çünkü neşeli insanlarız azizim. bu yüzdendir ki komedi filmlerimiz çok daha öne çıkar diğerlerine göre. (bkz: arog) (bkz: gora) (bkz: hababam sınfı serisi)
mesele, yalnızca -kaliteli korku filmi- meselesi değildir. komedi filmi mi yapıyoruz, aşk filmi mi yapıyoruz, muhteşem belgeseller mi yapıyoruz da korku filmi yapamıyoruz!
esas sorun kaliteli korku filmi değil esas sorun türklerin kaliteli film yapamamasıdır. her 5 senede 1 tane adam gibi film çıkıyor. mesela eşkiya gibi hala çıkmadı.
yapamıyoruz çünkü herkesin beğendiği testere vs.. o korku filmlerine ayrılan bütçeyle bizim filmlerimiz için ayırabildiğimiz bütçeler arasındaki uçurumdan ve dolayısıyla kullanılan teknolojik imkanların bizde olmayışındandır.
konak ve musallat filmleriyle bir parça olsun çürütülen sorunsaldır.
tamam ikiside çok başarılı sayılmaz ama özellikle konak sürpriz finaliyle falan değişik bir filmdir. ayrıca paşhan yılmazel haricindeki oyuncularda gayet başarılıdır konakta.
KORKU bilincimizin ve ritüelimizin, diğerlerinden farklı ve kendine özgü olmasından kaynaklı durum.
ek olarak klişeleşmiş batı hristiyan toplumlarının korku öğelerini hissetmeden ve yaşamadan beyaz perdeye aktarma çabamızın gülünç sonuçları olan saçma sapan türk korku filmlerinin verdiği ızdırap.
genelde birebir yaşandığında korkutan memleketim korku öğelerinin, 3. şahıs olarak izlendiğinde gülünç kalmasından kaynaklı durum.
korkularımızı itiraf edemememizden de kaynaklı bir tarafı vardır bu garip durumun. hiçbirşeyden korkmama düsturu ile yetişen anadolum insanı, yüreği hoplarken yalancı sırıtışlara gark olmaktan korkuları ile hiç yüzleşememekte ve korkusuz korkak olarak ömrünü tüketmektedir.