Türkan Saylan 1964 yılında SSK Nişantaşı Hastanesi’nde Deri ve Zührevi Hastalıklar uzmanı oldu ve 1968 yılında istanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başasistanı görevine başladı.
1971 yılında ingiltere'de eğitim gören ve 1974'te Fransa'da ve 1976 yılında ingiltere'de çalışmalar yapan Türkan Saylan 1972 yılında doçentlik ve 1977 yılında profesörlük ünvanın aldı.
Türkan Saylan 1982 ve 1987 yılları arasında istanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Ananbilim Dalı Başkanlığı'nı ve 1981 ve 2001 yılları arasında da istanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Lepra Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü görevlerini yürüttü. 1990 yılında kurulan istanbul Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin oluşumunda büyük rol oynadı.
1976'da cüzzamla ilgili çalışmalarını başlatan ve Cüzzamla Savaş Derneği ve Vakfı'nı kuran Türkan Saylan, 1986 yılında Hindistan'da Uluslararası Gandhi Ödülü'ne layık görüldü. Saylan ayrıca Dünya Sağlık Örgütü'ne cüzzam konusunda danışmanlık da yaptı.
aldığı ödüller;
“Atatürk ilke ve Devrimleri Ödülü” istanbul Üniversitesi (1996),
“Ülkemizde Yılın Kadını Ödülü” (1990),
“Melvin Jones Ödülü” (1991),
“Atatürkçü Düşünceye Hizmet Ödülü” incirli Lions (1996),
“Kuvayi Milliye Ödülü” Haliç Rotary (1997),
“Fahrettin Kerim Gökay Ödülü” Türk Lions Vakfı (1997),
“Türkiye Ziraatçiler Birliği Dayanışma Ödülü” (1998),
“75. Yıl Ödülü” Türk Kadınlar Birliği Şişli Şb. (1998),
“Uğur Mumcu – Muammer Aksoy Ödülü” ADD istanbul Şubesi (1999),
“Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi Onur” Ödülü” (2000),
italya “Foyer des Artistes Kurumu Ödülü” (2001),
Cüzzamlı Hastalara verdiği uzun süreli hizmet ve getirdiği bakış açısı nedeniyle “Hasta ve Hasta Yakını Hakları Derneği 2001 Yılı Ödülü”,
“Atatürk Ödülü” Amerika / Atatürk Topluluğu (2001),
“Sanat Kurumu Onur Ödülü” (2002),
“Atatürk / Çağdaşlık Ödülü” Dünya Atatürkçü Kuruluşları (10 Kasım 2003),
“Üstün Hizmet Ödülü” Yıldız Teknik Üniversitesi (2004),
Eğitime yaptığı katkılar nedeniyle “Eğitim Ödülü” TED Koleji,
“Kendinden önce hizmet” ilkesine örnek davranışı nedeniyle “100. Yıl Mesleki Başarı Ödülü” Rotary Kulübü,
“insan Hakları Ödülü” izmir Karşıyaka Belediyesi (2004),
“Türkiye'nin En iyi Eğitimcisi” Ödülü – Tempo Dergisi (2004),
Kültür Üniversitesi'nin istanbul genelindeki üniversitelerin öğrenci ve öğretim üyeleri arasında yaptığı anket sonucunda “Yılın En Yürekli Kadını Ödülü” (2004) ,
“Puduhepa Ödülü” – Adana Kütür Sanat Derneği (2005),
“Meslek Hizmetleri Ödülü” Ankara Emek Rotary Kulübü (Ekim 2005),
“Toplumsal Barış Ödülü” Barış Radyo,
“insan Hakları, Demokrasi, Barış ve Dayanışma Ödülü”
SODEV Sosyal Demokrasi Vakfı (2005),
“iyi Kalpli Ol Ödülü” Türk Kalp Vakfı (2006),
“Yılın Başarılı iş Kadınları Ödülü” Dünya Gazetesi (2006),
“ÇEK Eğitim Ödülü”, Çağdaş Eğitim Kooperatifi (2006),
Vehbi Koç Ödülü (2009).
Kabataşlılar Derneği Ahmet Taner Kışlalı ” Aydın insan” Onur Ödülü (2009)
kendi milletine, kendi dinine, kendi kültürüne, çağdaşlık çatısı altında, düşman ülkelerin bile beslemediği kadar düşmanlık besleyen, çocuklarımızın namaz kılmasını değil bale yapmasını istiyoruz*diyebilecek kadar sapıtmış, insanımızı kendi değerlerinden soğutup yozlaştırmaya yönelik ciddi çalışmalar yürütmüş* mide bulandıran zihniyettir. kolundan tutup vatandan def'edilesidir.
türkan saylan'ı sevmiyorsan direkt olarak fethullah gülen taraftarı ve üstüne bir de atatürk düşmanı olarak değerlendiriliyorsun. Neden? Atatürk düşmanlığı ile türkan saylan'ın alakası nedir? Kurtuluş savaşında ata'nın arkasından 'ya istiklal ya ölüm' idealine yürüyen türkan saylan gibiler miydi? Bir parça insaniyetiniz kaldıysa kurtuluş mücadelesindeki türk kadınına bir bakın. Başındaki örtüye, bir bakın. O örtü ki şimdi bir türk evladının başındaysa türkan saylan gibi has türk düşmanları onu aşağılıyor, eğitim için kızlara dağıttığı burslardan onu mahrum bırakıyor.
Türklüğü siz ne idüğü belirsizlere bırakacak değiliz. Biz milli duygularımız, dinimiz ve yüksek ruhumuzla siz dejenere alçaklara, ayrılıkçı hain ve nankör kürt güruha, yahudi ve amerikan oyunlarına, şii iran kültürüne, para için vatanı satan ruhsuzlara ve daha nicelerine haddini bildirmeye yeteriz. Türklükten bahsedip ülkenin %80'ini teşkil eden müslüman türk'ü düşman ilan etmek vatan hainliğinin ta kendisidir. müslüman türk insanını atatürk'e düşman etmeye çalışmak ve düşman ilan etmek aşşağılıklığın en büyüğüdür.
'biz türkler tarih boyunca hep yakmışız, yıkmışız' diyen bir fitne odağından sevgiyle bahseden koyun sürüsüdür. kendileri insanları sorgulamamakla suçlarken aynı fare kapanında viyaklayarak can vermekteler.
bir de türklükmüş! bu kadının annesi-babası kim? araştırıp öğrendiniz mi? hani sorgulayıcı çağdaş zihniyet? türklerin büyük çoğunluğu müslümanken bu kadın neden 'muhammed' adından rahatsız olur?
lepra hastalığıyla mücadele etmiş... tüm türklüğün dibine kibrit suyu dök, benim dinime, kültürüme saygısız davran sonra birileri çıksın 'iyilik yapmışmış' diye masal okusun... sen uyumaya devam et, bu millet hep uyanık. kim dost kim düşman iyi bilir...
kızları bu yobaz süresine bırakmayacak, eğiterek bunlardan biri olmalarını ve onlara boyun eğmelerini engellemek için ellerinden geleni yapacak, çağdaş ve laik insanların zihniyetidir.
(bkz: hepimiz turkan saylanız)
hayatında cüzzamlı birisini görmemiş, büyük ihtimalle zorunlu sebepleri harici şehir değiştirmemiş, yani çıkarları haricinde kimse için bişey yapmamış, insanlık için bişeyleri yapmayı geçtim insanlıktan nasibini almamış, şimdi dinlesen dinden imandan bahseden ama ölmüş birisinin arkasından konuşabilen bir kişinin anlayamacağı zihniyet.
ulan öldü kadın öldü.iyi,kötü,yahudi,ermeni herneyse size ne.Bırakın artık ölüleri kendi mezarında rahatça yatsınlar.Bayılırız ölüler üzerinden siyaset yapmaya zaten.
kendini cüzzam hastalığını yok etmeye adamış, eller, kollar, ayaklar, hayatlar kurtarmış, hastalanmış yılmamış, kız çocuklarını okutun demiş, eğitime önem vermiş, takdir etmeyi bilen zihniyettir. ergenekon kapsamında evine girdiklerinde başında kemoterapiden saçları döküldüğü için bandana var diye ''o kadar laf etti baş örtüsü ile öldü'' diyen zihniyetten çok daha iyi bir zihniyettir.
hastalığı hemde kanser gibi lanet bir hastalığı kendilerine laf sokmak için kullanan zihniyettende kat kat iyi bir zihniyettir.
oturduğu organından laf edenler açıp okusunlar cüzzam nedir? nasıl iyi edilir?
"ölülerinizin arkasından konuşmayın" sözünü başka yerlerinizden anlamayın. o bizim ölümüz değil. öğrencileri, allah'ın emrinden men edip, bale yapmasını isteyen insanın ölüsü bizim ölülerimizden değildir. hayatı müslüman gençleri islamdan uzaklaştırmak olan insanı ölülerimiz listesine eklememizi nasıl beklersiniz.
(bkz: ateş seni çağırıyor)
şöyle bir özelliği vardır bu zihniyetin, genelleme yapmadan tespit edebildiğim kadarıyla : menderes' in, özal' ın arkasından konuşan, laf sayan, hatta daha ileri gidip kendi minik beyniyle Hz.muhammed hakkında dalga geçici mesajlar yazıp, türkan saylan ya da ideolojide olan ve ölmüş birine laf söylenince bir anda galeyana gelip siz müslümanmısınız, ölünün arkasından konuşuyorsunuz, hayvansınız salaksınız gibi zırvalamalar yapan bir zihniyettir.
not1: birini eleştirmek için bi yerden yükseleyim derken diğer tarafı itin poposuna sokan karakterde insanların naaptığını yüzlerine vurmak için yazılmış bir entrydir.
not2: kim olursa olsun ölünün arkasından konuşulmasına kesinlikle karşıyım..
not3: herkes birilerini sever ya da sevmez. kimseninde kimseye sen bunu nasıl seversin, o ......... bi insandı falan gibi birşey söylemeye hakkı yoktur.
son not: "şahsi" fikrim olarak başörtülü ya da türbanlıları "ben laiğim" adı altında burslarından mahrum bırakıp, pkk nın derin gençlik yapılanması kck üyelerine burs veren bir kurumun benim gözümde zerre kadar yeri & değeri yoktur.
peşin peşin edit: dünyaay at gözlüğüyle bakan saylan vakfının manevi çocuklarından eksiler gelsin.. Zerre kadar umrumda olmaz hayatım.
oturduğu yerden ahkam kesmeyip elini taşın altına koyan, bu ülkenin sadece türk ve müslümanlardan oluşmadığının farkında olup ayrımcılık yerine birleştici unsur olmayı görev edinen, hizmet kelimesinin anlamını kuvvetlendiren bir kadını seven zihniyettir.
zihniyet sayılmaz aslında kopyacıdır.
evet evet kopyacıdır. DAha tanımadan etmeden ''ulan herkes seviyo bari bende seveyim bi boka benzesin'' iç sesinin kurbanıdır.
insanlara yardım edilir fakat her çiçek bahçesinde diken bulunur.
Bazen yetiştirdiğiniz çiçeklerin içine toz zehiri dökersiniz ki onu koklamya gelenleri bu yolla zehirlersiniz.
SOnra onlar polenler yardımıyla sağdan sola savrulur, GErçekleşen çiftleşme sonucu Ortaya başka başka ürünler çıkar.
BÖyle saçma bi örnekle yazmamın sebebi, iÇinde çicek böcek oldumu daha çok okunmasıdır. TIpkı kardelenler solmasın dendiği gibi. PEhh ne büyük hüsrandır o.
terörist deyip dışladığınızı topluma kazandırmaya çabalayanı seven zihniyettir. sonra da dersiniz neden bu toplum bölünüyor diye, al bü yüzden mınaki. sen bi bok yapma oralara, insanın vergisini al, sömür, askerde heba et, sonra da bölünüyoruz diye şikayet et. mantıklı olun biraz lan.
