyidir, kimine göre kötüdür. anlamamız zaman alacaktır vesselam.
yetişmmemesi son derece doğaldır. türkiye'de insanlar aç, yoksul. felsefe ise genelde zenginlerin uğraşıdır. bizim insanımızın de yaşam kalitesi avrupa'daki gibi olsaydı bizden de filozoflar çıkardı ama şimdi biz karnımızı mı doyuralım yoksa "varlık"ı mı sorgulayalım?
ilginçtir. her şey yunan tarzı, güreş dahi yunanla aynı iken bir filozof çıkmamıştır. aklımız başka yerlerdedir. kim şimdi düşünecek suyun kaldırma kuvvetini. junior kalkıyorsa tamam zaten. der vatandaş.
