20.45 civarı özeti bitirip 21.00'da yayına başlayan 23.45'te bölüm bittikten sonra insanı sinir hastası edecek şekilde parça parça reklam verip 00.10 civarı bitiş jeneriği başlayan dizilerdir.
Adeta Youtuberlar gibi izlenmek için herhaltın yapıldığı, yaralı-yararsız, faydalı-faydasız olup olmadığı önemli olmayıp birnevi arz-talep ilişkisi ile "izliyorlarsa yapın-çekin" edasıyla yayınlanan gün geçtikçe tiktok kalitesine bağlayacaklarını düşündüğüm sektör. (Bazı diziler meclisten dışarı)
Ailevi ahlaki dini vs. değerlere uymadığı söylenen PARALI hizmet/yayın yaptığı için kolay erişilebilir olmayan Netflix dizilerine ayar verdiğimiz lakin %90 herkesin evinde olan kolay erişilebilir tvlerde Türk dizilerine gelince aynı tepkiyi göstermediğimiz (yani ikiyüzlülük yaptığımız) durumlarda mevcuttur. (bkz kadına şiddet, çok eşlilik, aldatma, kaçak aşk vs. trajedi)
Alan memnun satan memnun.
Türk dizilerinin çoğunun yabancı dizilerden araklandığını öğrendiğimde yaşadığım şok.
minimum 2 saat 15 dakika süren, bu sürenin en az 30 dakikası ağır çekimde bakışmayla geçen, dizideki erkek karakterin holding sahibi, kadın karakterin ise apartman dairesinde ya da gecekonduda yaşadığı hayatı anlatan, sonrasında o 2 karakterin önce kavga etmeleri, sonrasında sevgili olmaları, finale yakın da evlenmeleriyle sonuçlanan saçma sapan dizilerdir işte. evet her 5 türk dizisinin 3'ü bu konuyu işler.
aşırı uzun, kötü senaryo, kötü oyunculuk, bir sürü açık, ağalar aşiretler, lüks gerçekten uzak hayatlar, sansürler derken gerçekten çok leş bir sektördür.
bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar izlenebilir vasat üstü dizi var o kadar.
Bakın bu konuda kinliyim o yüzden kendimi tutmuyorum, Taaşuku talat ve fitnat diye bir kitap var bilirsiniz, klasik okumayı seven bir insan değilim lakin edebiyat ögretmenimiz sağolsun okudum ve niye bilmem aklıma direkt olarak dizi sektörü geldi, ya hadi bu bahsettiğim kitap ilk örneklerden, bu dizilerin hali ne lan? Ya abicim anlayın artık o zaman yaptılar baktı tutuyor ama şunu da bir anlayın ulan aynı şeyi tekrar tekrar görmek bayıyor! Ya yeter görmek istemiyorum zengin adam, fakir kız edebiyatını! Sanki Wattpadten amatör yazarlara yazdırıyorlar senaryoyu, aktörler zaten bezdiriyor, bakın türkiyede dizi senaryosu yazma formülü: Zengin, yakışıklı, karizmatik, kültürlü vs, erkek. Beceriksiz, salak, fakir ama niyeyse yüzünde ki makyajın parası evin kirasından fazla olan bir kız, aynı şirkette çalışırlar, ilk başlarda hep kavga ederler fakat sonra birbirlerine ısınırlar, sonra bunları ayırmaya çalışan (genelde erkek karakterin) eski sevgilisi ve onun partner in crime dostu gelir ve bunların arasını bozar, olayda bunların birleşmesi üzerinedir.
Fark ettiniz mi bilmem ama edebiyatımızın ilk örnekleri de bunlara benzer eserlerdi, ulan hadi onlar ilk örnekler, bunlar niye böyle? Ben bunları görmek istemiyorum ya, elin batılısı harry potter, lord of the rings yapsın, biz de anca adana kekolarının mafya olma isteme maceralarını, iki zerre kadar gerçek durmayan beyinsiz organizmanın aşk denen maceralarını izleyelim, ülke de bir snellman çıkması elzemdir, yoksa böyle çok anlamsız senaryolu film ve dizi görürüz
"türk dizileri kötüdür" algısına tam olarak katılmıyorum. Amerikan dizilerinin de geneli kötü ve çok fazla sayıda dizi yapılıyor. Ama arada bir sürü fark da var elbette. Vassatın üstüne çıkan dizi sayısı bizde daha az olmasının sebepleri bence:
-bütçe
-konu çeşitliliği (risk iştahı ile ilgili muhtemelen)
-bölüm ve sezon uzunlukları
-sansür
-ücretli platform çokluğu
-sektörün kanuni düzenlemeleri, sendikalar
-yan rollerdeki isimlerin geleceğini görememesi
ezik türk kızları buradaki hayatları gerçek sanıp her şeyi toz pembe sanıyor. sonra gelip zengin koca diye geziyorlar. babası çaycı kızı zengin koca arar.
genelde başrol oyuncuları öldükten sonra dirilerek geri döner diziye. her dizide mutlaka zengin-fakir olayı işlenir. ve itinayla öndeki araba takip edilir
fakir kız zengin erkek, kız apartman dairesi ya da gecekonduda kalır, erkek villada ya da rezidansta kalır, erkek ya köy ağasıdır (sıla, asmalı konak, kınalı kar) ya da holding sahibidir (afili aşk, yasak elma, dolunay) bu katagoriler dışındaki türk dizileri ya taksicileri, ya polisleri ya da doktorları canlandırarak senelerce yayında kalabilirler.
Zengin birileri fakir birileri zengin fakir aski, bu aski bozan zengin birileri zengin birinin kullandigi biriler sonuc olarak kavusamama veya kisa bir sureligine kavuşma dedikodular ve cok az IQ gerektiren is cevirmeler catismali sahneler ama kimsenin olmemesi herkesin berbat nisanci olmasi sonuc olarak kotu bir senaryo uzuun uzun bakismali Bos sahneler.
bir tane zengin oğlan ve onun holdingi. bir adet güzel ve o holdingte sıradan bir işte çalışan kız. finalde aşık olmaları. içindeki dialoglar falan hepsinde farklı olabilir ama genel kalıp bu.
%90 ı sikiş sokuş aldatma şehvet kötü örnek olabilcek nitelikteki dizilerdir. oyuncular zaten amatör amk. bir yabancı dizi veya film izledikten sonra bizimkilere dizi veya film bile diyemiyorsun.
ezel, suskunlar, şahsiyet, behzat ç, içerde, leyla ile mecnun (ve ekibinin çektiği diğer kısa süren diziler), masum, kuzey güney, deli yürek, ayrılsak da beraberiz, en son babalar duyar, çocuklar duymasın (tgrt ve atv'deki ilk sezonlar sadece), geniş aile, adanalı (sadece ilk 2 sezon), çukur (sadece ilk sezon)
daha eskilerden ise perihan abla, süper baba, ikinci bahar, bizimkiler, kaygısızlar vs var ama onlar samimi geldiği için güzel. senaryo olarak tabii ki vasat.
