türkan saylan'ın hayatta iken çok kez dillendirdiği "sıraların üstünde namaz değil bale yapılmalıdır" isteğine binaen gerçekleştirilirse güzel olur diye düşündüğümüz, taşındığımız ve gerçekleştirmeye karar verdiğimiz eylem.
bu pazar gitmeyi düşünüyoruz kabre. sabribey üniversite yıllarında bale eğitimi almış. güzel bir bale ziyafeti vereceğiz çevre kabirlere de. türkan saylan'ın rahat uyuması için şart bu.
ben bale yapamam ama almanca arya söyleyerek katılabilirim. halaya da iştirak ederim. türkan saylan sen rahat uyu. bu halk seni gerektiği gibi anacaktır.
1. günün anlam ve önemini belirten konuşma
2. onuncu yıl marşı
3. random neyzen tevfik şiiri
4. üniter devlet yapısı ve laiklik ile ilgili mesaj
5. bale
6. üniter devlet yapısı ve laiklik ile ilgili başka mesaj
7. saygı duruşu
8. kapanış
o bale yapanlar umarım ileride bu muhterem kadının eserlerine muhtaç kalmazlar. çocukları, sevdikleri, onun savaştığı hastalıklara yakalanmaz, onun ektiği tohumlara muhtaç kalmaz, ona hayır duası etmek zorunda kalmazlar.
kime anlatıyon yarraam? onun savaştığı en büyük hastalık zaten cehalet değil mi?
dünyadaki tek doktor türkan saylan değildir sevgili yazarlar. hasta olursak gider varsa tedavisi oluruz. ölümden öte yol yok. duyan da türkan saylan tıp alanında dünyada çığır açtı sanacak. doktor sonuçta.
hem buna neden kızdınız aklım almıyor. türkan saylan severdi baleyi. siz sevmiyor musunuz canlar.
peygamber efendimizin yolundan giden bir müminin yapacagi bir iş değildir. ehli takva ile kemalistlerin dinci diye tabir ettigi ince cizgi iste burada belli olur.
--spoiler--
"sıranın üzerinde namaz değil bale yapılmalıdır." *
--spoiler--
--spoiler--
hadi gidelim türkan saylan'in mezari basinda bale yapalim.
--spoiler--
bir soru cevap yapalım:
x: bale yapmak isteyen yazar.
y: işbu entry'yi giren yazar kişisi.
y: moruk, siz türkan saylan'ı neden sevmiyorsunuz?
x: ya türbanlılara burs vermedi, laikçi karının tekiydi zaten, sıranın üzerinde namaz...
y: tamam dur. bir şey sorucam, türban neden takılır size göre?
x: dinin gerektirdiğidir. örtüsüz kadın satılıktır çünkü.
y: hmm, madem öyle, şunu da sorayım, dinin gerektirdiğine göre bir cenaze veya anma sırasında mezarlıkta ne yapılır?
x: yasin-i şerif okunur, bilinmiyorsa fatiha okunur. tabii bunları yapmadan önce abdest almak gerekir.
y: tamam bunu bir yere koy. benim ailemde gelenektir, mezarlığın yanından geçilirken bile arabada müzik varsa kapatılır. sence mezarlığın yanında, kimin mezarı olursa olsun müzik çalınabilir mi?
x: bilmem ki şimdi...
y: peki müzik çalınmadan bale yapılır mı?
y: yapılır mı bilemem ki şimdi yapılmaz herhalde..
x: en başa dönelim. şunu savunuyorsunuz: insan olmasını zaten geçtim, siz onu umursamıyorsunuz bile. ergenekondan kaçmak için öldü dediğiniz, dininize karşı çıktığını düşündüğünüz kadının mezarı başında aynı dine karşı çıkan davranışlarda bulunmak müslümanlık mıdır?
aklı başında müslüman işi olmasa gerek. sen bale yaparsan laikçilerde başka bir müslüman mezarlığında çilingir sofrası kurar. boş işlerle uğraşmak yerine aklı başında eleştiriler yapmakta fayda var...
türkan saylan ın hayata döndürdüğü bir cüzzamlı veya insanca yaşama hakkı sağladığı bir köy çocuğu ile tanışınca, utanması muhtemel zihniyetin kurduğu iğrenç ötesi cümledir. insanlık'ın ne olduğu öğrenilmesi elzemdir.
alkışlar, türk 'ün amentüsü ve yapmacık laik devlet nidalarıyla da eşlik edilmesi gereken aktivite.
ben yaşanacakları şimdiden tahmin edebiliyorum.
birkaç gazeteci temsilcisi, öğrenciler, o kafadan olan stk elebaşları, malum partinin malum adamları vesair... küçük çocuklar bulunup ezberletilmiş basmakalıp cümlelerle şakıtılır, "türkiye laiktir laik kalacak" diye naralar atılır, kambersiz düğün olmaz kabilinden dink ailesi ve ermeni cemaatinden bir avuç kimse ortamı renklendirir.
her konuşmanın başında ve sonunda dile getirdikleri "laik, demokratik, ileri, çağdaş, medeni, sosyalhukuk devleti" geyiğine bastıra bastıra yer verip acayip ve mesnetsiz maneviyatları ile garip bir and içerler.
sonra yürürler. uzun uzun yürürler.
arada mustafa kemal paşa 'nın heykelini görürler ise alkış kıyamet bir tufan koparırlar. bir iki manyak da çıkar kemal paşa 'nın heykeline benzin, buğday, gazeteciler, amerika ve yobaz kelimelerini kullanıp kendisinin de anlayamadığı cümlelerle meramını anlatmaya kalkar vesair...
tüm bu çabalar akşama uğur dündar 'a bol bol malzeme verebilmek içindir. hiçbir samimiyeti yoktur. adeta taparcasına sevdikleri mustafa kemal paşa 'nın ardından bıraktıklarını umarsızca kendi çıkarları için kullanırlar.