-merhum- Doğan Avcıoğlu ve hattâ Hasan izzettin Dinamo..vb. üstatların (eskilerin tâbiri ile) "efradına câmi, ağyarına mani(dört başı mâmur)" bir tertip ile tekâmül ettirdikleri, milletimizin gerçek mefkûresidir.
Derler ki: “Türk köylüsü sosyalizmden anlamaz”...
Doğrudur. Köylümüz, Paşa babasının dadı-matmazelinden yabancı dili anadili gibi öğrenmediği için, Frenkçe Sosyalizm sözcüğünü işitti miydi pek bir tuhaf bulabilir. Hiç mi hiç anlamaz. Halk her zaman öyledir. Her şeyinde, boş lâf konuşacağına, işiyle davranıverir. Sosyalizmde de, yakından bakılınca görülür ki, Türk Köylüsü bütün o “öztürkçeci solcularımız” gibi işin lâkırdısıyla geçinmez. Frengistan’daki adının ne olduğunu aklına getirmeksizin, kendine göre düpedüz bir sosyalizmi yaşayıverir.
(Dr. Hikmet Kıvılcımlı - "Türk Ķöyü ve Sosylizm" kitabından:)
Türk sosyalizminin hülasası;
"Her nere gitsem yolum dumandır
Bizi böyle kılan ahd-ü emandır."
Yani Türk bir yol söz vermiştir. "Ölüm var, dönüm yok" olsa gerektir.
"Türk nasyonal sosyalizmi ve anadoluculuk" varyantlaları vardır? Türk-islam sosyalizmi tabiri ile sentezleme de yapılamaz, çünkü "Türklük" başlı başına bir sentezdir. Bu fikriyatın gündeme gelmesi bir takım "natocu-amerikancı" gladio artığı (sözüm ona "milliyetçi?") Çevrelerce, "tefeci-bezirgân sermaye" adına perdelemişlerdir. Tabi ki "güneş balçıkla sıvanmaz!." https://galeri.uludagsozluk.com/r/2380582/+
"1932 yılının Temmuz ayında, Ankara'da Birinci Türk Tarih Kongresine katılmıştım. Atatürk, her oturumu dikkatle izliyordu. Kongrenin sonunda verilen bir çaylı toplantıda, Atatürk'le iki saati aşan bir süre içinde konuşmuştuk. Bu konuşmanın önemli noktalarından biri de, Kemalizm hakkındaki sözleriydi. Atatürk:
'- Kemalizm diyorsunuz. Ne demek Kemalizm? Kemalizm demek (Socialisme d'Etat) - "Devlet(Türk) Sosyalizmi" demektir.' tarzında konuşarak, kamu teşebbüsünü savunmuştu.
Sosyalizmi sosyalizmi olalı böyle zulüm görmedi.
Bu ülkenin maküs talihi
Bir belge tasnifçisinden sümerolog
Tarih öğretmeninden allemi cihan
Çıkarsa böyle olur.
Hayret her şeyi bilen bilir kişi fuat köprülü sosyalizmi hakkında ne demiş aceba.
"mistisizm; insanı hakikate götüren yegâne yetidir. "
Diyen adam sosyalizmi istediği şekle koyabilir , buna hakkı vardır(!)
Doğan Avcıoğlu hoca ta 1960'larda "milliyetçilik, ancak sosyalizm ile temsil edilebilir" demiş. Ve 71.(9 Mart) darbe girişiminin deşifre edilmesinden sonra, (talebesi Hasan Cemal'e) "- nerede yanlış yaptık Hasan, düşünüyorum - bulamıyorum?" deyu serzenişte bulunmuştur. Hoca bilmiyor ki (başta Cemal Madanoğlu olmak üzre) etrafı dar kabileci-klanist, natocu-amerikancıklar ile muhasara edilmiş? https://galeri.uludagsozluk.com/r/2380596/+
"Türk Sosyalizmi Üzerine Denemeler" (Hilmi Özgen - 1963)
kitabından bazı başlıklar;
-islam da Sosyalizm
-Yiğit Başılar
-Celali isyanları
-Şeyh Bedrettin
-Türk Sosyalizminin ilkeleri
-Dış Ticaret Dolabı
-Özel Bankalar
-Sigotacılık Dolabı
-Tarımdaki Asalaklar
-insan Sağlığını Sömürenler
-Bakanlar ve iş Adamları
-Kooperatifçilik Dolabı
-Tarımsal Kalkınmamız
-Sosyal Lösemi
-Sosyalist Kültür Derneği
-Anatole France ve Sosyalizm
-Eğreti Bir Sosyalizm
-Türk Sosyalizmi
Osmanlı’nın ecnebi avrat politikası nedeniyle çok güdük kalmıştır. Yüzyıllar boyunca Osmanoğulları dışında herhangi bir ailenin/sülalenin süreklilik arz edecek şekilde güç ve servet sahibi olamaması, gerçek bir aristokrasiyi mümkün kılmadığı gibi, yerli bir burjuvaziyi de mümkün kılmamıştır. Zira Osmanlı’ya yakınlık dışında hiçbir faktör ciddi bir güç birikimi getirmemiş, saltanat içi güç mücadeleleri ve müsadere gibi etkenlerse zemini hep kaygan kılmıştır.
Haliyle saltanat sonrası cumhuriyete geçişte ne doğru düzgün bir burjuvazi ne de doğru düZgün bir işçi sınıfı vardır.
Savaştan sonra elde kalan yarım yapıldak üretim araçları zaten devlet kontrolündedir. Üstüne üstlük devlet zaten ilerici hamleler yapma, sanayileşme ve üretimde modernleşme çabasındadır.
Hasılı, klasik teoriye uyumlanacak bir sınıflaşma için bile daha baya bir zaman vardır.
Türk sosyalizmi teorik açıdan bir takım tespitler yapsa da pratikte kapitalist sermaye tanımları fazla sakildir, dahası, proleterya da teoridekine pek uyumlu değildir.
60 ve 70’li yıllar kapitalizme dair tanımları yerli yerine oturtsa da halk yine de varsayıldığı biçimde “bilinçlenmiş” değildir. Bu nedenle ne şili ne küba deneyimleri resme bir türlü oturmamıştır.
60’lar rüzgarı sonrası sovyetlerin de dağılmasıyla piyasa ekonomisi zaten iliklere kadar işlemiş ve türk sosyalizmi mazide ufak nostaljik bir esinti olarak kalmıştır.