Okumamak, vakıf olmadığı konularda yorum yapmak, çalışma isteğinin kesinlikle olmaması, boş zamanlarda kitap veya gazete okumamak, haber izlememek, ön yargılı olmak gibi vs vs nedenler. Bunun önü ancak okumak ile kırılır.
önümüzdeki aylarda 94. yılını idrak edeceğimiz cumhuriyet türlü çeşitli yalanlarla bugüne gelmiştir.
Bunlardan biri "imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir kitleyiz" palavrasıdır. Çok kişi bunu Atatürk'ün söylediğini sanır. oysa ki yalan!
Hayır! "Korporatizmin" yani faşizmin ekonomik görüşünün temeli olan bu zırva, bu bilime aykırı saçmalık, Onuncu Yıl Marşı'nın sözleri arasında yer alır (marşın pratikte kullanılmayan son kıtasında) ve Behçet Kemal ile (Çağlar) Faruk Nafiz tarafından yumurtlanmıştır (Çamlıbel)...
Bir başkası, "dünyada kurtuluş savaşı veren ilk millet olduğumuz" palavrasıdır. düpedüz kuyruklu yalan!
Bunu böyle öğrettiler, biz de pek sevdik, böbürlendik, ona buna hatırlattık, eloğlu "hadi canım" deyince de şaşırdık ve kızdık.
Öte yandan, yeni bir kurtuluş savaşı veren Cezayir halkına karşı Birleşmiş Milletler'de emperyalist Fransa'dan yana oy kullanmaktan da utanmadık. neden? iki yüzlüyüz...
ilk kurtuluş savaşı ha? Peki o zaman, ingiliz emperyalizmine karşı Amerikan sömürgelerinin verdiği savaş ne oluyor?
Amerikan ayaklanması bir kurtuluş savaşı değilse nedir, düdüklü tencere mi?
Londra yönetiminin Amerikalı toprak ağalarını ağır vergilerle kazıklaması emperyalizm ve sömürü değilse neydi, birdirbir oyunu mu?
Amerika bugün kendisi seviyesiz emperyalist bir ülkedir, 1776 yılında da mı öyleydi?
Tabii cumhuriyetimizi yönlendiren bürokratlardan, zenci lider Toussaint Louverture'ün 1790 yılında Fransız sömürgeciliğine karşı başlattığı (ve başarısızlıkla sonuçlanan) ayaklanmayı bilmelerini beklemiyoruz. Bu, onların kapasitesini fazla zorlamak olurdu.
iyi de, Latin Amerika ülkelerinin bağımsızlık mücadelelerini de mi hiç duymamışlardı bunlar?
Simon Bolivar... Latin Amerika'nın Atatürk'ü!... Venezuela'yı, Colombia'yı, Ecuador'u, Peru'yu ispanyol boyunduruğundan kurtaran, Bolivya'ya da adını veren büyük önder. (Bir başka önderi, Şili'yi kurtaran Jose de San Martin'i hiç karıştırmıyorum.)
"Şapka giyeceksiniz" dememişti çünkü adamlar şapkayı zaten giyiyorlardı, onun için mi Türkiye'de tanınmaz?
Efendim bunlar bizi bağlamaz, biz kendimize bakarız mı diyorsunuz? bana ne amına koyayım güney amerikasından diye mi düşünüyorsunuz?
Hay hay, bakalım... Yunan halkının 1821 yılında başlattığı ve 1829 yılında başarıya ulaştırdığı savaş neydi, kurtuluş savaşı mı uzun eşek oyunu mu?
Aaa, o başka, o Yunan isyanı. Mora isyanı.
Ötekiler? Sırp isyanı, Bulgar isyanı, Arnavut isyanı... Hele hele en kötüleri Arap isyanı, Ermeni isyanı, Kürt isyanı.
Biz yapınca şanlı kurtuluş savaşımız, bize karşı yapılınca isyan...
"Biz" mi? Ne münasebet efendim? O isyanlar Osmanlı'ya karşı çıkarıldı, bizimle ne alakası var? Bizim Osmanlı'yla hiçbir alışverişimiz kalmamıştır.
O zaman niçin bozuk çalıyorsun, niçin çocuklara bunları "kötü bir şey" diye öğretiyorsun? Senin kurtuluş savaşın da aynı zamanda istanbul hükümetine isyan değil miydi peki? istanbul hükümetinin imzaladığı antlaşmaya karşı çıkmamış mıydın?
Zaferden sonra bu antlaşmanın altında imzası bulunanları sürgüne göndermemiş miydin?
Bu memlekete komünizm lazımsa onu da biz getiririz, Osmanlı'ya başkaldırılacaksa onu da biz kaldırırız abi, diğer halklara ne oluyor değil mi?
olaylara diğerlerinin de gözünden bakıp değerlendirmeye başladığımızda münhasır medeniyet seviyesine ve aklına kavuşuruz elbet...
20 küsur ülke gezdim. Hiçbir yerde birbirini görür görmez oo kilo almışın, göbek bağlamışın, saçı dökmüşün, arabayı yenilemişin diyen millet görmedim. Yani ruh hastası olmasıdır.
(bkz: yabancı kadın hayranlığı) 8000 yıllık türk tarihinin en büyük sorunu budur. çok önceden çinliler modaydı, anadolu' ya geldik yunan ve rus favori oldu, osmanlı desen zaten her ırktan insan almış... daha da kötüsü bu gerçektende "moda" olmuş, virüs gibi yayılmış.
günümüzden örnek vermeye gerek yok, erkeklere hayallerindeki kadını sorsak tek bir kelime söylerler;
Kıbırdır, herkesın benı kullanacaklar korkusuyla ve cakallık yapıp kolay yoldan herseyın guzelını kendıne layık gormesıyle baskasını hıce saymasıdır. Herseyın en ıyısıne layık deılsınız amk aslında calıssa en ıyısı olcak da sız degılsınız.