tüketim çılgınlığı

entry58 galeri1 video1
    32.
  1. "Tüketin aptallar…

    yarışın

    bir birinizi ezip , durmadan haksızlık edin…

    ahlaktan bahsedin , siz bu kadar ahlaksızken

    yeni bir namus anlayışı edinin , eskisinden daha rezil olan

    Erkeğin kadından daha üstün olduğunu söyleyin utanmadan ,

    Evinizde köleliğinizi yaşayın

    Zulme sessiz kalın

    saatlerce televizyon izleyin

    bırakıp olmayan beyniniz yıkansın saçmalıklarla

    sizi aptal yerine koyacak bir partiye oy verin

    insanların hayatlarını bilmeden onları yargılayın.

    Siz tüketin
    sadece tüketin
    insanlığı
    dostluğu
    aşkı
    her şeyi …"
    2 ...
  2. 31.
  3. üretim çılgınlığından da kaynaklanmaktadır. bir ürünün birçok üreticisi ve birçok farklı versiyonu olabilecekse üreticiler görevleri üzere bu versiyonları türetip üretirler ve piyasaya sürerler. insanlar ürünleri aldıktan sonra üreticiler karınlarını doyurup ölene kadar evlerine çekilecek değillerdir. bundan sebep ürünler daha kalitesiz yada geliştirilebilirliği olduğu halde eksik olarak üretilir, böylece üreticiler bir sonraki üretimin satılabilirliğini garanti ederler. giyimde moda bu sebeple vardır. tişörtler 10 yıkamadan sonra kesinlikle ilk günkü gibi olmazlar. kazaklar tiftiklenir. teknoloji gelişse bile biz insanlara tamamı bir anda iletilmez. telefonlar eskir ve bozulur. (yeni modelleri çıkar) bilgisayarlar gelişir. insan hayal gücünü kullandıkça üretimi arttıracak ve bunu gören diğer insanlarda aynı şekilde para kazanmak isteyecekler.
    0 ...
  4. 30.
  5. ilk aklıma gelen , disko kralının jenerik müziğidir .
    okan bayülgen ve modelin düeti şeklindedir .

    0 ...
  6. 29.
  7. - abi bana 7 tane ekmek versene.
    + auuww tüketim çılgınlığı.
    - lan sus amcık memleketten akrabalar geldi ne tüketimi ne çılgınlığı.
    + ooo yeee.
    0 ...
  8. 28.
  9. tüketici teorisi'ni bir açıp okumak gerek o zaman kapitalizmde her şeyin nasıl planlı işlediği anlaşılacaktır.
    0 ...
  10. 27.
  11. Jean baudrillard 'tüketim toplumu' kitabında tüketim çılgınlığının üretim fazlasından kaynaklandığını, aşırı tüketimin yapıldığı bir toplulukta kıtlıktan bahsedilemeyeceğini söyler. tüketim çılgınlığı sonucunda; üretime kattığı faydadan daha çok tüketen kesim ile üretime kattığı faydadan daha az tüketen iki farklı kesim oluşacağı ve toplumda bu iki zıt kesimin oluşmasının tek sebebinin kaynakların dengesiz dağılımı olduğunu belirtmiştir. *

    çok daha önceleri ise joseph schumpeter 'sosyalizm, kapitalizm ve demokrasi' kitabında 'yıkıcı yaratıcılık' kavramını ortaya atmıştır. bu kavrama göre kapitalist sistem içindeki işletmeler devamlılığını sürdürebilmek için hep inovasyon yapmalı; ürün, hizmet ve süreçlerini yenilemelidir. piyasaya sürekli yeni ürün girişi; bir teknolojiyi eskitirken yerine yeni bir teknoloji getirecektir. bu sayede hep tüketicilerin elindeki teknolojiler eskiyecek ve tüketici yerine daha iyisini almaya yönelecek ve bu süreç devamlı tekrar edecektir.

    ne yazık ki, tüketim formlarımız gün geçtikçe artmaktadır ve mutlaka artmaya da devam edecektir.
    2 ...
  12. 26.
  13. 25.
  14. 24.
  15. Tekstil ve ayakkabida uctuk elektronikte doymuyoruz, eskitemiyoruz hic birseyi.
    1 ...
  16. 23.
  17. -tasarruf şart eğer kendin üretmiyorsan dışa bağımlı kalırsın!!!
    0 ...
  18. 22.
  19. Baba bunu bana al. Baba bunu da bana al, bunu da bunu da bunu da yeeaaah this is spartaaa diye devam eder bu tüketim çılgınlığı. Ama ne demiş ekonomi büyüklerimiz (!) alın verin ekonomiye can verin.
    0 ...
  20. 21.
  21. Tüketim çılgınlığı yerine, "tüketim manyaklığı" tüketim sarhoşluğu" tüketim körlüğü" gibi ağır ifadeler kullanılmalıdır.
    0 ...
  22. 20.
  23. şirketlerin taktikleri, reklama harcadıkları milyon dolarlarla başardıkları olaydır. insanın bilinç altından tutunda, sosyal statüsünü kabul ettirmesine kadar her şey sahip olduğu telefon, saat vb. bağlı olduğu için zorunludur.
    0 ...
  24. 19.
  25. herkesin ister istemez kendini kaptırıp içinde yok olduğu dünya.
    0 ...
  26. 18.
  27. kapitalizmin modern dünyaya sunmaya devam ettiği ve insanları insanlığından çıkaran bir silah...
    1 ...
  28. 17.
  29. doğrusu beni de çılgına çeviren bir hadise.
    bir sürü manyak insan sabahın köründe "discount" yapacağı söylenen mağazaların önünde bekliyor, kapı açılınca da sığır sürüsü gibi içeriye dalıyor filan. o anlarda insanlığımdan utanıyorum. üstelik bu dünya çapında bir salgın ve insanı insanlığından çıkaran pis bir aktivite.
    1 ...
  30. 16.
  31. kapitalist sistemin ayakta durabilmesinin gereği...

    arz edilen ürünler çılgın bir şekilde tüketilmek zorundadır.

    (bkz: çıldır çıldır çıldırmayan ibne)
    1 ...
  32. 15.
  33. herşeye, ve herşeyin en güzeline sahip olma arzusudur.
    şimdi kapitalizmin hayatta kalması için insanlara enjekte ettiği bir hastalıktır diyeceğim.
    cevap olarak herşeyi kapitalizme bağlayan insan şeklinde yorum yapılacak.

    ama ne yazık ki bu kapitalizm gerçeğini değiştirmeyecektir.

    tüketilen önce paramız, sonrasında da değerlerimiz ve en sonunda ruhlarımız olacaktır.
    0 ...
  34. 14.
  35. insanları içine almış bitmek bilmeyen, giderek büyüyen çılgınlık.
    replikleri şu şekildedir :
    "aman tanrım kredi kartına 12 taksit"
    ve sonra olaylar gelişir...
    (bkz: tüketim toplumu)

    bu çılgınlığa itafen şöyle denmiştir ; things you own end up owning you
    birde şöyle söylenmiştir ; fake plastic trees
    0 ...
  36. 13.
  37. kapitalist düzenin son yıllarda türkiye'yi de pençesine aldığı zararlı bir alışkanlıktır. tasarruf meğilimiz japonya kadar olmasa da avrupa ülkelerinden yüksekti. ancak son yıllarda kredi kartlarının özendirilmesi, magazin programlarında ve tv'lerde özendirilen şaşalı yaşamlar vb. gibi faktörler ile insanların para harcama konusunda alışkanlıklarını değiştirmesi ile meydana gelen hadisedir. sosyal çözülmeye etkileri bilim adamlarınca saptanmış istatistiki verilerle sabit bir unsurdur.
    0 ...
  38. 13.
  39. 12.
  40. tüketim çılgınlığı, kapitalizm denen iğrenç görüngünü tüm insanları ittiği bok çukurudur. paranız varsa tüm paranızı, yoksa gelecekte kazanacağınız metayı harcamakla yetinmez; bütün hayatınızı ve düşnceleriniz,, duygularınızı, aşklarınızı, cinselliğinizi, anne-baba, aile seviginizi, kısacası her şeyi bu tüketim çemberine alırsınız. aşık olamaz ve bağlanamzsınız. yeni bir aşk bulur, bir gecelik ilişki yaşarsınız. dahası hayatta ki tek başarı ve tüm mutluluk arzularınızı para ile tatmin edebileceğinizi düşünürünüz. para ile mutlu olacağınızı düşünürsünüz anca muluta tükeneceği için müthiş bir tatminsizlik ve dolaylı bir keyifsizlik yaşarsınız.

    artık hiç bir şeyin tadının eskisi gibi değil lafını sürekli sarfeden birilerinin olmasının nedeni budur. bu kadar iletişim olmasına rağmen hiç bir şeyi paylaşamıyoruz. her şey o kadar çok ki yalnızca elimizin altında olmayanları yani geçmişi özlüyoruz. eğer bu çağa doğmuş zavallı çocuklardan iseniz vay halinize... sığınacak anılarınız bile yok demektir.
    0 ...
  41. 11.
  42. köleler ve sahiplerinin birbirlerine bağımlılığı.
    0 ...
  43. 10.
  44. 9.
  45. üretim fazlası ile alakalıdır. üretimin devamlılığı için sermayedarlar bunu refleksif( fakat bilinçli bir refleks, biyolojik bir refleks ile karıştıtırılmaması şart) olarak gerçekleştirir.

    serbest pazar döneminde sermaye ilkel bir biçimde birikirken, üretimdeki fazlalılık göz ardı edilir bir biçimde artıyordur. fakat biri aritmetik olarak artarken, diğerinin geometrik artışı tüketimi karşılayamaz düzeye getirdi. pazar döneminden bir üst evreye geçişteki bu kriz aşaması kapitalist düzeni sürekli krizlere sokar hale geldi. sermaye ihracı ve tüketimin başka pazarlarla karşılanması sayesinde bu düzen bir dönem aşılsa bile üretimdeki sürekli artış, fazlalığı doğuruyordu. sömürgeler ile ana kıta arasındaki tüketim farklılıklarının doğal sonucu olarak bu yeni emperyal düzende kendi arasında çatışmaya girer oldu.

    kurtuluş reçeteleri içinde modern kapitalizmin tüketimi arttırıması ve kendi ülkelerinde dahil olmak üzere, gelişen pazarlarıda yadsımamaması gerekiyordu. işte bu sınıfsal bir bilinç olan tüketicilik toplumun tamamına yayılan bir olgu haline geldi ve üretim fazlasının doğal bir sonucu ama karşılılı etkileşimi olarak çıktı.

    tüketim ve üretimin sonsuzluğu olmadığından gene orantısız artışlara neden oldu. doğal kaynakların tükenmeye başlaması, nispi artı değerin ve temel artı değerin sonsuzluğu olmadığından üretim süreci yeni bir paradoksa tutuluyor. bu tutulma ile tüketim aynı anda gerçekleşmediğinden modern zamanlarda finans sermayesinde krizler daha sık ve etkili olup toplumu etkilemektedir. tüketim-üretim ilişkisindeki bu küçük sıçrayış büyük pazarların birbirleriyle karşıya gelmesinin azlığını gösterir.

    tüketim ilişkisi ekonomik bir indirgemeye çalışmak mekanikleşmeye ve dogmatikleşmeye yönelmektir. bu nedenle bu ilişki yalnızca altyapısal değil üstyapısal bir olgudur. yani ekonomik bir altyapısı olmasına rağmen kültürel bir olgudur aynı zamanda. kültür ve sınıf bilinci tüketim çılgınlığını bizlere daha rahat açıklayacaktır.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük