türk tarihinin en büyük yalanları

entry142 galeri1
    142.
  1. Fetöcü ve bölücü yazarlarlar sırf Türk tarihini yok etmek için saçma sapan entryler yazmışlar.
    Bir tanesi demiş ki Ali Rıza Efendi diye biri yok.
    Hadi lan oradan.
    1 ...
  2. 140.
  3. Bilindiği gibi bazıları, Çanakkale muharebelerini Birinci Dünya Savaşı'ndan "koparıp" Kurtuluş Savaşı'na "yapıştırdılar", monte ettiler.

    Çünkü orada Atatürk vardı. O dönemde "Albay Mustafa Kemal" ama zarar yok.

    Buna karşılık dünya savaşında kan döktüğümüz, can verdiğimiz diğer muharebeleri, örneğin Kanal seferlerini, örneğin Irak cephesini, örneğin Galiçya cephesini, örneğin Kafkasya cephesini yeni kuşaklara hiç mi hiç öğretmediler...

    Çünkü oralarda Atatürk yoktu.

    Hani savaşın son haftalarında Suriye cephesine atanmış olmasaydı, orada neler olup bittiğini de bilemeyecektik demek ki...

    Bu tutum cumhuriyet tarihi boyunca da başından beri sürmüştür. Bir yandan bazı yazarlar "hamasi" kitaplar yazıyorlar, bir yandan bunların filmleri yapılıyor, bir yandan da gazeteler malum teraneyi sakız gibi çiğniyorlar. ne zaman 18 mart gelse "özgürlük mücadelesinin simgesi" derler müttefiklerin 18 Mart saldırısına karşı koymamıza...

    Çanakkale bu değildir.

    Çanakkale, girmek için can attığımız dünya savaşında, karşı tarafın saldırısına başarılı bir direniştir.

    Stratejik değil, taktik bir zaferdir.

    Çünkü savaşın sonucunu değiştirmemiş, yenilgiyi üç yıl ertelemiştir, o kadar. Çanakkale'yi geçebilselerdi 1915 yılında pes edecektik, geçemediler, 1918 yılında pes ettik.

    "Almanya yenildiği için biz de yenilmiş" sayılmadık, hayır, bu da kuyruklu bir yalandır. Maçın bir hakemi vardı da taraf mı tutuyordu? Almanya'yla tek bağlantımız olan tren yolu kesildiği için şiştik, Almanya'dan tam iki hafta önce ateşkes istedik!

    Neyse ki adamlar "Türkiye yenildiği için biz de yenilmiş sayıldık" diye terbiyesizlik etmiyorlar.

    Kafkasya'da başarılıydık ama Suriye cephesinde bozguna uğramıştık üstelik...

    Dünya savaşı bir "özgürlük mücadelesi" değil, "imparatorluk blokları" arasında bir hesaplaşmadır, bir üstünlük ve pazar kavgasıdır.

    Alman, Avusturya ve onlara yamanıp ayakta kalmaya çalışan Türk imparatorlukları yenilmiş ve çökmüş, Amerika'nın yardımıyla ingiliz ve Fransız sömürge imparatorlukları kazanmıştır. Rus imparatorluğu da çökmüş ama onun yerine gene Rus hegemonyası altında bu kez komünist bir imparatorluk kurulmuştur.

    Mesele bundan ibarettir.

    Dolayısıyla, Çanakkale'yi "hiçbir dahlimiz olmadan hain düşman durduk yerde üstümüze saldırdı" şeklinde pazarlamak, en hafif deyimiyle ayıptır.

    Emperyalistler saldırmıştır, evet. Ama sen de emperyalisttin be kardeşim!

    Öyle olmasaydın, senin Enver paşan yalnız Osmanlı'yı ayakta tutmak istemekle kalmayıp bir de Turan imparatorluğu kurmak sevdasına kapılır mıydı?

    Onlar Çanakkale'ye saldırınca hain düşman, peki sen Süveyş Kanalı'na saldırınca ne oluyorsun? bak bakalım haritada Süveyş kanalı neredeydi, senin sınırların ise nerede bitiyordu.

    Senin istanbul hükümetine başkaldırman kurtuluş savaşı olacak, ötekilerin istanbul hükümetine başkaldırmaları Yunan isyanı, Sırp isyanı, Bulgar isyanı, Arnavut isyanı... Kürt isyanı da alt tarafı terör.

    iki yüzlülük ve yalanlardan kurtulup, tarihimize objektif bir şekilde bakmaya çalıştığımızda fark edeceğiz gerçekleri...
    2 ...
  4. 139.
  5. Gökyüzünde Türk bayrağı oluşmuştu, hilalin önüne bir yıldız gelmişti, bu bir mucizeydi, tıpkı Bilmem ne Muharebesi'nde ayla yıldızın yan yana gelip onun da gölgesinin yaralılarımızın al kanları üstüne vurması gibi bir durum ortaya çıkmıştı, yoksa Tanrı da bizimle miydi? Türk'ün Türk'ten başka dostu yok muydu? Bir Türk dünyaya bedel miydi? Fakat bir Türk lirası, 0.32 Amerikan doları mı ediyordu?

    Gökyüzünde, örneğin bir Sovyet bayrağındaki orak-çekiç in, bir Kanada bayrağındaki meşe yaprağının, bir Kenya bayrağındaki mızrakla kalkanın oluşması epey zor olduğuna göre, gökler bize mahkumdu zaten! Bayrağı enine ya da dikine renkli çizgilerden oluşan ülkelerin hele hiç şansları yoktu.

    yoksa televizyonlar ve gazeteler bu kutlu ve mutlu olayı nasıl ele alacaklar, nasıl işleyeceklerdi... Fotoğraf Anıtkabir'in ya da herhangi bir Atatürk heykelinin üstünden doğru çekilirse elbette daha da anlamlı sayılırdı... Bayrağımız büyük önderimizle bütünleşir, böylece namussuz gericilere de göklerden ilahi bir ihtar çekilmiş olurdu...

    Olsundu, "vatandaşlara duygulu dakikalar yaşatan" bu olay "nefes kesen bir vals", bu gül kokan bir romanstı...

    Yoksa gökyüzü, bizlere, "önümüzdeki yerel seçimlerde oyunuzu CHP'ye verin" mi demek istiyordu?

    Mesaj alınmıştı, hele Ardahan'ın bilmem ne köyündeki kayalıklara bulutlardan Atatürk sureti de vurursa, tamamdı bu iş.

    Bu çok anlamlı bir gelişmeydi, çünkü bazı sözde kemalistlerimize göre "Türkiye Cumhuriyeti olmasa bir bayrağımız ve nüfus kağıdımız bile bulunmayacaktı"... Osmanlı imparatorluğu bayrak yerine yatak çarşafı, nüfus kağıdı olarak da genelev vesikası kullanırdı.

    Fakat sözde kemalistler, serseriliği bir noktadan fazla sürdüremeyeceği için, işin aslını da yazmak zorunda kaldı.

    Bir kere, hilalin önüne denk gelen, bir yıldız değil, bir gezegendi.

    Bu gezegen, yılın belli dönemlerinde "sabah yıldızı", kimi zaman "akşam yıldızı", kimi zaman de her ikisi birden olarak görünen, eskilerin yıldız sandıkları, bildiğimiz Venüs gezegeniydi.

    Fakat bazı dangalaklar, onun, buradan çıplak gözle görülmesi mümkün olmayan Jüpiter olduğunu da yazdılar tabii, cehalet olmadan şamata mı olurdu?

    Aslında hangi karın ağrısı olursa olsun bir gezegenin ayın "önüne" gelmesi de söz konusu değildi tabii... Aralarında milyonlarca kilometre uzaklık vardı, üstelik en dandik gezegen bile bizim uydumuzdan çok çok daha büyüktü...

    Gökyüzünde öyle aslan şeklinde, balık şeklinde, yay şeklinde, terazi şeklinde, başak şeklinde, koç şeklinde burçlar falan da yoktu... Buradan bakınca öyle görünüyorlardı, aralarında binlerce ışık yılı uzaklık bulunan başka güneşler...

    ama elbette bazı puştlar çıkacak ve "bu bir gerçek olaydır türk halkına hakaret ediyorsun" diyeceklerdir. varsın onlar öyle sansınlar, varsın hikayelere inansınlar. bu milletin gazla çalıştığını bir de ben mi hatırlatayım şimdi?

    Kusura bakmayın ama benim de aklıma ünlü "temel fıkrası" geliyor...

    Hayır, buraya yazamam. Ancak son cümlesini söyleyebilirim:

    "Hadi lan," demiş temel, "dışarıdan öyle görünüyormuş!"

    Ya biz dışarıdan nasıl görünüyoruz, taşta toprakta olur olmaz hikmet bulan güdük beyinlerimizle?
    3 ...
  6. 138.
  7. Araplar bizi arkadan vurdu değildir.
    Lan adam "osmanlı'ya neden isyan ettik?" Diye kitap yazmış* ama bizim terli ve nasırlı arap götünü yalamaya meraklı tipler hala yalan der.
    0 ...
  8. 137.
  9. üstün bir millet olduğumuz. osmanlı tarihinin çoğunluğu. islam öncesi türk tarihinde bir tane bile barbar lafı geçmez mesela ama barbarlık yaşam şeklidir.
    1 ...
  10. 136.
  11. Kesinlikle ve kesinlikle en büyük yalanı osmanlının tamamen türk tarihi olmasıdır.

    Osmanlıyı osmanlı yapan türklerdir. Daha sonrasında osmanlı ırkını yaratma çabası baş göstermiştir. Osmanlıyı bitiren de bu " yediği kaba sıçmak " mevzusuna çıkan olaydır.

    Eğer birgün gerçek bir türk tarihi yazılırsa,

    - osmanlı imparatorluğu başlı başına bir konu olmaz. Olsa olsa yan başlık olur.
    3 ...
  12. 135.
  13. 134.
  14. türk tarihine yalan bir şekilde işlenmiş olan bilgilerdir.

    sultan vahidettin' in vatan haini olan gösterilmesi.
    1 ...
  15. 133.
  16. en fazla iki sene içinde ab üyesiyiz.
    türkiyenin borçları azalıyor.
    kişi başına düşen milli gelir arttı(ben farkedemedim ama hala).
    emekliye büyük zam.
    herşeyi halkımız için yapıyoruz.
    işsizlik azaldı.
    terör bitme noktasına geldi.
    düşünce özgürlüğü var (hapishanelerde bol bol düşünebilirsiniz).
    türk takımları avrupada büyük başarı kazanacaklar.(en önce milli takım).
    günümüz koşullarında maalesef ulu önderimiz m.k. atatürk o güzel sözünü yalana çevirdiler "egemenlik kayıtsız şartsız milletindir".
    0 ...
  17. 132.
  18. 131.
  19. atatürkün türkiyeyi kurtardığı yalanı. nereyi kurtardı oğlum? adamın o uğruna savaştığı attan düşüp kemiklerini kırdığı yinede sedyeyle cepheye gelip çatıştığı kuşak öleli en az 60 sene öldü. şimdi kendisine küfür eden %50den fazla bir kitlenin olduğunu bilse kurtarırmıydı bütün vatanı?
    0 ...
  20. 130.
  21. top yuvarlaktır.
    yalanmış işte dün gördük. top kayık şeklindedir ve suda yüzer. vurursun vurursun, bi türlü kaleye girmez.
    0 ...
  22. 129.
  23. Enver paşa'ya alman sempatizani, hayalperest veya hain denmesi büyük bir yalandır.
    0 ...
  24. 128.
  25. Türk tarihinin en büyük yalanları, son on yıldır sık sık duyduğumuz cümlelerdir. Halk dinler inansalar da söylenir yalanlar, inanmasalar da. Nasıl olsa yalan söylemek bazı mevkilerde suç sayılmamaktadır.
    0 ...
  26. 127.
  27. yüzlerce sayfadan oluşacak bir ansiklopedi için kaynak.

    birkaç örnek geliyor hemen insanın aklına.

    misal yavuzun küpesi. üstelik bu yalana bir de hikaye uydurulmuş. kuyruklu yalan bu olsa gerek.

    vahdettinin vatan haini olduğu iddiası var yine akla gelen. yeni kurulan cumhuriyetin, eskiyle olan bağını koparma adına, resmi tarihe işlenmiş bir yalan olarak çıkıyor karşımıza.

    ismet inönünün askeri dehası yalanını unutmamak gerek. soyadı olarak kullandığı inönü savaşlarında hiçbir etkisinin olmadığı ortadayken, sanki savaşı o kazanmış gibi anlatır resmi tarih. ha bir de mandacı olduğu, halide ediple saatlerce amerikan mandası-ingiliz mandası konulu tartışmaları, hangisinin daha iyi olduğu konusundaki çatışmaları saklanır. saklanan gerçek de bir nevi yalandır. kazım karabekir, nutuk ve karabekirden cevaplar adlı 12 ciltlik kitabında bunları tek tek anlatır. inönü meselesini.

    osmanlının bir türk devleti olduğu yalanı en büyüklerindendir aslında yalanların. birçok kaynak, osmanlı devlet erkanının, türklerden bahsederken etrak-ı biidrak(anlamayan türk) terimini kullandığını belirtir. türkler hep itilip kakılan, aşağılanan bir halktır osmanlıda. dadaloğlu şiirleri anlatır aslında bunları.

    yine en büyük yalanlardan biri, ali rıza efendi meselesidir. böyle bir adam yoktur, yaşamamıştır. bu coğrafya insanı soy, ırk, köken gibi ilkelliklere çok önem verdiğinden, yeni cumhuriyetin kurucusu atatürk için uydurulmuş bir baba figürüdür ali rıza efendi.

    konu atatürkken değinmeden geçmeyelim. elmalılı hamdiye ısmarladığı kuran çevirisi sebebiyle, atatürke müslüman sıfatı verilmesi. bu da sağlam bir yalandır. o kadar yazılı metin vardır ki, atatürkün ateist olduğu yolunda. ama işte soy, ırk, köken gibi ilkel olan din olgusu, bu coğrafya için en önemli unsurdur, birini sevmek için. atatürkün kuranı türkçe okutma sebebi, okuyup saçmalığını anlasın toplum, temelinde şekillenmiştir.

    sabiha gökçen konusu da apayrı bir yalandır. dünyanın, belki de en faşist kadınını, ülke kadınları için örnek model yapmıştır resmi tarih.

    aslında çok ama çok fazladır bizim yalanımız. yaz yaz bitmez. uzak tarih zaten komple hikaye. ama yakın tarihin yalanlarını görme adına, karabekirin 12 ciltlik serisi tavsiye edilir. ya istiklal ya ölüm şiarının ortaya çıkış şeklini ve asıl kaynağın kimliğini öğrenmek için bile değer o kadar yazıyı okumak.
    4 ...
  28. 126.
  29. "iki türk bir araya gelirse devlet kurar."
    evet bu bizim ne kadar teşkilatçı bir yapıya sahip olduğumuzu gösterir ve hatta cumhurbaşkanlığı forsunda bulunan 16 devlet yıldızı da bunu destekler. ancak 16 devlet kurmuş bir millet 15 tanesini de yıkmış, yönetememiş demek değil midir?
    0 ...
  30. 125.
  31. bu değilse bende bir şey bilmiyorum.
    1 ...
  32. 124.
  33. 123.
  34. ingilizlerin istanbuldan defedilip çıkarıldığı yalanı adamlar balo ile taltif ile gönderilmişlerdir.
    1 ...
  35. 122.
  36. Halide edip adıvar'ın milli mücadeleye destek verdiği ve bu yönde mitinglerde konuşmalar yaptığıdır. Hayır efendim halide hanım mandacılığı savunmuştur, amerikan mandacılığını.
    6 ...
  37. 121.
  38. 120.
  39. vaktiyle basbakanlik yapmis tayyip erdogan isimli vatandasin dindar oldugu iddiasi.
    4 ...
  40. 119.
  41. 118.
  42. gemilerin karadan yürütülmesi değilde denizden yürütülmesidir. la tonlarca ağırlıkta gemi suyun üstünde nasıl durur. şimdi bana suyun kaldırma kuvveti diyeceksiniz, arşimet diyeceksiniz, gerizekalı bile diyeceksiniz ama 21. yüzyılda olmamıza rağmen, 2012 yılında olmamıza rağmen gemilerin karadan yürütülmesi denizden yürütülmesine göre daha basit gelmektedir bana. türk tarihinde ki en büyük yalan ise kesinlikle ama kesinlikle hun devletinin türk devleti olarak gorulmesidir. türk kaynaklar haricinde hiçbir uluslararası kaynak bu iddiayi söylememektedir. ama bizimkiler uluslararası mecralarda zaten pek bi meraklı değiller. yedi düvel, atası olan hunlarin kurduğu ve günümüzde temsil ettiği ülkeyi hungary olarak bilirken biz hala macaristan diye biliyor ve çocuklarımıza öğretiyoruz. alkış.
    0 ...
  43. 117.
© 2025 uludağ sözlük