eğitiminde anne ye çok fazla yük düşmektedir. sigmund freud'un dediği gibi, ilk 6 yaşına kadar bir çocuğa bu konuda ne verdiyseniz, onunla büyüyor.. şayet bu evrede tuvalet ve yapılması gerekenleri kavrayamamış, konu hakkında sözlü ve fiili şiddete mağruz kalmış bireyler, ileriki geç dönemlerinde tuvalete karşı önyargılı ve çekingen olurlar.
arkadaş ve misafir evlerinde tuvaleti kullanamazlar, temizlemeden duramazlar. evinde tuvalet kendisi dışındaki birisi tarafından kullanıldıysa, uzunca süre tuvalete giremez, şadırvanlara yönelir, tuvaletlerini tutarlar.
işeme, sıçma deliği. kutsal değil, aksine lanet(!) bir yer.
peki neden?
insanoğlu, kendi bokundan neden iğrenir?
kendi bokuyla barışık olmayan tek hayvan insandır. illa bokunu ye demiyoruz ama neden iğreniyor, o da gerçekten araştırılmaya değer.
fen bilgisi, 5. sınıf bilgilerini biraz hatırlarsak; canlıların ortak özellikleri: solunum, hareket, irkilme, beslenme, üreme. canlıların günlük olarak yaptıkları eylemler ise solunum, beslenme ve boşaltım.
100 numaradır efendim,içinizdeki pislikleri saldığınızdan ötürü daha rahat düşünürsünüz:) Ne demiş atalarımız,"Türk'ün aklı ya sıçarken ya da kaçarken gelir."
Konferans sırasında arkadaş olan üç uzman birlikte tuvalete girerek ihtiyaç gidermişler. işini ilk bitiren ellerini yıkadıktan sonra makineden peş peşe kurulama kağıtları alıp ellerini kurulamış. Tam 16 adet kağıt havlu harcamış. Arkadaşlarına dönmüş:
- Bizim okulda önce temizlik öğretilir.
işini ikinci bitiren tek bir kağıt havlu çekmiş ve elini kurulamış ve diğerlerine dönmüş:
- Bize okulda çevreciliği öğrettiler. Çok kağıt harcamak çevreye zararlıdır.
Üçüncü kişi ne ellerini yıkamış, ne kağıt almış. Kendisine şaşkın şaşkın bakan arkadaşlarına dönmüş:
çok acaip bi yer. düşünün evde arkadaşların manitan annen baban oturup muhabbet ediyor sen bi kapının arkasında sıçıyorsun. evin içine sıçıyorsun resmen sonra gelip muhabette devam ediyorsun. ben odamda internette takılıyorum adam yan tarafta sıçıyor. köylü çok mantıklıymış arkadaş tuvaleti evin dışına yapmış evin içine sıçılırmı laaan.
yunus yıldırım verdiğin kararlara sıçayım afedersin.
misafirlikte uğramaya korkulan yer.
bu bir yardim çağrısi niteliğinde Entry olacak.
işten çıktim biraz rakı piizlendik dostlarla. sonra cemo da kalayım dedim. eve geldim piii kapı önü ayakkabı yığını. arkami dönerken meliha teyzeye çoktan yakalais kedi gibi enseden tuttu soktu içeri.
köyden gelen insanlar aşağılama değil kendimi aşağılıyorum, onlara farklı geldim inceliyorlar beni. herkes bana bakıyor ve benim ağzımdan çıkan "danayi naptiniz" suan buna gülüyorum. neyse sohbete daldılar tuvalete gidicem tam kedi kucağıma geldi. tam gidicem dayı nerelisinden başladı sorguya. artık tamam gidiyorum dedim kalktım kapı çaldı onu açtım hayda öp saril falan. mürsel amca tuttu kolumdan kaburga bu gel ye diyor yandan cemonun tek içten dostusun diyor.oysa biraz daha beklersem en rezil dostu olacaktim. herkes sofraya oturdu ben bi elimi yikm deyip sıyrıldim...