fazlasıyla dolu olmayı gerektirecek durumdur. küçük abdest ise, o kadar para boşa gitmesin diye, gereksiz sabun israf etme, tuvalet kağıdını çarçur etmek, kağıt havludan çantaya stoklamak gibi eylemler de düşünülebilir.
b.kun, hükümet tarafından belirlenen taban fiyatı mı vardır? neye göre, kime göre hakkını vereceğiz? gramı kaç liradır? 137 kg.lık bir bünyenin b.ku ile 56 kg.lık bir bünyenin b.ku bir olabilir mi? bu iki bünye neden aynı parayı vermektedir?
gibi sorularla kafayı yedirtebilen başlık. aslında bunları en iyisi s.çarken düşünmek.
m: ne kadar borcumuz?
t: küçük mü büyük mü kardeş?
m: o ne yahu, farklı mı fiyatı?
t: farklı tabi, bok temizlemek kolay mı?
m: osurdum ben, 2 tane al!
t: bi ufak alalım senden,
m: ishaldim ama, biraz kaçmış olabilir!
t: ne dürüst adamsın, almıyom senden para,
m: valla olmaz, gelmem bida,
t: kolonya dökem mi abi?
m: dök tabe, o ne kadar?
t: iyimisin abi sen?
m: kafama da dök, ohh
t: ama abi..
m: dök lan biraz da arkamdan sık, nıhahah
t: amanın adam delirdi!!
m: hububat fiyatları tabi, haksızmıyım benjamin m: haklısın tabi cevat abi..
motor fena halde bozulmuş son bi çare kasılmaktan bi hal olmuş vaziyette dururken gittiğin tuvalette işini bitirdiğinde "ulan verdiğim para helal olsun" dersin. işte o anda gerçekten "yuh be o kadar para verilirmi" diyeceğin yerde "helal olsun" demenin tam zamanıdır...