caddelerde, sokaklarda, dükkanlarda vs. gördüğümüz afiş, pano, bilgilendirme yazıları gibi daimi karşılaşılan alanlara el atması gereken kurum.
belli bir standarda ulaşmış bir göz hastanesinin yeterince işlek bir cadde girişinde bulunan kocaman afişinde "astronot" kelimesi "astranot" olarak yazılmış, günlerdir duruyor orda. kimse de demiyor ki aga bu nedir? hastanenin oy verme butonu olsa direkt basıcam eksiyi, o derece sinirleniyorum afişi görünce.
ki egzos, eksozt, eksoz karmaşası yıllardır çözülemedi.
anlatım bozuklukları deseniz her an her her yerde.
şimdi arıyorum arıyorum bulamıyorum. üniversite'nin ana sayfasında ilişim duruyor ama sonuç alınamıyor. aklıma siyasî konular getirmemeye çabalıyorum ama o da olmuyor.
bilimsel bir makalede kaynak göstermek için tanımını aradığım anadil sözcüğünün bana lazım olan anlamındaki tanımı
anadil : ing. native language şeklinde veren kurumdur.
türkiye devleti'nde en gereksiz kurumlar arasında başı geçen kurum.
zamanında harf inkılabının yarattığı dinsel boşluğu bazı milliyetçi safsatalarla doldurmak için kurulmuş ve oldukça acayip kelimeler icad ederek milli(!) bir türkçe yaratmıştır.
acil olarak harflerin üzerinde şapkaları v.b şeyleri geri getirmesi gereken kurum. dil bitiyor lütfen bir el at be kurum. konuştuğum konuştuğumuz dilden iğreniyorum.
not: türkçe den iğrenmiyorum şuan ülkede konuşulan ne olduğu belli olamayan ortalama günde 100 kelime kullanılan fakir dilden iğreniyorum.
hakkında en küçük araştırma yapmaksızın, sağdan soldan duyulan söylemler ile, karalanmaya çalışılan koskoca kurum. bu durum ise; sadece cehalet ile açıklanabilir. yıllar yılı; hostes için;gökkonuksal avrat, otobüs için; oturgaçlı götürgeç, zeytin için; çatal batmaz kaydırgaç, sigara için, dumanlı tüttürgeç, prezervatif için; korungaçlı geçirgeç gibi nereden duyumsandığının oldukça merak edildiği kelime seçilimleri, bu kurumun bugüne değin sirküle ettirdiği hiç bir sözlükte yer almamıştır. her şeyden önce; bir dilde yeni bir sözcük türetilmek istenirken, uyulması gereken bir etik söz konusudur. bu etikte: dilin fonetiksel ahengi, telaffuz, formel ek uyumları gibi kıstaslar ışığında gerçekleştirilir. ve bu örneklem olarak dile getirdiğim sözcükler, bizim kural, ve kıstaslarımıza aksi yönde durmaktadır.
maalesef adının getirdiği beklentileri karşılayaman kurum. google'da bile aramak istediğiniz herhangi bir cümle ya da kelimeyi yanlış yazdığınızda %99,9 oranında düzeltip verirken türk dil kurumu internet sitesindeki büyük türkçe sözlükte ayşe'yi ayse diye yazın
"Söz bulunamadı.
Aşağıdaki sözlerden birini mi aramak istediniz?" ibaresinin altında portakal, zeytin gibi aramak istediğiniz kelime ile alakası olmayan bir çok kelime çıkıyor(biraz abarttım ama neyse)
sürekli surette eleştiri mekanizmalarının eline materyallik eden, işini düstur edindiği prensipler ışığında yerine getiren, karşı sözcük bulma kıstasında oldukça başarılı bulduğum, nadide bir kuruluş. bir bakalım, hangimiz; flaşör diyoruz? tdk'nın türettiği; dörtlü sözcüğünü kullanıyoruz. hangimiz talebe ya da, mektep diyoruz. computer kelimesini kullanan kaç kişiyiz peki? çalışıyorlar, didiniyorlar. kendilerine eleştiri getirenlerin "türkçe dağarcıklarını" merak konusu etmeksizin.
kendilerinden göndermelerini istediğim özel basım kitap için önce 2 hafta bekletirler sonra ararsınız bağırıp çağırırlar parasını peşin vermenize rağmen bu muameleye tabi tutulursunuz.en son 5-6 aramada kitabı göndermeye ikna olurlar ama 1000 sayfalık akademik kitabı kapağı ve bütün yaprakları pembe renk basıp gönderirler.rafta pembe kitaba baktıkça güzel güzel anarsınız çalışanları.fotokopisini yollasalar yine razıydım.pembe.
güneş dil teorisi raporunu yan başlıklarından biri olarak sunan bir web sitesine sahip kurum. halen daha etimolojik sözlüğe sahip olamamış kurum. insanın sorası geliyor: şu deli saçması ve modası geçmiş(bir zamanlar her millet kendi dilinin dünyadaki tüm dillerin anası olduğunu söylerdi) raporun yerine etimolojiye kassaydınız arkadaşlar? türkçemizi güzel kullanmalıyız önce pardon.
owencanlık yapacam ama çok vasat bir dil kurumudur.
halka açılması gereken kurumdur. yalnız içeri emolar, tikiler ve kırolar alınmasın.
şimdi zaten tıpta, telekominasyanda fazla çalışmaları olan bir millet değiliz henüz. ama her türlü yeniliği takip eder ne eder eder alır kullanırız o ayrı.
elin oğlu bir şey üretir hop kendi ismiyle piyasada. vay arkadaş madem zavazingoyu aldık bizden önce adamlar bulmuş biz de bari yerli bi isim koyalım şuna demek yok.
şimdi halka duyrulsa böyle böyle bi yenilik var ne isim koyalım diye. neler çıkar neler.
sözbul uygulamasını başarılı bulduğum kurumdur. bazen saçma sayılabilecek önerilerle ve kelimelerle gelse de bildiklerimizi pekiştirmek ve yeni şeyler öğrenmek adına güzel bir çalışmadır.
bizi onlarca arap, fars kelimelerden kurtaran; ancak birileri tarafından istenmediğinden olacak üzerine salak salak propaganda yapılan ** cunhuriyetin en iyi kazanımlarından biri.
dil bir milletin en büyük değeridir. dil bir insanın ırkını belirleyen en büyük etmendir. dilini kaybeden milletini de kaybeder. son zamanlarda görevini pek iyi yaptığı da söylenemez.