son zamanlarda atağa geçen filmlerdir. yabancı yapımlar yerine afişlerini sık sık görüyüroz artık. bazıları her ne kadar dizi tadında olsa da yabancı filmlere gidip elin gavurun kazanması kendi filmlerimiz kazansın mantığı da güdülebilir. (bkz: Babam ve oğlum) (bkz: eşkıya)
Her ne kadar son zamanlarda iyileri veriliyor olsada (mustafa hakkında herşey,Babam ve oğlum,Eşkiya gibisinden) Sömürücü zihniyetin bu yöne atlayıp kendine kazanç çıkarmaya sağlamaya başladığı ve dandik diye tabir ettiğim hiçbir anlam ifade etmeyen filmler yaptığı... Her abuk subuk komedide bir mehmet ali erbil olan ve onun seviyesiz şakalarını görmek zorunda olduğum için sinirlendiğim bu gişede tutsun seviyesizliğin içinde bulunduğu şiddet temasının ve belden aşağı esprilerin fazla fazla katıldığı sinema umarım yakın zamanda toparlanır.
kanalların yeterince değer vermediği sanat eserleri. gecenin bir yarısı denk geldiği türk filmini baştan sona seyretmek istiyor insan, araya cart diye sokulan reklam sinir ediyor insanı. reklamlar bittiğindeyse film başka bir yerden devam ediyor, ayrıca devamlı sahne atlıyor ve bazen sonu gösterilmiyor bile filmlerin...türk filmleri de seyirci de hak etmiyor bu saygısızlığı.
1993 lerde falan istabul kanatlarımın altında filmi ile atağa geçmiş sektör.çoğu beğenilmez.yılmaz erdoğanın organize işler ve vizontelesi, hokkabaz, güle güle gibi güzle örnekleri vardır.kimse de bok atmasın o kadar da kötü değil.
bol bol uzaktan kumandalı maket helikopter patlatılan amerikan filmlerini gerçekmiş gibi izleyen insanlara hitap etmez türk filmleri.teknoloji eksiği vardır.
genelde tek tipçilik göze çarpar. aslında hakkında yazacak çok $ey olsa da $imdi yüzeyselce bir kaç mevzuya değiniceğim.
efenim $imdi bir babayiğit cengaver ba$rolde olur, genelde kadir inanır'dır. ne bileyim bunu helal süt emmi$ bir iyi aile kızıyla evermeye çalı$an ba$ı örtülü bir teyze vardır. hobi olarak bunun annesidir. sonracıma bu iyi aile kızı olur i$te. akarlar maceralara. esas oğlanımız pis i$lere felan bula$ır. kız da onun yanında dolanırken kötü adamlar tarafından kandırılır yahut tecavüze uğrar. birincisi olursa kız aslında bizim maloğlanı kurtarmak için kötü adamlara kandığından bizim malcan hapise dü$er, kızı kötü beller. 'gahpee, nanköörr, kancıık' gibilerinden kallavi sıfatlarla demir parmaklıklar arasından kıza hönkürür. kızı hapisten çıkınca öldürmekle tehdit eder felan..
ikincisi olursa kız tecavüzün etkisiyle dine imana sarılır, temiz i$lerde çalı$mak suretiyle ekmeğinin derdine dü$er ama gene ve gene kötü amcalar pe$ini bırakmaz, bulurlar nereye gitse. sikertirler iyice kızın hayatını. bizim malatorda kızın intikamını almak için kötü adamları bulduğunda kızı gene beklemediği bir $ekilde bulduğundan kötü adamlarla beraber kızıda sikertir..
lan böyle en az bir milyon film var. ne biçim bi' yaratıcılık yoksunluğuymu$ki bu aptal konuları ısıtıp ısıtıp yeniden rimeyk yapmı$sınız pis herifler.
ps: telefona uzanan hatun elinin garip hareketleri ve daha karikatür dergilerinde çokça rastlanan kli$elere değinmedim bile..
günümüzün türk filmlerine gelecek olursak eğer; şu anki türk sinema dünyası çekim teknikleri açısından, görsel efektler açısından hollywood'un 80-90larına denk gelir. bu ne demektir? türk sinemasının emeklediğini göstermektedir. şu anda adam gibi tek savaş filmimiz nefes, korku filmi olarak ise adam gibi bir korku filmimiz yok, isterim ki keşke bizim sinemamız da the shining gibi piskolojik, gerilim, korku filmi çeksinler... ama nedense aşk ekseninde hababam dönüyoruz, anlayamadım gittim bu işi... farklı bir şeyler yapmaya çalış, evet ilk başta tutmayacak bu film, herkes sana kıçıyla gülecek ama bir adım at abi! bu ticari kaygı niye sen koca yönetmensin, sen koca senaristsin. sen ilk önce sanatı düşüneceksin, sonradan ticari olarak kaygılanman yerinde olur. ama yok aşk filmleri çekeceğiz de çekeceğiz, çekeceğiz de çekeceğiz... çek de bir de topa bir bas, bir fren yap! düşün taşın hacı! ya 10 film yaptım bunların biri aksiyon, diğer 9'U aşk filmi. insan demez mi bana ''oğlum hayrettin napıosun oğlum ya, anladık aşk! bokunu çıkarma şu olayın!''. derler derler...
bak bir cem yılmaz var, adam daşşağına gora'yı yaptı. star wars'un o ışın kılıcı muhabbetini tiye aldı ama onun gibi teknikler de kullandı filmde kötü mü etti? yooo... niye etsin abi? adam komedi bilim kurgu filmi çekti. helal olsun. iyidir kötüdür gora orası beni enterese etmiyor, zaten çok da fifi iyi olup olmaması hacı! maksat izleyiciye bizimde bu tekniklerle görsel birşeyler sunabildiğimizi göstermektir. başarılı da olmuştur kanımca. işin maddi boyutu var tabi. bu teknikler az buz para değil ama, dünyanın filmini çekiyorsun, aşk temalı filmler olmasına rağmen paranın amına koyuyorsun, hasılat yapıyorsun milyon dolarlarca ama iş tekniğe geldi mi ''dur orda hacı bu teknoloji bizim bütçeyi sarsar, en iyisi mi biz aşk filmi çekelim, zaten tutmaz da bu film!''. bu olayı şöyle anlaşılır birşekilde bağlayacak olursam, emre aydın piyasa şarkıcısıdır, piyasa şarkılar yapmaktadır ve bu işten paranın allahını kazanmaktadır. yani sanat düşüncesinden önce, para kazanacağım düşüncesi ortaya çıkarsa, emeklemeye mahkumuz her konuda demektir.
günümüz dünya filmlerinin gerisinde kalmış ama buna rağmen çok da güzel şeyler çıkartabilen bir sinemanın ürünleridir.
neden hala bu kadar kötüyüz durumuna gelince, sen oyuncuları salak salak dizilerde harcarken mal mal komedi filmi yolunda emekleyemeyecek kadar zayıf multimedya yığını yaparken* sürekli aşk,komedi,mafya ve az biraz dram tadında filmler yaparken hiç bekleme türkiye'de sinemanın ilerlemesini, he çok nadir de olsa güzel şeyler olmakta o ayrı.
(bkz: yerli filmler) olarak da adlandırılan filmlerdir.
eskilerine lafım yok. eskiler her zaman başkaydılar.
fakat yenileri hiç fedakarlık göstermeden feda edilen filmlerdir.
senaryoları genelde amerikan filmlerinden esinlenerek kurgulanır, azıcık değiştirip 'made in turkey' damgasıyla seyircilere sunulurlar.
Ek olarak: Dizileri de öyledir.
türk komedi filmlerini genelleme içine almazsak tek kelimeyle rezaletiz. ya bu konular üzerinde yoğunlaşmamız gerek ya da bırakalım yabancılar çeksin biz izleyelim.
gittikçe çöplüğe doğru yuvarlanan filmlerdir. ne komediler komedi, ne korku filmleri korku. tek becerebildikleri dram dram dram ki o da bir beceri değildir.