''Ve yalnızlık kelimeyle birlikte yaşadı insanın içinde, kelimeler yalnızlığı anlattı ve yalnızlığın içinde eriyip kayboldu. Yalnız kelimeler dindirdi acıyı ve kelimeler insanın aklına geldikçe yalnızlık büyüdü, dayanılmaz oldu.
Hep geçer diyorlar ya olric. Sence geçer mi? Geçer elbet efendim; bazısı teğet geçer, bazısı deler geçer, bazısı deşer geçer, bazısı parçalar geçer. Ama mutlaka geçer ..
insan nedir bilir misin olric.? -nedir efendimiz.? '-ağaçları kesip onlardan kağıt yapan sonrada o kağıtlara 'ağaçları koruyunuz' yazandır..
Biliyor musun olric, benim bir çok dostum var. Görüyorum efendimiz, hepsinin sırtınızda izleri var.
Herkes geçer diyor. Geçer mi Olric ? Herkes ne bilir acımı. Herkes ne bilsin acımızı. Yaşar gibi yapmaktan, Özlemez gibi yapmaktan, iyiymiş gibi yapmaktan... Nefes alıp onu içimde tutmaktan, O nefeste boğulmaktan Sıkıldım. Ki nefessizlikten değil nefesten bogulmaktır marifetimiz Olric .
-Evet efendimiz.
Bana katıldığını bilmek güzel. Arada ses vermen güzel. Içimin sesi de olmasa ölürüm yalnızlıktan."
aslında hiç birimiz bu hayatta tutunamıyoruz sadece alışkanlıklarımız var. herşeyin bir süresi var ve bu kitap da hep iz bırakan bir şeyler var hep gidenler ve geri de kalanların dramı var. hepimizin yaşadığı bazen farkında bile olmadığı bazende içinden çıkamayacağı derecede yaşadığı içinde boğulduğu olaylar var.
karar vermek değildir bu zaten olan bir bir şeydir ama farkında değilmişizdir. bu sadece bu kitabı okuduktan sonra anlaşılmayada bilir fakat gözümüzü açması ve gerçekten neye tutunmaya çalıştığımızı ve aslında başaramadığımızı kanıtmak için seçilebilecek en doğru yollardan biri olabilir bu kitap. en azında şu yukarıda paylaşmış olduğum kitaptan alıntı bir kaç cümle her şeyi açıklıyor.
Kenan ışık der ki 'ülkemiz halkını anlamak istiyorsanız bu kitabı okuyun. ' aklımda kalmış.
Edit: beş şehir adlı eser için söylendiği yönünde iddialar da vardır.