Düzgün ne var ki ilerlesin. Herkes birbiriyle laf dalaşında. Eğitime, eğitimciye önem verilmiyor. Okulların hali desen zaten ortada. insanlar ahırdan bozma yerlerde ders işliyorlar. Milletin tek bildiği amariğanın oyunları. Uyutuluyor, uyuyorlar. Aydın insanları küçümsüyor, toplumdan soğutuyorlar. Sen söyle, nasıl gelişsin.
Ekmek aslanın karnında aslanım. Kim bilim için okuyor? Ne kadar adam tanıdıysam hepsi de iş sahibi olup, sürünmemek için okuyorlar.
Şu milli eğitimin haline bir bakar mısınız!
Üniversite sınavlarında neden okullarda öğretmiş olduğu bilgi kategorisinde soru sormuyor?
Yok eğer üniversite sınavında zor soru soracaksa neden o soruları çözecek eğitimi okullarda vermiyor?
Bilim için mi? Ne alakası var? Ülke ekonomisi gittikçe tekelleşerek büyüyor. insanlar artık mesleklerini çocuklarına bırakamıyor. Çocuğa da memur olmak için okumak kalıyor.
Bu şartlarda okumayla bilim ilerler mi?
Bilimin ilerlemesi için eğitim sisteminin değişmesi gerekiyor. Eğitim sistemini değiştirmek için ise tüm sistemi değiştirmek gerekiyor.
Çünkü senin eğitim sistemin bilim üretmek için değil, yığılmış işsizler ordusuna çaresizliğin, başarısızlığın sebebi sensin( işsizler ordusu) demek için var.
bilim kurumlarının siyasileşmesi ve dinleşmesidir. bilim kurumları salt materyalist olup sadece bilim öğretmeli. çocukların beyinlerini ele geçirilecek harp bölgesi olarak görüp ona bilimden çok kendi dini ve ideolojik görüşlerini aşılıyorlar.
Bilimle, eğitimle uğraşması gereken dekanların, profesörlerin, bilim adamlarının, ideolojilerle, dinlerle, baş örtüsüyle, yönetim sistemi ile uğraşmasından kaynaklanan durum.
dinci insanların bu hayatı düşünmemeleri. anca öteki hayatı düşünüyorlar. e bu hayatı düşünmezsen nasıl gelişeceksin? sorgulamadan, Allah böyle yarattıya sığınıyorsun. senden en fazla ne olabilir ki?
üniversite öncesinde yaratıcı, kritik ve analitik düşünceyi aşılayan bir eğitim sistemi olmaması, soru sormak ve araştırma değil de hazır bilgi tekrarı, bol bol televizyon izlemek ve televizyon basın yayın içeriklerinin genelde boş olup bilimi ve felsefeyi teşvik etmemesi, çocuklara eğitimi eğlenceli sunamamak ve adeta eğitimden soğutacak ne varsa yapmak, mucitlerin doğru projelerine para boşa gider veya durumu istismar edenler çıkar diye kaynak ayırmamak ve desteklememek, duygusallık ve öznelliğe verilen önem ve objektif ve nesnel düşünceye önem verilmemesi, objektif bir konu üzerine günlerce kafa patlatacak sabırı göstermemek, iş bulayım yeter felsefesi, büyük hedefler koyamamak, hülasa i kelam; koyulsa da bunları hayata geçirmek adına çıkan tonlarca engelde pes etmek vs.
avrupa da da aydınlanma çağı ve reform hareketleri öncesinde de kiliseye bağlı bilim ilim ve fenden uzak bir hayat tarzı vardı dünya yuvarlak diyen ilim insanını idam eden bir avrupa sadece türkiye ile sınırlandırmak olmaz kıyamet alameti ilim azalacak cehalet yaygın olacak islamlara göre de sorgulamak bile günah kızlarla konuşmanın günah kabul edildiği bir ülkeden ne bekliyorsunuz allah aşkına soruyorum size.
islamli ulkelerden hangisi bilim ve teknoloji uretiyor? hicbiri. siyasal islamin az zekali ve bilgisiz insanlara ihtiyaci var, ortalama iq nun 90 ustu oldugu yerlerde tutunamiyor.
Türkiye halkı ne yazık ki ulu önderin hedeflerinden her alanda olduğu gibi bilim alanında da sapmıştır.
Okuyup öğrenmeyi alışkanlık haline getirmiş bir toplum ile, kulaktan dolma dini, mitolojik dogmalara koşulsuz şartsız inanan bir toplum arasındaki fark şudur;
okumayı, kendini geliştirmeyi, bilimin peşinden gitmeyi alışkanlık haline getiren bir toplumu koyun güder gibi, kendi hesaplarınız ugrunda kontrol edemezsiniz.
Başta da söylediğim gibi, turkiye halki ne yazik ki ikinci alternatifi tercih etti.
Keşke iki çuval kömüre kanmaktansa, o kömür ile çalışan ve doğaya zarar veren santrallerin yerine alternatif enerji üretebilecek teknolojiyi geliştirme çabası peşinden gitseydi.
bu ülkede kitap okuma yaygınlaşmadığı sürece hiç bir yönde bir gelişim sağlanamaz. bakın size bir örnek vereyim. haritada yerini bile gösteremeyeceğiniz bir il olan burdurda ilköğretim okudum. burdur pilot bölgeydi ve her gün ilk dersin 20 dakikasında kitap okumak zorunluydu. ve bu uygulama devam ettiği sıralarda burdur öss de türkiye derecesi yaptı. ne tesadüf değil mi? başka bir açıdan yaklaşayım. lise sondayım ve bilim-kurgu romanı okuyorum. kitap okumayan arkadaşlarım bile bırak artık bu çocuk romanlarını falan diyor. size de garip gelebilir bu durum. niye bilim kurgu okursun ki? git tarih oku bilgini genişlet veya edebi romanlar oku en azından kelime dağarcığın gelişsin değil mi? ama nedense çin hükümeti ikinci dünya savaşından sonra üzerlerindeki baskıya rağmen bilimkurgu yazan yazarlara destek amacıyla genel bütçeden pay ayırıyor. çin şu an dünyanın süper gücü olma yolunda ilerliyor. bildiğim kadarıyla 3 adet uçak gemisini suya indirmeye hazırlanıyor. bu da mı tesadüf?
senelerdir yüzümüzü batıya döndük, hedefimiz avrupa birliği vs... gibi safsataları millete anlatıp ondan sonra afedersin götünü avrupa'ya, amerika'ya, bazen rusya'ya dönüp yüzünü de ortadoğu ve suudi arabistan'a çevirmendir bu ülkede bilimin gelişememe nedeni.
* tübitak denen kuruma hayvanat bahçesi müdürünü müdür olarak atarsan,
* tüm kadroları cahil, konusunda uzmanlaşmamış insanlarla doldurursan,
* sırf gönül bağımız var beraber yürüdük biz bu yollarda diyerek devleti dinsiz, imansız, vatansız cemaat mensuplarıyla doldurursan,
* askeri okulları lağvedersen,
* ülkenin en başarılı liselerinin eğitmen kadrolarını dağıtırsan,
* en büyük amacın tüm ülkede imam hatiplerin çoğalması ve teknik liseler ile fen liselerini imam hatip liselerine dönüştürmek olursa,
* ilkokulda ingilizce, almanca, fransızca değil de arapça eğitim vermek gibi bir kafa yaşıyorsan,
* ilkokula yeni başlayan öğrencilerin latince harflere uygun eğitim müfredatını arapça'ya uygun hale getiriyorsan,
* millet mars'ta su ararken sen hala lozan'ı, sevr'i konuşuyorsan,
* 14 sene boyunca aynı partiden milli eğitim bakanı olan her şahıs bir önceki arkadaşının, partidaşının eğitim sistemini beğenmeyip değiştirmek istiyorsa,
...
kime ne anlatsak, nasıl anlatsak yine de dinlemiyorlar. haklısınız diyorlar ama bildiklerini okuyorlar. kaç profesör, kaç kurmay subay, kaç paşa anlattı bir sürü şeyi ama ne bakanı anladı, ne bürokratı anladı, ne de reisleri anladı.
hani sosyal medyada biz dalgaya alıyoruz ya yine kandırıldı diye. gülüp geçiyoruz hani. ama durum ciddi o kadar boşlar, o kadar temelsizler ki. isteyen herkes kandırır bunları. en tabandan en tavana kadar kim varsa hem de.
şaka yapmıyorum. durum tam olarak bu.
kusura bakma arkadaş bu kafayla nah ilerleriz ülke olarak.
Siyaset ve din ağırlıklı olduğu içindir. Dine inanan biriyim, siyaseti de bilmeli ve ölçüsünde kullanılmalı. Ancak hayatı siyaset ve din üzerinde kurmak bilimden uzaklaştırır.