belki bilmeyenler vardır diye yazıyorum. sayın saylan, bakırköy'de ki 'lepra cuzzamhastanesinin kurucusudur.o donemlerde *cuzzam'a dehşetle bakan kimi çoğu insanlar yakınlarını bu hastaneye bırakıp, sonra da aramazlarmış. özellikle doğu ve güneydoğu'dan gelen ve yine özellikle kadın hastalar; iyileşseler bile vücutlarında ki 'korkunc yara izleriyle' taburcu olsalar dahi hiçbir yere sığamazlarmış. istenmezlermiş. evlerine de dönemezlermiş. çünkü kabul görmezlermiş. o zamanlar gelişmiş estetik cerrahi de pek yokmuş. kadın başlarına bu koca şehirde ne yapacaklar? işte burada, sayın türkan saylan'ın ıyi niyeti ve insanlığı devreye giriyor. bu iyileşmiş eski hastaları işe yerleştiriyor sayın saylan. önce hastanesinin olanaklarını devreye sokuyor. sonra çevresinden yardım sağlayarak bu insanlara yardım ediyor. *
yıllar önce lisedeyken * okula gelip bir konferans vermişliği vardır. hatırladığım kadarıyla tüm müslüman memleketleri bir bir sayıp, kötülemekten ibaret olan bir konuşmaydı bu ve verdiği örneklerden birisi de "pakistan'da havalimanında bavulunuzun başından bir an ayrılsanız hemen çalarlar" şeklindeydi.
"eh be kadın senin ülken bu açıdan nasıldır? bir farkı var mıdır? hem o pakistanlılar kurtuluş savaşı'nda bize o kadar yardım etmişlerdi, bu sözlerinizden dolayı utanmalısınız" demek istemiştim söz alıp.
söz vermediler tabi ki.
çağdaş yaşamı destekleme derneği'nın kurucusu, eli opulesi, takdir edilesi, iyilik melegı kavramının en yakıstıgı, yasından oturu uzun omurler diledigim, atatürk ilkelerine bağlılığıyla bilinen eşsiz yürek, toplumu hep bir adım öteye götürmeyi hedefleyen saygı değer insan.