bundan bi 50 yıl sonra bizde bu tarihin bir parçası olacağız.
5000 yıllık tarihte alper tunga'lar, mustafa kemal atatürk'ler, fatih sultan mehmet'ler, kanuni2ler varken sen kalk binali, tayyip, davutoğlu dönemine denk gel.
binlerce yıllık şanlı bir tarihtir. türkler bazılarının iddiasının aksine barbar, yıkıcı değil kendine has dili, kültürü ve medeniyeti olan bir topluluktur. en basit örneği iskit medeniyetidir.
islam türk milletini etki altina aldigindan beri gerceklestirilen en buyuk uyanis m. Kemal ataturk'un devrim ve fikirleridir. Fakat ders kitaplari da ikinci milenyumda hala ataturk u sadece basarili bir siyasetçi ve asker olarak anlatir. Oysa daha fazlasidir. bir fikir adami bir teorisyen ve türk devriminin kimliğidir. ve yine tarih kitaplarina gore ataturk devrimleri gerceklesmistir. Oysa maalesef ki devrimler gerceklesemedi.
Türkler astronotu ay'a gönderen ilk millet(neil armstrongun 7.ceddinden türk oldugunu dahil bir cok iyi kaynaklı kanıt var ama söylemicem).
Ayrıca türkler ateşi bulan ilk milletir ve oberijinler ve tazmanyalılarda aslında türktür ama bilmiyorlar.
Ve ondan sonra dünyada ilk lisanı biliyorsunuz türkler buldu, yani sadece sümerler ve mısırlılar türk degil, almanlar, ispanyollar felanda hepsi türkdem türedi ama işte bunlar guneş dil teorisini kabul etmiyor gerci bizdede böyle inkarcılar var.
Türkler dünyada medeniyeti ilk bulan...
Yazıyı bulan(sümerlerin türk kökenli olduğunu tarafsız tarihçilerin çoğundan duymak mümkün isteteyen PM atsin)
ilk yerleşkeleri yapa(Mısırlılar piramitleri yapmadan, mayalar zigguratlaRi yapmadan)
2 kez çağ atlatan
http://www.turktarihim.co...el%C3%A7uklu_Devleti.html http://www.etarih.net/tr/...slumanturkdevletleri.html
selçuklu devletinin kurucusu selçuk sürgün edildikten sonra müslümanlığı seçmiş.
bazı iktidarların türk tarihinde islamiyeti seçmesi güç kazanmak adınaydı.
aslına baktığınızda islamiyetle hiç alakası olmadığını görüyorsunuz.
mesela karahanlılar devleti ilk islamiyete geçen devlet olarak bilinir.
ama haritaya baktığınızda karahanlılar değil moğol imparatorluğunu görürsünüz altın orda devletini
selçukluda moğol imparatorluğu çinle uğraşırken batıya destek gönderememiş sonuçta emevilerin himayesi altına girmişler.
osmanlı devletine kadar ki osmanın babası ertuğrul onun babasıda süleyman şahtır yani arap soyundan gelmedir.
ilk defa arap birlikleriyle önceki hükümdarlarına karşı birlik olup savaşmışlardır. moğol imparatorluğuna
osmanlıya kadar diğer türk boylarıyla beraberlik içinde yaşayıp gitsekte.
osmanlıda araplarla birlik olunup diğer türk boylarıyla savaşa girilmiştir ama bize öğretilen moğollarla savaşa girdiğimiz.
hayır bütün türk boyları kendi hanedanlığına sahipmiş ve moğol imparatorluğu adı altında kayıtlılarmış...
çinve emeviler haricinde moğol imparatorluğu yani türk boylarının kırgızların kazakların karşısında yer alan ilk türk boyu osmanlıır heralde selçuklular zamanında güç toplama adına yöneticiler müslüman olmuş osmanlı zamanında türkler paçayı iyice emevilere ve farslara kaptırıp kendi kanına savaş açmıştır. yani kenisini ele geçirip istila edener güçlü olan tarafın yanında olmuştur.
Tarih geçmişlerin bilgisi değildir. Tarih bundan önce meydana gelmiş olaylar toplamı değildir. Tarih belli bir çağdaki bağımsız kültürleri, bağımsız medeniyetleri, bağımsız toplumları, belirli kavim, millet ve ırkları incelemek değildir. Hatta tarih farklı zaman ve devirler boyunca ortaya çıkan gerçekliklerin çeşitli değişim ve dönüşümleri hakkında bilgi de değildir. Tarih, örneğin edebiyat tarihi, bir yazar, şair veya sanatkârın tarihçi namına geçmişte var olan unsurları seçerek yarattığı ve kendi zevk, inanç ve ülküsüne göre belli bir şekil, yön ve mana verdiği şiir veya sanat değildir. Tarih, ibret aynası değildir. Tarih olmuş bitmiş bir şeyden bahsetmek değildir. Tarih şimdiki zamanı meydana getirmiş olan bir geçmiştir. Tarih, geleceğe doğru akış halinde olan bir harekettir; tarih insan türünün ömrüdür. Bir insan tekinin ömründe yaşadığı yıllar boyunca doğumundan şu ana kadar biçimlenip şahsiyet kazandığı bir gerçeklik olması gibi, insan türü de ömrü boyunca, yani yaşadığı tarih içerisinde şimdiki şekline erişmiştir. Dolayısıyla tarih mübalağacı olmaz; egzistansiyalistlerin diliyle söylersek; insan, tarihte mahiyet kazanan bir varlıktır.
Eski Türklerin Bozkırlar coğrafyasında at ve demir üzerine kurulu, kendilerine has bir kültür ortaya koydukları herhâlde bilinir. Fakat bu demirin ve atın mevcut olduğu her yerde böyle bir kültürün doğup gelişeceği manasına gelmez. Nitekim sonraki asırlarda, hem de aynı coğrafi bölge, her iki unsura sahip olan başka kavimler farklı kültür tiplerinde yaşamaya devam etmişlerdir. Çünkü bir kültürün meydana gelmesi için yalnız maddi imkân ve iktisadi faktörler etkili değildir. insan unsuru da bunda etkili olur. Bozkır kültürünü ortaya koyan Türklerin kedilerine has bir düşünce sistemi ve ahlak anlayışına sahiptiler.
Eski Türklere at, insan düşüncesini ve ruhunu okşayan iki beşerî imkân sağlamıştır: Biri, at üstünde insanın kendini başkalarından daha üstün hissetmesi, ikincisi atın hızı sebebi ile kısa zamanda istenilen yere ulaşabilme isteğinin tatmini. Bozkırlı Türkler tarihte bunları gerçekleştiren ilk topluluktur. Birincisi, yani üstünlük duygusu üniversel devlet anlayışının desteği ile eski Türkte, O. Menghin in ifadesi ile beylik gururu nu uyandırıyor, ikincisi de geniş ufuklara hükmetme arzusunu kamçılıyordu. Bunu gerçekleştirebilmek için ihtiyaç duyulan demir ise mevud idi.
Kimi zaman şanlı erleriyle bir ulusu yıpratan kimi zaman dünyaya nam salıp korkudan titreten kimi zaman gemileri karadan yürüten 3 kıtada hüküm sürmüş yakın tarihte de atalarından zamanında korkan devlerlere prim yapmak amaclı gözyaşı akıtmış insanları barındıran bir tarih türüdür.
